AK Parti MYK toplantısı sonrası parti sözcüsü Ömer Çelik gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çelik şu ifadeleri kullandı:
"Biden görüşmesinde de konu ele alınmıştı. NATO misyonu söz konusuyken Türkiye herhangi bir şekilde muharip güç olarak yer almadı. Her zaman için oradaki Afgan halkının hayat koşullarını iyileştirmeye çalışan bir unsur olarak yer aldı. Yani oraya yeni gitmiyoruz, zaten oradayız.
Afganistan'da tabi sadece son yüz yıla bakarsak, ilişkilerimiz açısından, 1919'da Afganistan bağımsızlığını kazandığında ilk diplomatik misyonu Türkiye açmıştı oraya. Bizim devletimiz açmıştı. Yine TBMM'yi tanıyan ikinci ülkedir Afganistan. Sadece 100 yıldan bahsediyorum. Ondan evvel çok daha köklü ilişkilerimiz var tabiki.
Ama maalesef Afganistan bulunduğu jeopolitik konum gereği bir türbülansa girdikten sonra çeşitli ülkelerin işgali söz konusu oldu. Terör orada çok yükseldi. Ve bir sürü sıkıntı yaşanmış oldu. Gelinen noktada Afganistan'ın... NATO oradan çekiliyor. Eğer Kabil Havaalanı bir şekilde korunmazsa büyük sıkıntılar ortaya çıkar. Bu çerçevede Türkiye, diğer diplomatik misyonların oradan çekilmemesi için bütün taraflarla görüşüyor.
Taliban'ın açıklamasında birtakım olumsuz ifadeler var. Bunun bir iletişim kazası olduğunu değerlendirmek istiyoruz. Türkiye işgalci bir güç değildir. Afgan halkının dostu olan bir güçtür. Nihayetinde Türkiye orada bulunursa, Afganistan'ın meşru temsilcilerinin daveti üzerine bulunacaktır. Tabiki Taliban dahil olmak üzere bütün unsurlarla bu görüşmeler gerçekleştirilecektir. Biz Afgan halkının yararına olan bir çerçevede orada faaliyet yürüteceğiz. Şimdiye kadar yürüttüğümüz faaliyetlerin dışında bir faaliyet değil. Afgan halkının geleceğe daha güvenli yürümesi için.
Şimdi bazı değerlendirmeler görüyorum. O da şu. Afganistan'da ne işimiz var diye. Birincisi söyledim. Zaten oradayız, yani yeni bir durum değil. İkincisi, jeopolitik açıdan baktığınızda Afganistan'ı Türkiye'ye etkisi bakımından uzak bir ülke olarak değerlendirmemek gerekir. Eğer Afganistan'daki istikrarsızlığın doğurduğu göç baskısı, terör baskısı, uyuşturucu trafiği baskısı doğrudan Türkiye'nin doğu sınırlarında büyük bir basınç oluşturuyor. Doğrudan istikrarsızlaştırıcı bir unsur olarak önümüze geliyor. Dolayısıyla bu aynı zamanda Türkiye'nin milli güvenliği açısından hem de tarihsel ilişkilerimiz açısından değerlendirilmesi gereken, Türkiye'nin terörle mücadelesi açısından, Türkiye'nin uyuşturucuyla mücadelesi açısından ve yasadışı göçle mücadelesi açısından değerlendirilmesi gereken bir konu. Kapsamlı bir şekilde, çok boyutlu devam ediyor görüşmeler."
Kaynak: Mepa News