Burkina Faso ile Rusya arasındaki ilişkiler, 2022 yılındaki darbeden bu yana hızla güçleniyor.
Rus paralı asker oluşumu Wagner'in yakın bir süreçte resmen ülkeye konuşlanması beklenirken, Burkina Faso cuntası lideri İbrahim Traore'nin son Rusya ziyareti de güçlenen ilişkileri ortaya koymuş durumda.
Salih Cuma Aydın, Mepa News için kaleme aldığı analizde, Burkina Faso-Rusya hattındaki ilişkileri değerlendirdi.
Burkina Faso'da askeri cunta yönetimi lideri Yüzbaşı İbrahim Traore, Temmuz ayı sonunda Rusya-Afrika Zirvesi'ne katılmak üzere St. Petersburg'a gitti.
Cunta lideri Traore, Rusya-Afrika zirvesine katılmak için Rusya'ya ulaşan ilk Afrikalı lider oldu.
Traore, zirve sırasında Rus lider Vladimir Putin ile bir araya geldi. Kameralar karşısında samimi bir poz veren ikili daha sonra 29 Temmuz'da heyetler arası görüşmelerde bulundu.
Kremlin'den görüşmelere dair yayımlanan bildiride, Burkina Faso ve Rusya arasındaki ilişkilerin geleneksel yönünün önemine vurgu yapıldı, iki ülkenin dostane ilişkilere sahip oldukları dile getirildi ve Traore'nin zirve sırasında yaptığı açıklamalar teyit edildi. Traore, açıklamalarında Rus tezlerine paralel bir söylem geliştirmiş, Ukrayna Savaşı konusunda dahi cuntanın ve Burkina Faso halkının Rusya'yı desteklediklerini belirten ifadeler kullandı.
Traore, konu hakkında "Sizi temin ederim ki Rusya'nın özel askeri operasyonuyla şu anda içinde olduğu durumda Burkina Faso'nun, halkının ve hükümetinin desteğine sahipsiniz." şeklinde konuştu
Buna karşılık olarak, Burkina Faso halkının Rusya'ya olan yaklaşımının sempati ve ilgiyle dolu olduğunu bildiklerini söyleyen Putin, Traore'nin konuşmasında da bu durumun gözler önünde serildiğini belirtti. Rus lider, Burkina Faso ile ilişkileri güçlendirmeye büyük önem atfettiklerini belirtirken bu kapsamda 1992'de kapanan Rus Büyükelçiliğini yeniden açma kararı verdiklerini kaydetti.
Rus Büyükelçiliğinin yeniden açılmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi bekleniyor.
Burkina Faso cuntasının ana gündem maddesi güvenlik olsa da, söz konusu heyetler arası görüşmede güvenlik-askeri ilişkilerinin yanı sıra parlamentolar arası ilişkiler, ticari ve iktisadi iş birliği, sivil havacılık, spor ve eğitim alanlarında da anlaşmaların sağlanması konusunda çalışmaların yürütüldüğü vurgulandı.
Cunta lideri Traore, iki ülkenin çeşitli alanlarda ilişkileri güçlendirme arayışında olduğunu söyledi.
Darbenin ardından Rus yanlısı bir profil çizen Traore, Rusya-Afrika zirvesinde de yeni yönetimin bu politika değişikliğini doğrulayarak şöyle dedi:
"Geleneksel ortaklarımıza sırtımızı çevirmemize ve de-kolonizasyon döneminden bugünlere kadar bizi destekleyen Rusya gibi gerçek dostlarımıza yönelmemize sebep olan bir politika değişikliği arzusu mevcut."
Batı Afrika'nın merkezinde bulunduklarının ve konumlarının stratejik önemde olduğunun altını çizen Traore ayrıca, Burkina Faso'nun enerji ihtiyacını karşılaması ve komşu ülkelere enerji satabilmesi için, Rusya'dan ülkede nükleer enerji santrali kurmaya yardımcı olmasını talep etti.
Traore'nin yükselişi ve 'stratejik müttefik' Rusya
İbrahim Traore 2022'nin Eylül ayında Burkina Faso'da darbe gerçekleştirdiğinde, darbe destekçileri ellerinde Rus bayraklarıyla meydanları doldurmuş ve Fransa karşıtı sloganlar atmıştı.
Rusya'ya yönelik desteğin artması paralelinde ülkede Fransa karşıtlığı da yükselmişti. Ardından Traore liderliğindeki cunta, Fransız ordusunun ülkeyi terk etmesi için harekete geçti.
Ülkeye konuşlu Fransız özel kuvvetlerinin Burkina Faso'yu terk etmesiyle, cuntanın daha Rusya yanlısı bir politika seyredebileceği konuşulmaya başlandı.
Traore, Fransız ordusunun ülkeden çekilmesi sonrasında Rusya ile yakınlaşma sinyalleri verdi. Bu kapsamda, Rusya ile stratejik müttefik olduklarını ilan etti:
"Fransız ordusunun ülkeyi terk etmesi, Fransa'nın bir müttefik olmadığı anlamına gelmiyor. Ancak bizim stratejik müttefiklerimiz de var. Yeni iş birliği çeşitlerimiz mevcut. Örneğin, Rusya bizim için stratejik bir müttefiktir."
Rusya'nın Burkina Faso ordusunun en büyük askeri ekipman tedarikçisi olduğunun ve böyle kalmaya devam edeceğinin altını çizen Traore, "Rusya'yla iş birliğinden memnunum." ifadelerini de sözlerine ekledi.
Cunta yönetimine bağlı Başbakan Apollinaire Joachimson Kyelem de Tambela ise, Aralık 2022 tarihinde Rusya'ya yaptığı ziyarette, ortaklarını çeşitlendirme bağlamında Rusya ile "terörle mücadele" konusunda çalışmaya açık olduklarını belirtti.
Rusya ise, artan Fransa karşıtlığı sürecinde Burkina Faso ile siyaset, savunma ve ekonomi alanlarında iş birliğine hazır olduğuna işaret etti.
Dahası Rusya'nın Burkina Faso ile "güvenlik, savunma ve terörle mücadele" gibi alanlarda bir yol haritası belirlemesi konusunda mutabık kaldığı ifade edildi.
Rusya-Burkina Faso ilişkileri önümüzdeki süreçte nasıl seyredecek?
Traore'nin Rusya ile iş birliği konusunda olumlu sinyaller vermesinin ardından iki ülke arasında özellikle askeriye ve güvenlik alanında iş birliğinin artırması bekleniyor.
Afrika'da nüfuzunu daha fazla yaymak isteyen Rusya için, Burkina Faso ile ilişkilerin güçlendirilmesi önemli bir fırsat olarak görülüyor. Rusya'nın Burkina Faso'nun değerli altın madenlerine erişmek için de askeri ve güvenlik ilişkilerini kullanabileceği düşünülüyor.
Burkina Faso cunta yönetimi, şubat ayında madenlerden 30 milyon dolar değerinde altının "kamu ihtiyacı" için hükümete verilmesini talep etti. Bu talebin Rusya'nın bölgedeki varlığıyla ilgili olup olmadığı ise belirsizliğini koruyor.
Wagner, Burkina Faso'ya konuşlanır mı?
Cuntanın altın madenlerine yönelik bu adımı, "ülkeye Wagner güçleri mi konuşlanacak?" sorularını da beraberinde getiriyor. Wagner birliklerinin daha önce girdikleri Afrika ülkelerinde altın başta olmak üzere değerli maden yataklarına konuşlandıkları biliniyordu. Burkina Faso'da da benzeri bir gelişmenin yaşanabileceği tahmin ediliyor.
Wagner'in bölgedeki faaliyetlerinin bir diğer yönü de Rusya'daki isyan girişimiyle bağlantılı. Wagner lideri Yevgeny Prigozhin, Rusya'da gerçekleştirdiği isyanın ardından artık Ukrayna'da hizmet vermeyeceklerini belirterek Afrika'ya yoğunlaşacaklarına işaret etmişti. Hatta Prigozhin savaşçılarına da bu kıtaya odaklanmaları talimatını vermişti.
Bu da Wagner'in Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Sudan, Libya gibi ülkelerde varlığını pekiştireceği ve yeni hedefler arayacağı yorumlarına yol açmıştı. Bazı raporlara göre, Burkina Faso'da da gayrı resmi olarak Wagner güçleri konuşlu. Ancak cunta yönetimi Wagner'in ülkede faaliyet gösterdiği iddialarını şu ana kadar doğrulamış değil.
Esasında Prigozhin ve savaşçılarının gerçekleştirdiği isyan ardından Putin'in desteğini kaybedecekleri ve Wagner liderinin artık eskisi gibi imtiyazlar elde edemeyeceği iddia ediliyordu. Fakat Prigozhin, Belarus'ta olduğu yönünde ortaya atılan iddiaların ardından St. Petersburg'daki Rusya-Afrika zirvesinde ortaya çıkarak, iş birliği yaptığı ülkelerin liderleriyle poz verdi.
Bu durum, Prigozhin'in Putin tarafından bir kenara atıldığı iddialarının düşünüldüğü kadar gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Prigozhin'in yaşananlara rağmen Rusya-Afrika zirvesine katılması, Wagner lideri ve Putin'in birbirlerine halen ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor olabilir. Putin, Afrika'da Rusya için bir etkinlik sahası inşa edilmesi için Wagner'e muhtaç durumdayken, Wagner'in de faaliyetlerini devam ettirebilmesi için Kremlin'e ihtiyaç duyduğu bir gerçek.
Taraflar arasındaki ihtiyaç ilişkisinin süreceğini gösteren bir diğer örnek de Nijer oldu. Nijer'de geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen darbenin ardından Prigozhin darbecileri tebrik etti ve Wagner savaşçılarının bu ülkede görev almaya hazır olduğunu söyledi.
Burkina Faso'daki güvenlik açıkları
Ülkede cunta açısından Wagner'in varlığını gerekli kılan bir diğer etken de güvenliğin halen sağlanamıyor olması.
Askeri cunta mevcut süreçte cihat yanlısı gruplarla çetin bir savaş veriyor. 2015 yılından bu yana devam eden çatışmalar artık kontrol etmesi oldukça zor bir noktaya ulaşmış durumda. Birçok rapora göre Burkina Faso'nun yüzde 40'ı cihat yanlısı gruplarca kontrol ediliyor.
Güvenlik konusunda aşılamayan sorunları gerekçe göstererek bir darbe gerçekleştirdiğini savunan Traore'nin kendisi de cihat yanlısı gruplara karşı henüz somut bir kazanım elde edebilmiş değil. Traore'nin ordu güçlerinin zayiatı azaltmak amacıyla sivilleri silah altına aldığı proje de cihat yanlısı gruplara karşı etki gösteremedi. Darbeden kısa bir süre sonra askeri cunta, Aralık 2019 yılında kurulan Anavatan Savunma Gönüllüleri'ne (VDP) daha fazla sivilin katılması için ülke genelinde seferberlik çağrısında bulunmuştu. On binlerce sivil daha sonra silah altına alındı.
Bu siviller kısa süreli eğitimlerden geçerek silah altına alındı. Halihazırda 2 hafta gibi çok kısa süreli eğitimlerden geçen milislerin, 2012'den bu yana Batı Afrika'nın çeşitli bölgelerinde savaş deneyimine sahip olan ve bölge geneline yayılan cihat yanlısı yapılanmalara karşı etkili olmasını beklemek güç. Bu gruplar da 2015 itibarıyla Burkina Faso içinde yayılarak varlıklarını pekiştirdi.
Diğer taraftan, Burkina Faso'daki etnik gerilimler, silahlanan sivillerin diğer etnik gruplara karşı katliamlara girişmesiyle de sonuçlandı. Cihat yanlısı gruplara karşı etkin bir mücadele veremeyen VDP milisleri, bu grupları destekledikleri iddiasıyla ülkedeki Fulani Müslümanları hedef alan saldırılar düzenledi. Dozolar gibi etnik gruplara bağlı milislerin sivillere yönelik saldırıları çatışma ortamını daha da körükledi.
Cuntanın düzenli askeri güçleri ve ona VDP milisleri, askeri cunta yönetiminin kurulmasından bu yana geçen yaklaşık bir yıllık süreye rağmen cihat yanlısı gruplara karşı etki alanı oluşturabilmiş değil. Bu gruplar halen orduya ve silahlı milislere karşı geniş ölçekli saldırılar tertiplemeyi sürdürüyor.
"Burkina Faso-Rusya ilişkilerinde öncelikli alan güvenlik"
Batı Afrika'daki diğer bölgelerde Batılı ülkelerin nüfuzunun kademeli bir şekilde azalmasıyla, Rus güçlerin etkisinin oldukça fazla hissedilmeye başlandığı bir gerçek. Cuntanın ülkeyi saran ve bazı stratejik bölgeleri kuşatma altında tutmayı başaran silahlı grupların varlığına son vermek için güçlü bir ortağa ihtiyaç duyduğu konusunda da şüphe yok.
Rusya'dan güvenlik başta olmak üzere ülkeyi ilgilendiren çeşitli alanlarda destek almayı bekleyen Burkina Faso cuntası, tüm kapıları Moskova yönetimine resmen açmış durumda. İki ülke arasındaki ilişkilerde güvenlik bir öncelik haline geldi ki Burkina Faso cuntası da bu durumu doğruluyor.
Fransa'yı ülkeden çıkaran Burkina Faso Meclis Başkanı Ousmane Buguma, mart ayında RIA Novosti'ye yaptığı açıklamada, Burkina Faso ile Rusya arasındaki iş birliğinde önceliğin savunma ve güvenlik alanları olduğunun altını çizmişti. Buguma "Rusya ile iş birliğinde öncelik, her şeyden önce güvenlik ve savunma alanlarından ibaret." demişti.
Cuntanın Dışişleri Bakanı Olivia Rouamba da şubat ayında RIA Novosti'ye verdiği demeçte, ülkesinin Rusya'nın askeri alandaki deneyimlerinden istifade etmek istediğini belirtmişti.
Askeri cunta yetkililerine göre, Rusya'da askeri eğitim alan Burkina Faso subaylarının sayısı da gün geçtikçe artıyor. Traore, Afrika Zirvesi için Rusya'ya yaptığı ziyarette, burada eğitim gören Burkina Fasolu askeri personellerle bir araya geldi.
Rus savunma ateşeleri de zaman zaman Burkina Faso'yu ziyaret edip güvenlik ve savunma alanlarındaki deneyimlerini cunta yetkilileriyle paylaşıyor.
Tüm bunlar, Burkina Faso cuntasının Fransa başta olmak üzere diğer Batılı ülkelerle ortaklığı zaman içerisinde terk ederek Rusya ile ilişkilerini güçlendirmeye yeşil ışık yaktığını ortaya koyuyor.
Kremlin'in çok yakın gelecekte bu ülkedeki varlığını daha da artırması ve özellikle güvenlik alanında daha fazla sorumluluk alması bekleniyor.