ABD ile Kuzey Kore arasındaki artan gerginlik ve askeri bir tırmanmaya yol açabilecek açıklamalar Berlin'de de tedirginlik yarattı. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, ABD Başkanı Donald Trump'ı eleştirdi ve gerilimin nükleer savaşa yol açabileceğini öne sürdü.
Trump‘ın Kuzey Kore‘nin silahlanmasına karşı aldığı sert tavrın ve tehditvari açıklamalarının yanlış olduğunu savunan Gabriel, "Demokratik bir seçimle yönetime gelen bir siyasetçinin, Kuzey Kore liderinin kullandığı saldırgan kelimeleri tekrarlaması anlaşılır gibi değil" şeklinde konuştu.
Gabriel, yaşanan durumum kendisine Birinci Dünya Savaşı öncesi atmosferi hatırlattığını söyledi. Yaz tatilinde bulunan Angela Merkel ise sözcüsü üzerinden yaptığı açıklamada, Kore yarımadasında askeri bir tırmanmaya yol açacak politikalar izlemesini engellemeleri için Çin ve Rusya'ya çağrıda bulunarak, "Anlaşmazlığa barışçı bir şekilde çözüm bulunması gerekiyor" dedi. Merkel geçen ay Berlin’de Çin Başbakanı Li ile yaptığı görüşmeden sonra da, Kuzey Kore ile yaşanan gerilime ilişkin olarak, krizlerde askeri değil siyasi çözümler üretilmesinden yana olduğunu söylemişti. Başbakan, askeri araçlarla değil, özellikle Çin ve Rusya'nın Kuzey Kore üzerinde oluşturacağı siyasi baskılarla çözüm sağlanması gerektiğini ifade etmişti.
Kuzey Kore'nin nükleer silahlanma programına Trump'ın verdiği tepki Alman basınında da eleştirilere neden oluyor. Yapılan yorumların çoğunda, gerginliği başlatan ve tırmandıranın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un olduğu, ancak Trump'ın tecrübesizliği ve fevri tepkileri yüzünden Kuzey Kore'nin oyununa geldiği tezi dikkat çekiyor. Berlin’deki siyasi analizlerde sıklıkla dillendirilen bir soru, uzun zamandır devam eden krizin sıcak bir çatışmaya dönmesi ihtimalinin Almanya‘daki seçimler öncesinde olup olmayacağı.
Olası bir savaşın ekonomi dünyasına olumsuz yansıyacağını ve borsaları sarsacağını vurgulayan gözlemciler, Almanya seçimleri sonuçlanmadan Washington‘nun, Kuzey Kore‘de ciddi adımlar atmayacağını varsayıyor. Ancak şimdiden belli olan, Kuzey Kore tartışmalarına paralel, ABD ile olan ilişkilerin yaklaşan seçimlerde partilerin gündemini oluşturacak bir konu olacağı.
Donald Trump'ın Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa tasarısını imzalaması sonrasında, Başbakan Merkel karara sert tepki göstererek, AB’nin böyle bir durumda ABD karşıtı önlemlere hazır olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Gabriel de, ABD yaptırımlarının Avrupalı şirketlere karşı ülke dışında herhangi bir şekilde kullanılmasını kabul etmeyeceklerini belirtti.
Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries yaptırım kararının öncelikle Alman ve Avrupalı şirketleri etkileyeceğini belirterek, kararı uluslararası hukuka aykırı gördüğünü söyledi. Liberal parti (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner ise Alman kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir açıklamayla, "Kırım‘ın Rusya‘yla birleşmesi artık kalıcılaşmış bir geçici çözümdür. Ukrayna’nın yarımadası etrafındaki sorunu diğer alanlarda ilerleme kaydetmek için ‘dondurmak’ lazım" diyerek, Almanya‘nın Rusya‘ya yönelik ambargolara katılmamasını istedi.
Lindner‘in önerisine Alman hükümetinin Rusya ile işbirliğinden sorumlu Devlet Bakanı Gernot Erler‘in destek vermesi, Merkel‘in de benzer bir yaklaşımda olduğu şeklinde değerlendirildi. Berlin‘deki yorumlarda, ABD-Almanya ilişkilerinde bir kırılma yaşandığı belirtiliyor ve özellikle Trump karşıtlığının Alman seçimlerinde önemli bir malzeme olacağı, Merkel’in de, ABD’ye eleştirel yaklaşmanın, 24 Eylül’de bir dönem daha seçilme şansını artıracağının farkında olduğu savunuluyor.
Merkel bundan bir süre önce katıldığı bir seçim mitinginde, Avrupa'nın sırtını artık tamamen ABD'ye dayamayı bırakması gerektiğini söyleyerek, "Başkalarına bel bağladığımız günler sona erdi. Son birkaç gün içerisinde bu dönemin artık bittiğini bizzat gözlerime gördüm" diye konuşmuştu.
Kaynak: Amerika'nın Sesi