Afganistan’daki son askerlerini de çekmeye başlayan ABD, Orta Asya’yı terörle mücadele operasyonlarının potansiyel merkezi olarak 2000’lerin başından bu yana, hiç olmadığı kadar yakından değerlendiriyor.
Ancak bölge ülkelerinin şüpheyle yaklaştıkları Washington’u güvenilmez bir ortak olarak görmesi, ABD’nin planlama yapmasını zorlaştırıyor. Bölgede önemli nüfuz sahibi Rusya ve Çin’in, arka bahçeleri olarak gördükleri Orta Asya’da ABD’nin askeri varlığının artmasını hoş karşılamaları da beklenmiyor.
Savunma Bakanlığı’nın Hint-Pasifik ilişkilerinden sorumlu bakan yardımcısı David Helvey, 12 Mayıs’ta Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komisyonu’na yaptığı açıklamada, ABD askerlerinin konuşlandırılması ya da gözlem faaliyetlerinin sürdürülmesi için Afganistan’ın komşularıyla henüz anlaşma yapılmadığını bildirdi.
"Bölgedeki mevzilerden terörizmin izini sürme imkanına sahip olmaya devam edeceğiz’’ diyen Helvey, ‘‘Bu ayak izinin ne olacağı ise denklemin önemli bir parçası” diye konuştu.
Helvey, Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Afganistan’a yakın bölgeleri değerlendirdiğini bildirdi; ancak ülke ismi vermedi.
‘‘Orta Asya’daki seçenekler değerlendiriliyor’’
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Kenneth McKenzie de Washington’un olası tehditlere yanıt vermek için askeri varlıklarını Orta Asya’da konuşlandırmaya devam edebilmesi için seçeneklerini araştırdığını bildirdi.
McKenzie, Kongre’ye 20 Nisan’da verdiği ifadede henüz konuyla ilgili herhangi bir anlaşma yapılmadığını söyledi.
McKenzie, ABD'nin bölgede büyük, insanlı uçak ve insansız hava araçlarını içerebilecek genel istihbarat, gözetleme ve keşif platformlarına ihtiyacı olduğunu aktardı.
Görüşmeleri yürüten ABD Dışişleri Bakanlığı VOA’e yaptığı açıklamada, terör tehdidinin yeniden ortaya çıkması karşısında ABD’nin terörle mücadele konumunu yeniden organize ettiğini bildirdi.
Açıklamada ‘‘Ortaklarla, müttefiklerle ve aralarında Orta Asya’nın da olduğu dünya genelindeki önemli ülkelerle bu sorunu en iyi nasıl çözeceğimiz konusunda temaslarımızı sürdüreceğiz’’ denildi.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Afganistan'ın komşularının, özellikle IŞİD ve El Kaide'den gelen tehditler dahil uluslararası terörle mücadele konusunda ABD’nin çıkarlarını paylaştıklarının altını çizdi.
Washington’un Kırgızistan hariç tüm Orta Asya ülkeleriyle askeri ortaklık ve uçuş anlaşmaları mevcut. Kırgızistan ise bu anlaşmaların tümünü 2014’te sonlandırmış ve Bişkek’teki ABD askeri üssünü kapatmıştı.
Güney ve Orta Asya ilişkilerinden sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Asistanı Emekli Büyükelçi Richard Hoagland, gerekli durumlarda Orta Asya ülkelerinin üslerine erişim sağlanabilmesi için görüşmeler yapmanın mantıklı olduğunu söyledi.
‘‘Tam teşekküllü üs yerine üslere erişim izni’’
Hoagland VOA’e yaptığı açıklamada 11 Eylül saldırılarından sonra Özbekistan’daki Karşı-Hanabad ve Bişkek'teki Manas Hava Üssü gibi tam teşekküllü Amerikan üsleri kurulmasını beklemediğini kaydetti.
Çin ve Rusya’nın ABD üslerine karşı çıkmasının ve Orta Asya hükümetlerine baskı yapmasının mümkün olduğunu belirten Hoagland, ancak bu ülkelerde tam kapsamlı üsler kurulmasındansa ihtiyaç halinde üslere erişim izni alınmasının daha farklı olduğunu belirtti.
Özbekistan, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonraki ilk yıllarda ABD ordusuna ev sahipliği yapmış, ancak daha sonra 2005 yılında Andican'daki protestoculara Özbek hükümetinin şiddetle müdahale etmesi yüzünden yaşanan güçlü siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle ABD'yi Karşı-Hanabad'dan çıkartmıştı.
Ancak 2001 ile 2015 yılları arasında ABD’nin NATO müttefiklerinden Almanya, Özbekistan’ın Termez kentinde Afganistan’daki Alman askerlerini destekleyen bir üssü kullanmaya devam etmişti. 2002 ile 2013 arasında Fransa ise Tacikistan’ın Duşanbe kentinde küçük bir üste askeri varlığını sürdürmüştü.
Pittsburgh Üniversitesi’nden Doçent Doktor Jennifer Murtazaşvili, Özbekistan ve Kırgızistan’ın 11 Eylül’den hemen sonra üslerini ABD’ye açmış olmalarına rağmen günümüzde tehditlerin daha farklı olduğu görüşünde.
Kazakistan’ın aksine Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan Moskova liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün üyesi değil. Yine de Taşkent’in yabancı güçlere ev sahipliği yapabilmesi için bunu yasaklayan yasalarını yeniden düzenlemesi gerekiyor.
Murtazaşvili’ye göre Özbekistan’ın Taleban’la doğrudan ilişkisi, Taşkent’in Kabil’de kimin iktidarda olduğundan bağımsız olarak Afganistan’dan gelen tehditlerle mücadele etmesini mümkün kılıyor.
Murtazaşvili, Özbekistan’ın bugünkü tutumunun, Taleban’la teması az olan ve Afganistan’ı potansiyel bir tehdit olarak gören eski Özbek Cumhurbaşkanı İslam Kerimov döneminden ayrıldığına dikkat çekiyor.
Özbekistan Taleban’la diyalog kanalını açık tutuyor
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in Afganistan Özel Temsilcisi İsmatilla Irgaşev, Taşkent’in yeni Afgan politikasıyla gurur duyduğunu ve Afganistan’ın silahlı muhalefetiyle diyalog kanallarını açık tuttuğunu belirtti.
VOA’e konuşan Irgaşev, Taleban’la ortak çıkarları olduğunu söyledi ve ‘‘Onlar ülkelerinde barış istiyor ve komşuları olarak bizimle de barış istiyorlar. İster beğenin ister beğenmeyin Taleban Afganistan’ın bir parçası ve hala siyasi bir rol için mücadele ediyor. ABD de dahil ortaklarımızın bu gerçekle barışması uzun zaman aldı’’ diye konuştu.
Murtazaşvili ayrıca, Orta Asya ülkelerinin Washington’dan bir süredir tutarlı bir dış politika görmediklerini ve ABD’nin bir ortak olarak güvenilirliğinden şüphe ettiklerini belirtti.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, son olarak Afganistan’ın komşularının ABD’nin çekilmesinin ardından bölgede güvensiz bir ortam oluşmasından endişe etmelerinin haklı gerekçeleri olduğunu kaydetmişti.
Putin 8 Mayıs’ta Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon’a bunun haklı bir kaygı olduğu görüşünü iletmişti.
Putin, Rus kuvvetlerinin denizaşırı en büyük birliği olan 201’inci Askeri Üs’se ev sahipliği yapan Tacikistan'ı destekleyeceklerini vurguladı. Geçmişi 2. Dünya Savaşı'na kadar uzanan tesis yaklaşık 7 bin 500 askeri barındırıyor. Rusya'nın Kırgızistan'ın Kant kentinde de 1940'lardan beri varlığını sürdürdüğü bir hava üssü var.
Çin de Tacikistan’da tesisler kurarak ve Orta Asya ile Afgan güçleriyle ortak tatbikatlar düzenleyerek, bölgedeki askeri rolünü derinleştiriyor.
Murtazaşvili, Rusya ve Çin’in ABD’nin bölgede sağladığı güvenlik korumasından fayda görebileceklerini, ancak ABD’nin aynı zamanda bu ülkelerin jeopolitik hırsları için önemli bir risk oluşturacağını kaydetti.
Murtazaşvili, “Afganistan; Rusya, Çin ve ABD'nin önemli ortak çıkarlarının olduğu bir bölge. Ancak soru, bu çıkarların Washington'un bölgede yeni bir üsse ev sahipliği yapmasına izin verecek kadar büyük olup-olmadığıdır. Bunun pek olası olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.
Irgaşev VOA'e yaptığı açıklamada, Taşkent'in Biden yönetiminin ortak çıkarları dikkate almasını, bölgedeki ortaklarını yakından dinlemesini ve Washington ile beş Orta Asya ülkesi arasında altı yönlü bir diyalog olan C5 + 1 aracılığıyla iletişim kurmaya devam etmesini umduğunu söyledi.
Kaynak: Amerika'nın Sesi