Analiz | Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Gazze'deki katliamlara 'denge politikası' ile yaklaşıyor

"Sonuç olarak Kürt liderler nefeslerini tutuyor ve daha geniş çaplı bir gerilimin içine çekilmemeyi umuyor."

İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının üzerinden bir ay geçmesine rağmen Irak'ın Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) yetkililer büyük ölçüde sessiz kaldı. Birbiriyle örtüşen çok sayıda siyasi ilişki, savaşın Ortadoğu'da tırmanması halinde altüst olabilecek hassas bir düzende asılı duruyor.

Erbil'in ABD ile güçlü bağları var, ancak İran da bu konuda büyük bir rol oynuyor ve güçlü bir askeri, siyasi ve ekonomik güç uygulayabilir.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Global Partners Governance'ta araştırma görevlisi olan Mücge Küçükkeleş, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi için, "Amerikan karşıtı duyguların hakim olduğu bir denizde Amerikan yanlısı bir adacık." ifadelerini kullanıyor.

Küçükkeleş, The New Arab'a verdiği demeçte, Kürt Bölgesel Yönetimi için, "Eğer savaş tırmanırsa, her iki taraftan da baskı görecektir" diyor.

Kürt yetkililer hiçbir şey söylemeseler bile çapraz ateş altında kalma riskleri yüksek.

18 Ekim'den bu yana İran tarafından desteklenen ve kendilerini Irak İslami Direnişi olarak adlandıran gruplar, Erbil ve Harir hava üsleri de dahil olmak üzere Kürt Bölgesi'nde ABD askerlerine ev sahipliği yapan üslere en az altı saldırı düzenlediklerini açıkladılar.

Geçtiğimiz üç yıl boyunca bu tesisler İran Devrim Muhafızları ve Iraklı milisler tarafından defalarca hedef alınmış ve bu durum çevredeki sivilleri risk altına sokmuştur.

Kürt Bölgesi'ndeki yabancı birliklerin varlığı, bölgesel bir savaşın parçası olarak bu ilişkiyi kaybetmek ya da karmaşıklaştırmak istemeyen Kürt yetkililer için önemli bir siyasi ve askeri destek sağlıyor.

Küçükkeleş, "Bence bu tür bir senaryoda en önemli unsur Amerikalıların Kürt Bölgesel Yönetimi'ne ne kadar destek verdiği olacaktır" dedi.

Şu ana kadar Gazze'de devam eden savaş hakkında uzun uzadıya yorum yapan tek önemli Kürt siyasetçi, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi olan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani oldu. Barzani, 10 Ekim'de Erbil'de düzenlenen bir konferansta ve 3 Kasım'da Paris'e yaptığı bir ziyaret sırasında olmak üzere konuya iki kez değindi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmesinin ardından gazetecilere konuşan Barzani, "Bizim pozisyonumuz Irak'ın bu sorunların bir parçası olmasını istemediğimiz yönünde" dedi.

Barzani, "Uzun vadede uygun bir çözüm bulunmalıdır. Yakın gelecekte ateşkes ilan edilmeli ve insani yardım Gazze'ye ulaşmalıdır." dedi ve ekledi: "Bugün Gazze'de yapılanlar doğru değil."

Unvanına rağmen Başkan Barzani büyük ölçüde sembolik bir rol oynuyor. Asıl güç, yorum yapmaktan özenle kaçınan kuzeni IKBY Başbakanı Mesrur Barzani'de.

IKBY'nin diğer iktidar partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) de savaşla ilgili özel bir açıklama yapmadı. En doğrudan yorum, nispeten alt düzey bir parti yetkilisinin 2 Kasım'da Erbil'deki Filistin başkonsolosuyla bir araya gelerek partinin "diyalog ve müzakere yoluyla barışçıl bir çözüm" umudunu dile getirmesiyle geldi.

KYB lideri Bafel Talabani son iki yılda Bağdat'taki İran destekli partilerle yakın ilişkiler geliştirdi. Hadi el-Amri ve Kays el-Kazhali gibi isimlerle görüşmek üzere Irak'ın başkentini düzenli olarak ziyaret eden Talabani, her iki isim de ABD'ye daha geniş çaplı bir çatışma olasılığı konusunda tehditler savurdu.

Talabani'nin geçtiğimiz haftalarda Washington'u ziyaret etmesi planlanıyordu ancak bu ziyaret sessizce iptal edildi. Talabani'nin Eylül ayındaki tartışmalı parti kongresinin ardından iç meselelerle ilgilendiği belirtiliyor.

Yine de bu iptal, Bağdat'taki siyasi müttefikleri ve onların Gazze savaşı konusundaki tutumları hakkındaki potansiyel olarak utanç verici soruları savuşturabileceği anlamına gelmekte.

The New Arab'ın KDP yetkilileri ve IKBY Başbakanı Barzani'nin danışmanlarına yaptığı yorum taleplerine henüz yanıt verilmemiş olması, IKBY'deki iktidar partilerinin çatışmayla ilgili bir pozisyon almaktan kaçındıkları düşüncesini zımnen güçlendiriyor. IKYB'nin sözcüsüne gönderilen yorum talebine de benzer şekilde geri dönüş yapılmadı.

The New Arab'a konuşan Kürt yorumcu Ebubekir Karvani "Ortada bir denge sağlamak ve mevcut savaşta tarafsız görünmek istiyorlar" dedi ve ekledi: "Başka bir deyişle, Filistinlilere sempatilerini ahlaki bir mesele olarak ifade edecekler ve Kürt Bölgesi'ni ve halkını savaşa dahil olmamış gibi görecekler."

Buna karşılık Kürt Bölgesi'ndeki iki İslami parti - Kürdistan İslami Birliği (KIU) ve Kürdistan Adalet Grubu (KJG) İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanını yüksek sesle kınadı, ancak bu konuda kamuya açık protesto gösterileri düzenleme hakları kısıtlandı.

Karvani, İslami partilerin çatışmayı "dini boyutu olan siyasi bir sorun" olarak gördüklerini söyledi.

"Sorunun çözümü için net bir vizyonları yok... Kürdistan'da yaptıkları sempati toplamaktan başka bir şey değil" diye ekledi.

Sıradan Kürtler de yakından Gazze'yi izliyor. Sadece gerilimin tırmanma potansiyelinden endişe duymakla kalmıyor, aynı zamanda dünyanın Gazze'deki Filistinlilerin çektiği acılara tepki verirken Türkiye ve İran'ın IKBY'ye yönelik saldırılarını görmezden gelmesinde bir ikiyüzlülük görüyorlar.

Küçükkeleş, "Kürtler, bölgedeki çoğu rejim ve İslami hareket için önemli olanın insanların çektiği acılar değil, acı çekenlerin kimliği olduğunu düşünüyor" dedi ve ekledi:

"Filistinlilerin çektiği acılara karşı bir empati duygusu olsa da, kendilerine karşı muazzam bir çifte standart olduğunu da hissediyorlar."

"Bu da Kürtleri, kendilerine zulmedenlerle birlikte Filistinlilere kamuoyu önünde destek vermekten kaçınmaya itiyor" diye ekledi.

Ekonomik kaygılar da söz konusu. Kürt Bölgesi'nin bağımsız petrol ihracatı Mart 2023'te askıya alınana kadar İsrail, 2014'ten itibaren Kürt ham petrolünün önemli bir adresi oldu. Basında yer alan haberlere göre İsrail, Şubat ayında günde 183.000 varil petrol alırken bu miktar aydan aya değişiklik gösterdi.

İhracatın askıya alınmaya devam etmesi nedeniyle bu ticaret artık gerçekleşmiyor olsa da bu ilişkiye dair süregelen şüpheler Tahran ve diğerlerinin Erbil'in pozisyonuna bakışını etkileyebilir.

Petrol fiyatları savaşa rağmen nispeten sabit kaldı. Önümüzdeki aylarda fiyatların artması halinde, artık petrol ihraç etmediği için IKBY'nin bu mali destekten mahrum kalması muhtemel.

Geçmişte yüksek petrol fiyatları Erbil'in kamu maaşlarını dağıtarak ya da uluslararası petrol şirketlerine olan borçlarını ödeyerek mali yükümlülüklerini karşılamasına imkan veriyordu. İhracat sonrası dönemde ise Kürt Bölgesi, kesenin ağzını sıkı sıkıya tutan ve bunu siyasi tavizler koparmak için kullanmaya istekli olduğunu kanıtlamış olan Irak federal hükümetinin fonlarına muhtaç durumda.

Kürt yetkililer Gazze savaşında ABD ve İsrail yanlısı bir tutum takınırsa, Bağdat'taki İran destekli partiler bu baskıyı arttırmaya ve Erbil'e yapılan nakit transferlerini tamamen askıya almaya karar verebilir. Bu hamle Kürt Bölgesi için ekonomik açıdan büyük bir felaket olur.

Sonuç olarak Kürt liderler nefeslerini tutuyor ve daha geniş çaplı bir gerilimin içine çekilmemeyi umuyor.


The News Arab için Winthrop Rodgers tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Analizde yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

İlgili Haberler

Gazze'nin en büyük iki hastanesi faaliyetlerini durdurdu
Ebu Sahir el Megari: Gazze'de ölüleri kefenleyen adamın hikayesi

Analiz Haberleri