Afganistan'da bugüne dek devam eden savaş ortamı, 1978 yılında sol yapıların gerçekleştirdiği darbe olan "Sevr Devrimi" ile patlak verdi.
Sevr Devrimi/Darbesi (27 Nisan 1978)
1977'den itibaren darbe hazırlıklarını yöneten Sovyetler Birliği Afganistan Takvimi'nde Sevr Ayı'nda 27 Nisan 1978'de Afganistan Ordusu'ndaki Komünistleri, hem Halk hem de Perçem fraksiyonlarını harekete geçirterek Afganistan'da darbe yaptırdı.
Kabil'de bir gün süren çatışmaların ardından idare darbecilerin eline geçti. 28 Nisan 1979'da cumhurbaşkanı Davud Han da öldürüldü. Bu darbe Komünistlerce 'Sevr Devrimi' olarak isimlendirilmektedir.
1978 yılında Afganistan Demokratik Halk Partisi, Sevr Devrimi ile yönetimi ele geçirdiğinde, parti içindeki "Halk" kanadı "Perçem" kanadını bastırarak yönetim kadrolarını ele geçirecekti.
1978'de Afganistan
Komünist darbenin gerçekleştiği 1978'de Afganistan 13,4 milyon nüfusa sahipti ve halkının çok büyük kısmı köylerde yaşıyordu. Başkent Kabil'in nüfusu 500 bindi. Ülke genelinde büyük bir yoksulluk bulunmakta, halkın çoğunluğu ticari ilişkilere girmeyip köyünde yetiştirdikleri ile geçinmeye çalışmaktaydı. Köylerde halkın çoğunluğunun kimliği bulunmuyordu ve devlete ait okullar yoktu. Bu da Afganistan toplumunu büyük ölçüde geleneksel bir yapıda tutmaktaydı.
1 Mayıs 1978'de Afganistan'ın ismi diğer pek çok Komünist ülkedeki isimlendirmeyle 'Afganistan Demokratik Halk Cumhuriyeti' olarak değiştirildi.
Halk fraksiyonunun çoğunlukta olduğu bir yönetim konseyi ülkeyi yönetmeye başladı, konseyin başına Halk fraksiyonunun lideri Teraki geldi.
Darbenin ardından Teraki'nin konuşması
Teraki'nin iktidarda iken Sovyetler Birliği'ne yaptığı bir ziyaret, 1978
Mayıs ayında hızlı bir şekilde yeni yönetimin İslami uygulamaların her türlüsüne savaş açması üzerine ayaklanmalar başladı. İlk isyan, yaklaşık 80 sene önce Müslüman olup Afganistan'ın en dindar bölgesi haline gelen Nuristan'da çıktı. İsa Nuristani tarafından yönetilen halk isyanının benzerleri daha sonra ülke geneline yayıldı. Ayrıca bu süreçte Celaleddin Hakkani de 1970'li yılların başından itibaren yönetim tarafından hedef alınmış ve hükümet karşıtı direnişe başlayan ilk isimlerden olmuştur.
Böylece Nisan-Mayıs 1978'de darbe ve halk isyanıyla Afganistan'da halen süren savaş başlamış oldu.
İsyan başlamadan önce Komünist olmayanlara yönelik toplu idam ve infazlara başlamış bulunan Komünist rejim isyanla beraber katliamlarını artırdı. İsyanın yayılması karşısında rejimin aciz kalmasını lehine çevirmeye çalışan Sovyetler Birliği 1978'den itibaren Afganistan'ın bazı kritik noktalarını kontrole başladı. Afgan Ordusu fiilen Sovyet generallerin kontrolüne girdi. Sovyet savaş uçakları ve pilotları görünüşte Afganistan'daki Komünist rejime verilerek Afganistan'ı bombalamaya başladı.
1978'de Komünistler on binlerce Afganı katlederken 1979 başına gelindiğinde tüm Afganistan'ı isyanlar sarmış, ülke kanlı bir iç savaşın içine düşmüştü. Genelde kırsal kesimde süren bu çatışmalar Mart 1979'da yeni bir evreye geçti. Afganistan'ın üçüncü büyük şehri olan Herat toplu bir halk isyanıyla rejimin kontrolünden çıkarken, ardından 25 bin kişinin öldürüldüğü büyük bir katliamla Komünistlerce geri alındı.
Bir taraftan da rejim içerisinde Perçem ve Halk fraksiyonlarının iktidar rekabeti sürmekteydi. Teraki'nin en yakın adamı olarak görülen ve Teraki gibi Halk fraksiyonundan olan Gilzay Peştunu Hafizullah Emin (1929-1979) 1979 başından itibaren Teraki ile fikir ayrılıklarına düşmüş ve iktidar mücadelesine girmişti. 14 Eylül 1979'da Hafizullah Emin bir darbeyle Teraki'yi devirdi ve tutukladı. İktidarda yaşanan bu kavga halk isyanını daha da büyüttü, bazı şehirler isyancıların kontrolüne girdi.
Hafizullah Emin
Hafizullah Emin, kendisini Afganistan'da iktidarda istemeyen Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahale edeceği sinyali vermesi üzerine Emin Teraki'yi 8 Ekim 1979'da öldürdü.
Hem Sovyet müdahalesinden endişe eden hem de halk isyanıyla Kabil dışında tüm bölgeleri kaybetmek üzere olan Emin aslında dindar biri olduğu açıklamasını yaptı ve ABD ve Pakistan ile iyi ilişkiler kurmak istediğini söyledi. Fakat Emin bir taraftan da halka yönelik katliamlara devam etti.
Emin'in açıklamaları ve Afganistan'ın git gide anti-Komünist güçlerin eline geçmeye başlaması üzerine Sovyetler Birliği Afganistan'ı işgale karar verdi. Nisan 1978 darbesinin ardından aşamalı olmayan doğrudan Komünist devrim yöntemini benimsedikleri için Halk fraksiyonunu destekleyen Sovyetler Birliği, o dönemden beri yaşananları değerlendirerek Perçem fraksiyonunun daha sistemli ve soğukkanlı olduğuna kanaat getirdi. İşgal öncesi bu fraksiyonun lideri Babrak Karmal ile anlaştı.
Bu antlaşmaya göre işgal sonrası duruma göre Afganistan'ın bir Sovyet cumhuriyeti olarak Sovyetler Birliği'ne katılması da düşünülebilirdi.
24 Aralık 1979'da 115 bin Sovyet askeri Afganistan'ı işgale başladı. Hafizullah Emin başlangıçta bu işgalin anti-Komünist güçlere karşı olduğunu, Sovyetlerin kendisine yardım için geldiğini, kendisini devirmeyeceğini düşünüyordu. Fakat 27 Aralık 1979'da Sovyet komandoları Emin'i öldürdü. Halk fraksiyonu dağılırken Afganistan'ın başına Babrak Karmal geçti.
Sevr Devrimi olarak anılan darbe, Afganistan'da halen çözülemeyen kriz ve savaş ortamına yol açacaktı.
Kaynak: Mepa News