Basma El Atti | New Arab | Tercüme: Mepa News
Yıllar süren diplomatik gerginliklerin ardından Fransa, Fas'ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanıyarak onlarca yıllık pozisyonundan geri adım attı.
Beklendiği üzere Cezayir derhal büyükelçisini geri çağırdı ve Paris'e karşı olası yaptırımların sinyalini verdi.
Fransa, Rabat'ın 2007 yılında BM'ye sunduğu Fas'ın özerklik planına ilk başta onay vermişti. Ancak son yıllarda Paris, önemli bir Afrika müttefiki olan Cezayir'i kızdırmaktan çekinerek bu konuda sessiz kalmıştı.
Ancak 2022 yılında Fas Kralı 6. Muhammed, diplomatik cambazlık döneminin sona erdiğini ve Rabat ile gerçek dostluğun tek ölçütünün Batı Sahra konusunda net bir tutum sergilemek olduğunu açıkça ifade etti.
Enerji sektörü danışmanlık grubu Stratas'ın kıdemli MENA analisti Anas Abdoun The New Arab'a verdiği demeçte, "Geleneksel dengeleme politikası artık devam edemez çünkü siyasi ve ekonomik çıkarlar giderek Fas lehine dönmeye başladı." dedi.
Bölgenin statüsü nedir?
Fas, her ikisi de bölgede hak iddia eden İspanya ve Moritanya ile yaptığı anlaşmanın ardından 1975 yılında Batı Sahra'nın büyük bölümünün kontrolünü ele geçirdi. Bu durum, bölgenin kendisine ait olduğu konusunda ısrar eden Polisario Cephesi ile bir gerilla savaşına yol açtı.
Cezayir bölgede hak iddia etmese de Polisario Cephesi'nin bağımsızlık arayışının sadık bir destekçisi. Cephe'nin hükümeti Cezayir'de bulunuyor ve bağımsızlığı içermeyen her türlü çözümü reddediyor.
BM ise ne Fas'ın ne de Polisario Cephesi'nin egemenlik iddialarını tanıyor. Fas, Batı Sahra üzerindeki egemenliğini sarsılmaz bir ulusal dava olarak görüyor.
2020 yılında ABD, Fas'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi karşılığında Rabat'ın bölge üzerindeki hak iddiasını tanıdı. O zamandan beri Fas, Batılı müttefiklerine daha kesin destek için baskı yapıyor. Bu baskılar sonucunda İspanya 2022'de kırk yıllık tarafsızlığını bozarak Fas'ın özerklik planını onayladı.
Abdoun, "İspanya, Fransa'yı geçerek Fas'ın ilk ticari ortağı olurken, Amerika Birleşik Devletleri de krallığın en büyük yabancı yatırımcısı olarak ilk kez Fransa'yı geride bıraktı" dedi.
Kısacası, Batı Sahra politikası konusunda Fas'la müttefik olanlar Rabat'ın dostluğunun meyvelerini topluyorlardı. Bu arada Cezayir, Fransa'ya verdiği yatırım fırsatları ve Sahel'e erişim gibi kilit vaatleri yerine getirmekte başarısız oldu.
Paris Cezayir'in öfkesini göze alabilir mi?
132 yıllık kanlı sömürgecilik tarihi, Fransa ve Cezayir'in gerçek dostluk girişimlerine her zaman gölge düşürdü.
2017'de seçilen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimindeki Paris, Cezayir'in taleplerini tam olarak karşılamadan eski sömürgesiyle tarihi uzlaşma için gönülsüz girişimlerde bulundu.
Macron'un ılımlı çabaları Cezayir'i Paris'i kilit bir müttefik olarak önceliklendirmeye ikna edemedi. Abdoun, "Fransa Cezayir pazarına girmekte zorlanırken, Fas pazarında da zemin kaybediyordu" diyor.
Aynı zamanda Fransa, Afrika'nın diğer bölgelerinde, özellikle de Sahel bölgesinde nüfuzunu kaybediyor. Mali ve Burkina Faso'nun ardından Fransız ordusu 2023 yılında Nijer'den çekildi. Birbiri ardına gelen darbelerde, 'yeni sömürgeci' askeri varlığı yerel halkın ve yeni yetkililerin artan muhalefetiyle karşılaşan Fransa'ya toparlanıp gitmesi söylendi.
Paris Cezayir'in arabuluculuk yapmasını umuyordu ancak Nijer'in arabuluculuk çabalarını reddetmesinin ardından Kuzey Afrika ülkesi de Sahel'deki nüfuzunu kaybediyordu. Bu arada Fas, Nijer, Mali, Burkina Faso ve darbeden etkilenen bölgedeki diğer devletlerle jeopolitik ve ekonomik anlaşmalar yapıyordu.
Abdoun, The New Arab'a verdiği demeçte, "Fransa'nın stratejisini yeniden gözden geçirmesi zorunlu hale geldi, Fransız diplomatların ve iş çevrelerinin Fas'a yakınlaşma yönündeki lobi faaliyetleri sonunda cumhurbaşkanlığını ikna etti." diye ekledi.
31 Temmuz'da Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf ülkesinin Fransa'yı Batı Sahra konusundaki tutumu nedeniyle cezalandırmak için yeni adımlar atmayı düşündüğünü ve Cezayir'in en güçlü seçenekleri arasında gaz ihracatı yaptırımlarının yer aldığını belirtti.
Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Cezayir, başta doğal gaz olmak üzere Avrupa'nın önemli enerji tedarikçilerinden biri olarak önemli bir nüfuza sahip oldu. Ekonomi uzmanı Mehdi Mahir, "Ekonomik yaptırımların uygulanması, büyük ölçüde hidrokarbon ihracatına dayanan Cezayir'in kendi ekonomisi için geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir" uyarısında bulunuyor.
Mahir, Fransa'ya gaz ihracatının kesilmesinin Cezayir'in diğer Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini de zora sokabileceğini ve bu tür yaptırımların AB bloğu için istikrarsızlaştırıcı olabileceğini savunuyor.
Son yıllarda Cezayir gazı, Fransa'nın gaz tüketiminin değer olarak sadece yüzde 8'ini oluşturdu. Fransa Enerji Bakanlığı'na göre Cezayir, 2023 yılında Fransa'nın doğal gaz ithalatının hacim olarak yaklaşık yüzde 12'sini karşıladı.
Ancak Cezayir, önde gelen bir gaz ihracatçısı olarak, fevri diplomasisiyle bilinen bir ülke için bile feshedilmesi zor olan uzun vadeli sözleşmelere bağlı. Örneğin, İspanya'nın 2022'de Batı Sahra konusundaki politika değişikliğine rağmen Cezayir, aralarındaki diplomatik anlaşmazlığa rağmen Madrid'e gaz tedarik etmeye devam etti.
Enerji uzmanı Francis Perrin, Fransız Le Figaro gazetesine verdiği bir röportajda, "Sadece yüzde 8'ini sağlayan bir tedarikçiniz varsa, onlar olmadan idare etmek kolaydır" dedi.
Bununla birlikte, Uygulamalı Jeopolitik Çalışmalar Enstitüsü'nde (IEGA) araştırmacı olan Tewfik Hamel'e göre Cezayir muhtemelen mevcut taahhütlerini yerine getirecek ancak gelecekteki sözleşmeler konusunda daha az uzlaşmacı olabilir.
Fransa'nın Fas yanlısı tutumu: Macron'un 'bireysel kararı'
Macron'un kararının ardından, merkezci lidere uzun süredir şüpheyle yaklaşan sağ partiler yeni duruşun arkasında toplandı.
Aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen karara cevaben "Fransız hükümeti, Fas krallığının ayrılmaz bir parçası olan Batı Sahra'yı istikrara kavuşturmak ve güvence altına almak için uzun süredir devam eden taahhüdünü kabul etmekte çok yavaş davrandı" diye yazdı.
Bu arada, geleneksel olarak Cezayir'e daha yakın duran sol partiler Macron'un kararını "bireysel bir tercih" olarak eleştirdi.
"Geçici hükümetin günlük işleri yönetmesi gerekirken, başkan uzun vadeli bir siyasi vizyonu olmadan bir halkla ilişkiler hamlesi yapıyor" dediler.
Macron'un partisi yasama seçimlerinde ikinci olduğu için Cumhurbaşkanı'nın Temmuz ayındaki erken yasama seçimlerini kazanan geniş sol ittifak Yeni Halk Cephesi'nden (NFP) yeni bir başbakan ataması bekleniyor.
Bazı yorumcular Macron'un kararını Trump'ın Rabat'ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanımasıyla kıyasladılar. Eski Cumhuriyetçi başkanın görevdeki son günlerinde yaptığı bir hamle olan bu hamleyi sonraki Demokrat yönetim devam ettirdi ancak Sahra'da söz verilen bir ABD heyeti gibi kilit vaatleri yerine getirmedi.
Macron'un bu adımı, dört partili sol-yeşil ittifaktan bir başbakan seçme baskısı altında pamuk ipliğine bağlı olan NFP ittifakını şimdiden rahatsız etmiş durumda.
Hepsi de NFP üyesi olan Sosyalist Parti, Fransız Komünist Partisi ve Les Écologistes (Yeşiller) Fransa'nın yeni tutumuna karşı olduklarını dile getirdiler.
Bu arada, ittifakın en etkili partisi olan La France Insoumise (Boyun Eğmeyen Fransa) henüz resmi bir açıklama yapmadı. Fas'ın Tanca kentinde doğan partinin lideri Jean-Luc Mélenchon, partidaşlarının çoğunun aksine Fas'ın bölge üzerindeki egemenliğini desteklemesiyle tanınıyor.
Siyaset uzmanı Abdoun, "Fransa'da konuyla ilgili siyasi bölünmelere rağmen Fransız pozisyonunun sağlam bir şekilde sabitlenmiş ve kaçınılmaz olduğu görülüyor" diyor.