Analiz | İsrail askerleri Gazze'deki sivillerin evlerini yağmalıyor

"İsrail'in kara harekatının başladığı Ekim sonundan bu yana askerler, kaçmak zorunda kalan Filistinlilerin evlerinden ellerine ne geçerse alıyor."

Oren Ziv | +972 Magazine | Tercüme: Mepa News

Gazze'de savaşan İsrail askerleri, sosyal medyada binaları hunharca yıktıklarını ve Filistinli tutukluları aşağıladıklarını belgeleyen videoları neşeyle yayınlamaktan çekinmediler. Hatta bu videolardan bazıları Güney Afrika'nın geçen ay Uluslararası Adalet Divanı'nda yaptığı sunumda soykırım kanıtı olarak sergilendi. Ancak İsrail askerleri tarafından kolayca belgelenen ve yaygınlığına rağmen daha az dikkat çeken ve daha az kınanan bir başka savaş suçu daha var: Yağmalama.

Kasım ayında Filistinli şarkıcı Hamada Nasrallah, babasının kendisine 15 yıl önce aldığı gitarı çalan bir askerin TikTok videosunu keşfedince şok oldu. Son aylarda sosyal medyaya yüklenen başka videolarda da İsrail askerleri kol saati bulmakla övünüyor, birinin futbol forması koleksiyonunu kutusundan çıkarıyor. Kilim, bakkaliye ve mücevher çalıyor.

Yaklaşık 100 bin kullanıcısı olan İsrailli kadınlara yönelik bir Facebook grubunda, bir kişi asker olan eşinin kendisi için getirdiği "Gazze'den gelen hediyeleri" ne yapacağını soruyordu. Kozmetik ürünlerden oluşan bir fotoğraf paylaşan kadın şunları yazdı: "Bir ürün dışında her şey mühürlü. Bunları kullanır mıydınız? Ve ürünleri bilen var mı yoksa bunlar sadece Gazze'de mi var?"

Gerçekten de İsrail'in kara harekatının başladığı Ekim sonundan bu yana askerler, kaçmak zorunda kalan Filistinlilerin evlerinden ellerine ne geçerse alıyor. Açık bir sır olmaktan öte, bu olgu İsrail medyasında geniş çapta ve eleştirel olmayan bir şekilde haberleştirilirken, Dindar Siyonist hareketten hahamlar askerlerin Yahudi yasalarına göre neyin yağmalanmasının caiz olduğuna dair sorularını yanıtlıyor.

Gazze'deki savaştan dönen askerler +972 Magazine ve Local Call'a bu olayın her yerde yaşandığını ve çoğunlukla komutanlarının buna izin verdiğini doğruladı. "İnsanlar bir şeyler aldı. Kupalar, kitaplar, herkes kendisi için uygun olan hatırayı aldı." diyen bir asker, kendisinin de ordunun işgal ettiği sağlık merkezlerinden birinden bir "hatıra" aldığını itiraf etti.

Kuzey ve orta Gazze'de görev yapan bir başka asker de askerlerin "kilim, battaniye ve mutfak eşyaları" aldığını ifade ederek, Gazze'ye girmeden önce de sahadayken de ordudan bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını anlattı: "Komutanlar bu konuda hiç konuşmadı. Herkes insanların bir şeyler aldığını biliyor. Bu komik kabul ediliyor. İnsanlar 'Beni Lahey'e gönderin' diyor. Bu gizli saklı bir şey değil. Komutanlar gördü, herkes biliyor ve kimse umursamıyor gibi görünüyor."

Asker, bu uygulamanın neden bu kadar yaygın olduğuna dair kendi açıklamasını sundu: "Evin zaten harap vaziyette olduğu bu durumda adeta bir tabak ya da kilim almanıza izin veren bir durum var. Operasyonlardan birinde, yıkılmış bir evde antika mutfak eşyalarının, özel tabakların, özel kupaların bulunduğu bir dolap vardı. Maalesef bunların yağmalandığını gördüm."

Bir başka asker şöyle söyledi: "[Komutanlar] bizimle bu konuda gerçekten konuşmadılar. Bir şeyler alamayacağınızı söylemediler. Ve çoğu insan bir hatıra alma ihtiyacı hissetti."

Asker yağmalamanın gizli olmadığını, hatta bazı üstlerinin de bunu yaptığını belirtti: "Bölük başçavuşu bulduğu Kuran çalışma kitaplarını dağıttı ve isteyenlere verdi. Başka bir asker kahve fincanları, servis tepsisi ve cezve aldı. Bir turdan döndükten sonra tanıştığımız başka bir birlik, Hamas özel kuvvetleri motosikletleri gibi bir motosiklet getirdi. Askerlerden biri bunun kendisine ait olduğunu açıkladı. Onlar [askerler] onu yenilemekten bahsediyorlardı."

Gazze'de görev yapan bir başka asker +972 ve Local Call'a askerlerin "tespih, kaşık, bardak, cezve, mücevher, yüzük aldığını, kolay ve erişilebilir ne varsa alındığını" belirtti. "Kendilerini bu toprağın sahibi gibi hissediyorlardı." Ayrıca "Gazze'de nasıl eğitim verildiğini göstermek için çocukların ders kitaplarındaki haritaların da alındığını" söyledi.

İfade veren diğer askerlerin aksine, bu asker yağmalamanın yasak olduğunun kendisi için açık olduğunu söyledi. "Tecrübelerime göre, tabii ki bu yapılamayacak bir şey. Bu konuyu vurguladılar ama yedek askerleri denetleyen kimse yok. Çalınması en yaygın olan şey 'yerel hediyelik eşyalar' [yani Filistinli ya da Arap eşyaları]. Bir keresinde para çalan bir askeri kovmuşlardı."

Asker, kendisinin ve ekibinin diğer askerleri Gazze'de çaldıkları eşyaları geride bırakmaya ikna etmeye çalıştıklarını ve bunda da farklı derecelerde başarılı olduklarını sözlerine ekledi. "Onlar [askerler] bir şeylerle geri dönüyorlardı, onlara bunları bırakmalarının daha iyi olacağını, onları almaktansa atmanın daha iyi olacağını söyledik."

"Han Yunus'un harabelerinden"

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi bu hafta Gazze'de savaşan birliklerden sorumlu komutanlara gönderdiği bir genelgede askerleri "kendilerinin olmayan hiçbir şeyi almamaya" çağırdı. Ancak bu mektup yağmalamanın tamamen rutin hale geldiği birkaç ayın ardından geldi.

Bu durum o kadar normalleşti ki İsrail'in kamu yayın kuruluşu Kan'da geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir programda askerler muhabir Uri Levy'ye Gazze'den getirdikleri bir aynayı hediye etti. Levy, askerlere aynayı nereden bulduklarını ya da neden çaldıklarını sormadan, "Klasik Gazze tarzında, Han Yunus harabelerinden" diye şaka yaptı. Ynet'teki bir köşe yazısında Nahum Barnea, "telefonların, elektrikli süpürgelerin, motosikletlerin ve bisikletlerin" yağmalandığını gördüğünü söyleyen bir askerden alıntı yaptı.

Kanal 13 de bu ayın başlarında bu olayı haber yapmıştı. Ancak sunucular bunu kınamak yerine, videoların İsrailli askerleri "utandırmak" için dünya çapında paylaşıldığını belirtmekle yetindiler. (Bölümde ayrıca, bir Filistinlinin evinde bulduğu kol saatleriyle kendini filme alan ve onları çalmadığını iddia eden askerle yapılan bir röportaja da yer verildi: "Beni elimde saatlerle görüyorlar, yağmalamıyorum, hiçbir şey yapmıyorum. Amacım Hamas liderliğinin orada üst düzeyde yaşadığını göstermekti.")

Bu uygulamanın ne kadar yaygınlaştığının bir başka göstergesi de Dindar Siyonist hareketten hahamların askerlerden konuyla ilgili sorular alması. İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Ma'ale Adumim Yeshiva'dan Haham Yitzchak Sheilat, YouTube'a yüklenen bir soru-cevap programında yağmalamanın yasak olduğunu belirtti.

"Bu iki açıdan çok ciddi bir mesele: Halacha [Yahudi hukuku] ve askeri hukuk açısından. Halacha düşmandan sadece yiyecek ya da çabuk bozulabilecek şeylerin yağmalanmasına izin verir. Eşya almak kesinlikle yasaktır. Halacha'ya göre tüm ganimetler krala, yani ordu komutanına gitmelidir. Birinin yakalanması ve ağır bir bedel ödemek zorunda kalması utanç verici olur."

Askerlerden biri hahama, yıkılmadan önce bir evden eşya almanın caiz olup olmadığını sordu. Sheilat, "Eşya almak yasaktır," diye yanıtladı. "Eğer bir şey alırsanız, onu genelkurmay başkanına teslim etmeniz gerekir." "Peki ya bir komutan bölük için bir şeyler alınmasını onaylarsa?" diye sordu bir asker. "Hayır, sorun tam da bu, askeri hukuku bilmeyen ya da bilmek istemeyen komutanlar var ve aniden izin vermemeleri gereken şeylere izin veriyorlar." diye yanıtladı Sheilat.

Ancak kuzeydeki Safed şehrinin baş hahamı Haham Shmuel Eliyahu, kendi soru-cevap programında konuya farklı bir bakış açısı getirdi. Eliyahu, "Gazze'deki Araplar uluslararası sözleşmelere uymadıkları için savaş kurallarının hiçbirine uymak zorunda değiliz. Yine de çok dikkatliyiz, çünkü içimizdeki Tanrı imajını korumak istiyoruz."

Askerlerin "bağımsız" yağmacılığının yanı sıra, İsrail ordusunda savaş alanında bulunan para ve diğer mallara el koymakla görevli özel bir birim olduğu da unutulmamalı. Ordunun şu ana kadar Gazze'den Hamas'a ait olduğunu iddia ettiği on milyonlarca şekel paraya el koyduğu biliniyor.

"Tüm ulusların zenginliklerini yiyeceksiniz"

Filistinlilerin eşyalarının yağmalanmasının yanı sıra, İsrail askerleri Gazze'nin terk edilmiş evlerinde buldukları yiyecekleri de rutin olarak yiyor. Bir asker +972 ve Local Call'a "İki ya da üç hafta sonra askerler ne bulurlarsa kullanıyorlar, temizliyorlar ve dezenfekte ediyorlar." dedi. Ancak ona göre askerlerin Filistinlilerin evlerinde buldukları yiyecekleri kirlenmiş olma ihtimaline karşı kullanmamaları gerekiyor. Diğerleri ise birçoğu kullanılmaz hale geldikten sonra ordu tarafından ateşe verilen ya da havaya uçurulan evlerde kalırken nasıl davranılması gerektiğine dair kesin talimatlar verilmediğini söyledi.

Haaretz'in yakın tarihli bir makalesinde İsrailli askerler, Filistinlilerin evlerinde buldukları malzemelerle yemek pişirme "deneyimlerini" anlattılar. Makalede bir asker, "Gördüğümüz kadarıyla Gazze mutfağı baharatlarla dolu," diyor. "Her evde çok sayıda 'rasu'l hanut' (bir tür baharat karışımı) tarzı karışım bulacaksınız. Ayrıca bol miktarda mercimek var, bu yüzden ilk başta çok fazla türlü yaptık. Kaldığımız her evde Filistinlilerin yaptığı zeytinler vardı ve bunların tadına baktık. Zeytinyağı da her evde galonlarca var ve herhangi bir yemeği geliştirmeye çok yardımcı oluyor. Ayrıca harika bir baharatlı sosları var. Bazen özel şeylerle karşılaşıyorsunuz. Aniden sarımsak çıkıyor ve sonra domatesli ve sarımsaklı makarna yapıyorsunuz. Ayrıca yulaf lapasına eklediğimiz keçiboynuzu sosuna da rastladım ve mükemmeldi."

Geçtiğimiz ay askeri hahambaşılık tarafından yayınlanan bir mektupta Gazze'deki evlerde bulunan yiyecek ve mutfak eşyalarını kullanırken koşer kurallarına nasıl uyulacağı ayrıntılı bir şekilde anlatılıyordu. Haham Avishai Peretz'in imzasını taşıyan mektup İncil'deki şu direktifle sona eriyor: "Ve tüm ulusların zenginliklerini yiyeceksiniz."

Haham Sheilat, soru-cevap bölümünde Filistinlilerin evlerinde bulunan yiyecekleri yemenin caiz olup olmadığı konusuna da değindi. "Koşer olmayan yiyeceklerle ilgili olarak, düşman evlerinde yiyecek bulduğunuzda ne olacağı arasında bir fark vardır: burada yasa, sahip olmadığınız yiyecekleri bulursanız ve o yiyeceği istiyorsanız, gerekli olmasa bile, örneğin tatlılar, koşer olup olmadığı konusunda endişelenmeden onları yemenize izin verilir."

İsrail ordu sözcüsü, +972 ve Local Call'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "İsrail ordusu, askerlerin ordunun ruhuna aykırı davrandığı her vakayı ciddiyetle ele alır, buna mülkün yasa dışı yollardan ele geçirilmesi vakaları da dahildir. Çeşitli birimlerdeki ordu komutanları savaş boyunca konuyla ilgili sürekli bir diyalog yürütmektedir. Konuyla ilgili alınan her rapor incelenir ve ayrı ayrı ele alınır. İlgili durumlarda askeri polis tarafından soruşturma açılır ve bazı durumlarda şüpheliler sorgulama amacıyla gözaltına alınır. İsrail ordusu uluslararası hukuka uygun olarak faaliyet göstermektedir ve bunu yapmaya devam edecektir."


Bu analiz yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Haberler Haberleri