Elizabeth Goitein | Tercüme: Mepa News
Senato'yu, ABD'li kurumları Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) casusu olarak hizmet vermeye zorlayacak "korkunç" bir yasayı geçirmemeye ikna etmek için sadece birkaç günümüz var.
Cuma günü Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen 702. Bölüm adlı yeniden yetkilendirme tasarısı (RISAA), Vatanseverlik Yasası'ndan bu yana iç gözetimin en büyük genişlemesi niteliğindedir. Senatör Wyden bu gücü "dehşet verici" olarak nitelendirmektedir ve haklıdır.
Bu yeni gücün nasıl çalıştığını açıklayacağım. Mevcut yasaya göre hükümet, iletişime doğrudan erişimi olan "elektronik iletişim hizmet sağlayıcılarını" NSA'ya 702. Bölüm gözetimini yürütmede yardımcı olmaya zorlayabilir.
Pratikte bu, Verizon ve Google gibi şirketlerin, 702. Bölüm tarafından izlenen hedeflerin haberleşmelerini teslim etmesi gerektiği anlamına gelmektedir. (Söz konusu hedefler denizaşırı ülkelerdeki yabancılar olmalıdır, ancak bu haberleşmeler Amerikalılarla yapılan haberleşmeleri de içerebilir -ve içerecektir-.)
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi (HPSCI) liderleri tarafından önerilen ve Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen bir değişiklik, "elektronik iletişim izleme sağlayıcısı" tanımında görünüşte zararsız bir değişiklik yaparak, NSA'ya yardım etmeye zorlanabilecek kuruluşların kapsamını büyük ölçüde genişletmektedir.
Tasarının yasalaşması halinde şu yaşanacaktır: Yönlendiriciler, sunucular, baz istasyonları vb. gibi iletişimin iletildiği ya da depolandığı ekipmanlara erişimleri olan herhangi bir hizmet sağlayıcı, şirket ya da birey NSA gözetimine yardımcı olmaya zorlanabilecektir.
Bu da müşterilerine kablosuz internet sağlayan ve dolayısıyla iletişimin aktarıldığı ekipmanlara erişimi olan ABD'deki çok sayıda işletmeyi kapsamaktadır. Berber dükkanları, çamaşırhaneler, spor salonları, nalburlar, dişçi muayenehaneleri... Liste uzayıp gitmektedir.
Ayrıca, on milyonlarca Amerikalının her gün işe gittiği ofis alanlarını kiralayan ticari ev sahiplerini de içermektedir. Gazetecilerin, avukatların, kar amacı gütmeyen kuruluşların, mali danışmanların, sağlık hizmeti sağlayıcılarının ve daha fazlasının ofisleri gibi...
Değişiklik ilk açıklandığında, FISA Mahkemesi bilirkişilerinden biri son derece sıra dışı bir adım atarak kamuoyunu alarma geçirmiştir. Sivil hak savunucuları bu hükmün otelleri, kütüphaneleri ve kafeleri de kapsayacağını belirtmiştir.
Bu nedenle HPSCI liderlerinin Cuma günü sunduğu versiyon oteller, kütüphane dükkanları ve kafelerin yanı sıra bir avuç başka işletmeyi de muaf tutmaktadır. Ancak FISA Mahkemesi bilirkişisinin da hemen işaret ettiği gibi, ABD'deki işletmelerin büyük çoğunluğu meşru hedef olmaya devam ediyor.
Değişiklik evlerimize gelen hizmet sağlayıcıları da kapsamaktadır. Ev temizleyicileri, tesisatçılar, onarım yapan kişiler ve BT hizmetleri sağlayıcıları evlerimizdeki dizüstü bilgisayarlara ve yönlendiricilere erişebilir ve vekil casus olarak hizmet vermeye zorlanabilir.
Bu kişilerin ya da işletmelerin hiçbiri, sağlamak zorunda bırakıldıkları yardım hakkında kimseye bilgi veremeyecektir. Bir yayın yasağı altında olacaklar ve buna uymadıkları takdirde ağır cezalarla karşı karşıya kalacaklardır.
En kötü kısmı bu bile değil.
Google ve Verizon'un aksine, bu işletmelerin ve bireylerin çoğu, bir hedefin iletişimini izole etme ve teslim etme yeteneğinden yoksundur. Dolayısıyla NSA'ya ekipmanın kendisine erişim izni vermeleri ya da tüm iletişim akışlarını ve/veya depolanmış iletişim havuzlarını kopyalayıp teslim etmek için (muhtemelen NSA tarafından sağlanan) teknikler veya cihazlar kullanmaları gerekecektir ki bu da kaçınılmaz olarak büyük miktarda tamamen yerel iletişimi içerecektir.
Bundan sonra ise NSA, daha önce benzeri görülmemiş bir büyüklükte yerel iletişimlere toptan erişime sahip olacaktır. NSA'in sadece "onaylanmış yabancı hedeflerin iletişimlerini alması ve saklaması", diğer iletişimlere ise karışmaması bu kurumun "dürüstlüğüne" bağlı kalacaktır.
HPSCI liderleri, yönetimin bu hükmü bu kadar geniş bir şekilde kullanma niyeti olduğunu reddediyor. Bunların iddiasına göre, hükümetin kuşatmak istediği tek bir hizmet sağlayıcı türü var. Ancak bu hizmet sağlayıcının ne olduğunu kimsenin bilmesini istemedikleri için değişikliği olabildiğince geniş ve muğlak bir şekilde yazarak gerçek hedefi gizliyorlar. Endişelenmeyin Amerikalılar! Yönetim, Meclis'i kendisine vermeye ikna ettiği tüm gücü aslında kullanmayacak (!)
Bunun ne kadar akıl almaz bir sorumsuzluk olduğunu anlatamam. Bence hiçbir yönetime böyle distopik bir güçle güvenilmemelidir. Bu yönetim bu gücü tam olarak kullanmayı planlamıyor (!) olsa bile.
Bir demokraside hükümetin sahip olmaması gereken bazı yetkiler vardır. Sıradan işletmeleri ve bireyleri vekil casus olarak hizmet vermeye zorlama yeteneği bunlardan biridir. Hedeflerin yabancılar olması gerekse bile, bu kadar kapsamlı bir güç suistimal edilecektir.
Senato çok geç olmadan bu gidişatı durdurmalıdır. Senato'nun bu hafta Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen tasarıyı oylaması planlanıyor. Eğer bu hükmü kaldırmak için bir fırsat varsa, Senatörler bunu kaldırmalıdır. Aksi takdirde tasarıya karşı oy kullanmalıdırlar.
Beyaz Saray Senatörlere Temsilciler Meclisi tasarısını kabul etmekten başka çareleri olmadığını, zira 702. Bölüm'ün süresinin 19 Nisan'da dolacağını ve Temsilciler Meclisi tasarısını düzeltmeye çalışmanın -ya da farklı bir yasa geçirmenin- çok uzun süreceğini söyleyecektir. Ancak 19 Nisan son tarihi sadece kağıt üzerinde var.
Yönetim, 702. Bölüm'ün Nisan 2025'e kadar izlemeye devam etmesi için FISA Mahkemesi'nden onay almış durumda. Yönetimin kendisine göre bu onay, 702. Bölüm'ün süresi dolsa bile, izlemeyi tam bir yıl boyunca korunmuş hak haline getiriyor.
Sözde bir son kabul tarihinin varlığı iddiası, bir gözetleme devleti yaratmak için bir neden değildir. Senato bu işi doğru yapmak için zaman ayırmalıdır. Tehlikede olan sadece sivil özgürlüklerimiz değil, demokrasimizdir.
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.