Al Jazeera | Tercüme: Mepa News
Hindistan Başbakanı Narendra Modi geçtiğimiz ay parlamentoda yaptığı konuşmada Hindistan yönetimindeki Keşmir'deki silahlı direnişin, hükümetinin bölgenin özel statüsünü beş yıl önce kaldırmasından bu yana uyguladığı "çok yönlü" strateji sayesinde son aşamaya geldiğini söyledi.
Üç gün sonra, 6 Temmuz'da, tartışmalı coğrafyanın Kulgam bölgesinde iki ayrı silahlı çatışmada 2 Hint Ordusu personeli ve 4 direnişçinin öldürülmesi Modi'nin iddiası hakkında soru işaretleri oluşturdu.
Ardından 8 Temmuz'da direnişçiler bir ordu aracını pusuya düşürdü ve bölgenin güneyindeki Cammu bölümünde yer alan Kathua'da 5 askeri öldürdü.
Bir hafta sonra, aralarında bir ordu subayının da bulunduğu 4 Hint askeri daha Cammu'nun Doda bölgesindeki ormanlarda direnişçilerle girdikleri bir başka çatışmada öldürüldü.
Geçtiğimiz hafta ordu, Cammu'nun Rajouri bölgesinde büyük bir saldırıyı önlediğini, direnişçilerin bir ordu kampına şafak vakti düzenlediği saldırıda bir askerin yaralandığını açıkladı. Saldırının ardından başlatılan arama operasyonunda bir direnişçinin öldürüldüğü öne sürüldü.
Cumartesi günü ise ordunun, Keşmir'in bir kısmını yöneten ancak tamamında hak iddia eden Hindistan ve Pakistan'ı ayıran fiili sınır olan Kontrol Hattı (LoC) boyunca kuzeydeki Kupwara'da bir sızma girişimini engellediğini açıklamasının ardından bir Hint askeri öldü, bir diğeri de yaralandı.
Hindistan ordusundan yapılan açıklamada Cumartesi günkü çatışmada bir "Pakistanlı saldırganın" da öldürüldüğü ve iki Hint askerinin yaralandığı belirtildi.
Son aylarda Hindistan yönetimindeki Keşmir'de direnişçiler tarafından düzenlenen saldırılarda bir artış yaşanırken, şiddet sahnesi güneye, Yeni Delhi yönetimine karşı otuz yıldır süren silahlı direnişte göreceli bir barış yaşamış olan Hinduların çoğunlukta olduğu Jammu bölgesine kayıyor gibi görünüyor.
2022 ve 2023 yıllarında Cammu bölgesinde Hint güvenlik güçlerine yönelik sadece üç saldırı oldu. Bu yıl ise şu ana kadar en az yedi saldırı kaydedildi.
Bu yıl Hindistan yönetimindeki Keşmir'de farklı saldırılarda öldürülen en az 16 Hint askeri ve polisinden en az 10'u Cammu'daydı.
Tartışmalı bölge 2021'den bu yana en az 51'i Cammu'da olmak üzere 124 güvenlik gücü personelinin öldürülmesine tanık oldu. Ve mesele sadece güvenlik güçleri değil.
Modi'nin üçüncü dönem başbakanlık yemini ettiği 9 Haziran günü, direnişçiler Hindu hacıları taşıyan bir otobüse saldırdı ve otobüs Cammu'nun Reasi bölgesindeki bir Himalaya geçidinden aşağı düştü. bu saldırıda en az dokuz kişi öldü ve onlarca kişi yaralandı.
"Cammu'nun Doda bölgesinde çiftçilik yapan 55 yaşındaki Muhammed Sultan Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Burası genelde güvenliydi. Ancak tüm bu saldırılar bölgede gerginlik ve tedirginlik yarattı."
Bir başka Cammu sakini Shamsheer Singh de bölgede tekrarlanan gerginlik ve silahlı çatışmalar nedeniyle bölge sakinlerinin uyuyamadığını söyledi.
"Saldırılar herkesin kendini güvensiz hissetmesine neden oluyor. Bu normal bir durum değil." diyor 65 yaşındaki Singh. "Gün batımından önce kendimizi evlere kilitliyoruz. Kendimizi hiç bu kadar korkmuş hissetmemiştik."
"Yeni direniş dalgası"
Ağustos 2019'da Modi, Hindistan yönetimindeki Keşmir'in sınırlı özerkliğini kaldırıp doğrudan Yeni Delhi yönetimi altına soktuğunda, iktidardaki Bharatiya Janata Partisi (BJP) silahlı direnişi ortadan kaldıracağını ve ekonomik refah getireceğini iddia ederek bu hamleyi savundu.
Ancak aradan beş yıl geçmesine rağmen bölgedeki güvenlik, artık parlamentoda daha az yetkiye sahip olan Modi hükümeti için bir baş ağrısı olmaya devam ediyor.
Uzmanlara göre bölgedeki şiddetin Cammu'ya kayması, 35 yıldır devam eden direnişte görülmeyen "yeni bir direniş dalgasına" işaret ediyor.
Cammu'da yaşayan siyasi analist Zafar Choudhary, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "Gerilla eğitimi almış direnişçiler, bölgenin ormanlık dağlarında yüksek bir potansiyeliyle saldırılar düzenliyor" dedi ve ekledi: "Hedefleri çoğunlukla güvenlik güçleri mensupları." ifadelerini kullandı.
Choudhary, Keşmir'in özel statüsünün 2019'da geri çekilmesinin ardından şiddetin yeniden patlak vermesinin, Hint makamlarının iddia ettiği gibi çatışmanın anayasal değişikliklerle sona ermediğini anlatmak için direnişçi grupların iyi düşünülmüş bir stratejisi gibi göründüğünü söyledi.
"Güvenlik güçleri son beş yılda Keşmir Vadisi'nde kayda değer bir başarı elde ettiğinden, direnişçiler savaşı Cammu dağlarına taşıdı. Bu saldırılar, Keşmir'de terörizmin Modi hükümetinin iddia ettiği gibi sona ermekten çok uzak olduğunun açık bir kanıtıdır."
Uzmanlar, Keşmir Vadisi'nde silahlı direniş grupların operasyonel alanının, hükümetin güvenlik güçlerinin yüksek konsantrasyonuna ve makul derecede iyi istihbarata tanık olan ve böylece direnişçilerin organizasyonunu ve yerel lojistik ağlarını bozan karşı ayaklanma kampanyası nedeniyle azaldığını söylüyor.
Hindistan'ın stratejisinin silahlı grupları saldırı düzenlemenin nispeten daha kolay olduğu Cammu bölgesindeki tehlikeli dağlara ve sık ormanlara sığınmaya zorladığını söylüyorlar. Dahası, on yıllardır şiddet olaylarının yaşanmadığı Cammu'da güvenlik ağının gevşemiş olması da direnişçilerin lehine oldu.
Savunma konularında uzman ve Force dergisinin editörü Pravin Sawhney, Al Jazeera'ye durumun oldukça sıkıntılı olduğunu söyledi. Cammu bölgesindeki saldırıları "Hint ordusunun değil direnişçilerin" başlattığını söyledi.
Sawhney, "Saldırının zamanını, yerini, ölçeğini ya da miktarını onlar [direnişçiler] seçiyor. Hint ordusu sadece aldığı istihbarata göre hareket ediyor" dedi.
Cammu'da bulunan ve medyaya konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir güvenlik yetkilisi Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, Keşmir'in vadi bölgesiyle kıyaslandığında, birliklerin hareketi sırasında ordunun standart operasyon prosedürüne uyma seviyesinin nispeten düşük olduğunu, bunun da direnişçilerin askeri konvoyları pusuya düşürmesini kolaylaştırdığını söyledi.
Çin gerilimi nedeniyle asker sayısı azaltıldı
Yeni Delhi merkezli Çatışma Yönetimi Enstitüsü ve Güney Asya Terörizm Portalı'nın kurucusu ve yönetici direktörü Ajai Sahni, çok sayıda askerin Hindistan'ın Çin ile olan sınırı boyunca sınırlara sevk edilmesinin ardından Cammu bölgesinde "güvenlik güçlerinde bir zayıflama" olduğunu söyledi.
İki Asya devi arasındaki 3.500 kilometre uzunluğundaki fiili sınır olarak bilinen Kontrol Hattı (LAC) boyunca yapılan konuşlandırmanın Keşmirli direnişçilerin bölgede faaliyet göstermesini kolaylaştırdığını söyledi.
Ancak Sahni, Çin ordusunun tartışmalı sınır boyunca artan tehditleri ve hareketleri göz önüne alındığında Çin sınırı boyunca kuvvet ikmal etmenin "zaruri" olduğunu düşünüyor.
2020 yazında, LAC boyunca nadir görülen göğüs göğüse çarpışmalarda en az 20 Hintli ve dört Çinli asker ölmüş ve çatışmalar iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmişti.
İki ordu -ve hükümetleri- arasında gerilimi düşürmek için defalarca yapılan görüşmelerde pek bir ilerleme kaydedilemedi.
Sahni, Hint kuvvetlerinin Cammu'da karşılaştığı en önemli ihtiyaçlardan birinin "insan gücü" olduğunu söyledi.
"Bölge oldukça geniş. Dağlık ve yoğun ormanlık bir bölge. Ve bu insan gücünü elinizden aldığınızda, silahlı kuvvetler hemen önemli bir dezavantaja düşüyor" dedi.
Hinduların çoğunlukta olduğu bölge
2011 nüfus sayımına göre Hindistan yönetimindeki Keşmir'in 12,5 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 29'unu Hindular oluşturuyor. Ancak Cammu'da Hindular çoğunlukta. Bölgenin yüzde 66'sı Hindu ve kendilerini Keşmir davasıyla özdeşleştirmiyorlar.
Ayrıca Cammu'da Gujjarlar ve Pahariler gibi Müslüman kabile grupları da var ki bunlar tarihsel olarak silahlı direnişe sempati duymamışlardır ve ordu yetkilileri de Cammu bölgesindeki direnişçilerle mücadelede bu topluluklardan gelen desteğin çok önemli olduğunu kabul etmektedir.
İşte bu nedenlerden dolayı Cammu on yıllardır ayrılıkçı şiddetten neredeyse uzak kalmıştır. Ancak Yeni Delhi'nin 2019 hamlesinden sonra direnişçiler arasında Hindistan yönetimine duyulan öfke arttıkça Cammu'da da saldırılar arttı ve hükümet onlarca yıllık bir sivil milis gücü olan Köy Savunma Muhafızlarını yeniden canlandırmak zorunda kaldı.
İlk olarak 1995 yılında Cammu bölgesindeki ilçelerde teşkil edilen bu milis güçler (o zamanlar Köy Savunma Komiteleri olarak biliniyordu) silahlı direnişle mücadele etmekle görevlendirilmişti. O zamanlar söz konusu milislerin 4.000 üyesi ve 27.000 gönüllüsü vardı. Şu anda sayıları daha az ve resmi olarak bilinmiyor.
2000'li yılların başında direniş azalmaya ve silahlı gruplar etkilerini kaybetmeye başlayınca milisler dağıtıldı, ancak geçen yıl Ocak ayında yeniden teşkil edildi.
Dahası, Cammu'da direnişe karşı çıkan topluluklar da çoğunlukla istihbarat ağları aracılığıyla Hindistan güvenlik güçleriyle işbirliği ve ortak çalışma geçmişine sahip.
Al Jazeera'ye konuşan Sahni bu ağların nasıl işlediğini anlatırken "Direnişçilerin saldırılar eskiden operasyon yapamadan tespit edilir ve ortadan kaldırılırdı" diyor ve hükümetin "son yıllardaki popüler olmayan politikaları" nedeniyle bu ağların büyük ölçüde çöktüğü ve "güvenilmez hale geldiğini" ifade ediyor.
Geçen yıl Aralık ayında Cammu'nun Poonch bölgesindeki Topa Pir köyünde üç aşiret mensubu Müslüman erkeğin gözaltında öldürülmesi bu durumu açıkça ortaya koydu.
Dört askerin ölümüne neden olan şüpheli bir saldırının ardından üç kişinin ordu tarafından gözaltına alınması ve iddialara göre gözaltında işkence edilerek öldürülmesi, ordu ile yerel halk arasında yaygın bir öfkeye ve derin bir güvensizliğe neden oldu ve sahadaki istihbarat ağını bozdu.
"Pakistan'ın Keşmir söylemini yeniden kazanma girişimi"
Poonch, Rajouri ve Doda dahil olmak üzere Cammu'nun eşsiz doğal güzelliğe sahip kuzey ilçelerinde Müslümanlar çoğunluktadır. Dağlık arazileri ve sık ormanlarının yanı sıra Pakistan sınırına yakınlığı, Hindistan'ın iddia ettiği gibi direnişçiler ve "Pakistan destekli" savaşçılar için sınır ötesi sızmaları kolaylaştırıyor.
Hindistan yönetimindeki Keşmir'de BJP Genel Sekreteri olan Ashok Koul Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Kuzey Cammu'da Hindular azınlık olduğu için direnişçiler buradaki Hindulara saldırıyor" dedi.
Bazı uzmanlar son direnişçi saldırılarını, Pakistan'ın son yıllarda, özellikle de 2019'da Keşmir'in özel statüsünün kaldırılmasından bu yana büyük ölçüde önemsiz hale gelen Keşmir anlatısının kontrolünü yeniden ele geçirme girişimi olarak değerlendiriyor.
Koul, Pakistan'ın Cammu'yu istikrarsızlaştırmak için direnişçilerin saldırılar düzenlemesine yardım ettiğini iddia ediyor: "Cammu'da barış vardı, bu yüzden direnişiler Keşmir'den Cammu'ya taşındı" diyor.
Ancak Pakistan'ın Birleşmiş Milletler, ABD ve Birleşik Krallık nezdindeki eski büyükelçisi Maleeha Lodhi, Al Jazeera'ye verdiği demeçte BJP'nin "sadece sorunu ve Hindistan'ın bölgeyi işgalinden kaynaklanan başarısızlıklarını dışlamaya çalıştığını" söyledi.
Lodhi, "Hindistan'ın 2019 yılında BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak Cammu ve Keşmir'i yasa dışı bir şekilde ilhak etmesi, bunun uluslararası alanda tanınan bir ihtilaf olduğu gerçeğini değiştirmiyor. O tarihten bu yana Yeni Delhi, Cammu ve Keşmir'de güç ve hile kullandı ancak Keşmir halkının Hindistan işgalinden kurtulma iradesini zayıflatamadı" dedi.
Geçtiğimiz hafta Pakistan Dışişleri Bakanlığı, iki ülke arasında, özellikle de Keşmir gibi temel bir konuda "kabadayılık ve jingoizmin bölgesel barışı baltaladığını ve uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözümü için tamamen ters etki yarattığını" söyledi.
Açıklamada ayrıca, "Hindistan başkalarını terörizmle suçlamak yerine, yabancı topraklarda hedefli suikastlar, yıkıcılık ve terörizm düzenleyen kendi kampanyası üzerinde düşünmelidir" denildi.
Ancak savunma analisti Sawhney Keşmir sorununun askeri bir çatışma olmadan ve siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyor.
Sawjney, "Onların [hükümetin] buna siyasi ve uluslararası bir çözüm bulması gerekiyor. Bu askeri bir sorun değil. Sizin siyasi ya da diplomatik sorunlarınızı çözmek ordunun işi değil" diye konuştu.
Kaynak: Mepa News