Birkaç hafta öncesine kadar pek tanınmayan Ahmed el Mansur, Suriyeli grupların Esed rejimini devirmesinin ardından ülkesi Mısır'da takipçi kitlesi oluşturmayı başardı.
İlk olarak 2013 yılında Beşar Esed'e karşı Suriyeli gruplarla birlikte savaşmaya başlayan Mısır vatandaşı Mansur, grupların Şam'ı ele geçirmesinden bu yana videolar yayınlıyor ve 12 yıldır iktidarda olan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'yi istifaya çağırıyor.
"Sıra sende diktatör"
“Sıra sende diktatör” etiketini kullanan Mansur, 2011'de Suriye'de atılan ‘Sıra sende doktor’ sloganından esinlenerek, Kuzey Afrika ülkesindeki vahim siyasi ve ekonomik koşullardan yakınan içerikler paylaşıyor.
Mansur geçtiğimiz günlerde X'te yayınlanan bir videoda “Sisi'nin bize yaşattığı terör durumu, devrimi yeniden ateşlemek için bizim inisiyatif almamızı gerektiriyor” dedi.
Mısır'ın seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı 2013 yılında kanlı darbe yaparak iktidara gelen eski bir ordu komutanı olan Abdulfettah Sisi, son aylarda komşu Gazze'de yaşanan katliamlar ve ülkenin kötüye giden ekonomisi nedeniyle halkın artan öfkesiyle karşı karşıya kaldı.
109 milyondan fazla nüfusa ev sahipliği yapan Mısır, Sisi'nin iktidarı ele geçirmesinden bu yana rekor enflasyon ve döviz sıkıntısı ile boğuşuyor ve dış borç Aralık 2023'e kadar dört katına çıkarak 164 milyar dolara ulaştı.
Huzursuzluğun ortasında, Sisi defalarca ülkenin sıkıntılarından kendisini sorumlu tutmayan açıklamalarda bulunurken kendisini Esed ile de karşılaştırılmaktan uzak durmaya çalıştı.
Sisi birçok konuşmasında "ellerinin Mısırlıların kanıyla lekelenmediğini ve ülkesinin servetini yağmalamadığını" söyledi.
"Eğer başkanınız iyi değilse, ellerinde kan varsa ya da para çalmışsa, ülkeniz için endişelenmelisiniz. Allah'a şükür bunların hiçbiri yok" dedi Sisi yakın zamanda yaptığı bir konuşmada.
Ancak Mansur'un etiketini kullanan diğer sosyal medya kullanıcıları, darbeyi takip eden aylarda binlerce Mursi yanlısı protestocunun ülkenin modern tarihindeki en kötü polis şiddeti olayında ya vurularak öldürüldüğünü ya da gözaltına alındığını ve Sisi'nin insanlığa karşı işlenmiş olası suçlara ortak olduğunu ifade etti.
Sisi ayrıca geniş çaplı bir baskı başlatarak aralarında siyasetçiler, protestocular, gazeteciler ve sivil toplum aktivistlerinin de bulunduğu tahminen 65.000 siyasi muhalifi tutukladı.
Sisi korkuyor mu?
Mısır hükümetinin başlangıçta kınadığı Esed'in devrilme sürecinin ardından Kahire'nin, ayaklanmanın başlamasından sonra savaşmak için Suriye'ye giden Mısırlıların listelerini derlemeye başladığı bildirildi.
Şam'ın ele geçirilip Beşar Esed rejiminin devrildiği askeri operasyonlara liderlik eden Tahriru'ş Şam Heyeti'nden (HTŞ) ayrılan Mansur, Mısır hükümetinin eylemleriyle alay ederek Sisi'nin “korktuğunu” iddia etti.
Mansur Pazartesi günü yayınladığı bir videoda, “Sisi Suriye'de savaşan Mısırlıların bir listesini çıkarıyor. Ona söyleyecek bir şeyim var. Sen aptalsın. Korkuyorsun” dedi.
Videonun yayınlanmasının ardından Arabi21, Mısırlı yetkililerin Mansur'un babası ve amcası da dahil olmak üzere yakın ailesinden birkaç kişiyi gözaltına alıp tutukladığını bildirdi.
Günler sonra X kanalında yayınlanan bir başka videoda Mansur dört temel talepte bulundu:
Cumhurbaşkanı Sisi'nin istifası, Mısır ordusunun siyasetten elini çekmesi, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması ve 25 Ocak 2011 devriminin ilkelerine geri dönülmesi.
Mansur'un sosyal medya kampanyasını başlatmasından bu yana Mısırlı yetkililer o kadar endişelendiler ki İçişleri Bakanı kısa bir süre önce üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir toplantı yaptı ve ülkedeki güvenlik alarmı seviyesini en üst düzeye çıkardı.
Artan huzursuzluğun ortasında, önde gelen bir Sisi destekçisi olan Ahmed Musa, X hesabından Mansur'a saldırdı ve onu "vatana ihanet ve terörizm" iddalarıyla idam edilen eski bir ordu subayı olan Hişam Aşmavi'nin kaderiyle tehdit etti.
Bu arada bir başka Sisi destekçisi Naşat el Dayhi de televizyon programında Mansur'u eleştirerek onu 2012'de Mısır'dan kaçan ve Suriye'deki gibi silahlı bir devrim çağrısı yapan "hain bir terörist" olarak niteledi.
Mansur'a yakın bir kaynak yaptığı açıklamada "Mısır hükümetinin Mansur'u "terörist" olarak karalama çabalarına rağmen Mansur'un cepheye gitme kararının arkasında Sisi'nin darbesi ve ardından gelen acımasız baskılar olduğunu söyledi.
Kaynak, İskenderiye'de dünyaya gelen Mansur'un üniversite eğitimi aldığını, El Ezher'de okuduğunu ve lojistik alanında uzmanlaştığı Deniz Harp Okulu'na gittiğini söyledi.
Kaynak Mansur'un daha sonra Vaiz Yetiştirme Merkezi'nde eğitim gördüğünü ve Mısır televizyonunda İslami dersler verdiğini söyledi.
Mansur'un 2010 yılında Halid Said'in polis işkencesi sonucu öldürülmesinin ardından değişim geçirdiğini belirtti.
Kaynak, Mansur'un Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden sonra Müslüman Kardeşler ya da herhangi bir siyasi partiyle ilişkisi olmadığını ve Rabia katliamının kendisi için önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Kaynak, “Mansur Rabia oturma eylemine katıldı ve askeri rejimin çok sayıda katliamına tanık oldu” dedi.
Ayrıca kaynak, Mansur'un iki ay içinde Esed rejimine karşı mücadeleye katılmak üzere Mısır'dan ayrılarak Suriye'ye gittiğini de sözlerine ekledi.
Suriye'deki gelişmelerin neden olduğu endişe, Mısırlı yetkililerin Mısır'da ikamet eden ve çoğu mülteci olan Suriyelilere yönelik güvenlik önlemlerini arttırmasına neden oldu.
Kahire'de yaşayan Suriyeliler Esed'in düşüşünü kutlamak için sokaklara döküldüğünde, izinsiz protesto düzenledikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar.
Bu arada Mısırlı yetkililerin, ülkede faaliyet gösteren seyahat ve havayolu şirketlerine, geçici oturma iznine sahip olanlar hariç, Suriye vatandaşlarının dünyanın herhangi bir yerinden Mısır'a girişine izin vermemelerini emrettiği bildirildi.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye