Nils Adler | Al Jazeera English | Tercüme: Mepa News
Binyamin Netanyahu'nun İsrail başbakanı olarak konumu giderek zayıflıyor.
Pek çok İsrailli 7 Ekim'deki güvenlik zaaflarından onu ve kabinesini sorumlu tutuyor ve Gazze'ye yönelik savaşı ele alış biçimi nedeniyle ülke içinde ağır eleştirilere maruz kalıyor. Buna bir de uzun süredir yolsuzluk suçlamaları ve yargı sistemini değiştirme planlarına yönelik eleştirilerle boğuşuyor olmasını eklemek gerekli.
Birçok kamuoyu yoklaması, Netanyahu'nun seçimlerin şimdi düzenlenmesi halinde istifa etmek zorunda kalacağını gösteriyor.
Şimdi, İsrail güçleri Gazze'nin güneyine doğru ilerlerken, Netanyahu kariyeri için büyük siyasi sonuçları olabilecek bir kararla karşı karşıya kalabilir: İsrail askerlerini Gazze'nin altındaki 500 km'lik tünel ağına sokup sokmamak.
"Her tünel önemli bir tehdit oluşturuyor"
Eski bir İngiliz askeri istihbarat subayı olan Philip Ingram'a göre, İsrailliler Gazze'deki tünel ağına girerlerse, bu savaşta yeni bir aşamayı başlatacak ve rakipler arasındaki oyun alanını önemli ölçüde eşitleyecektir.
Yer üstünde İsrail, silah üstünlüğünü kullanarak 365 kilometrekarelik yerleşim bölgesine amansız bir hava bombardımanı ve kara işgali düzenledi.
Yeraltında ise Hamas, İsrail askerlerini yaya olarak tek sıra halinde hareket ettirecek sofistike bir tünel ağına güvenebilir.
Ingram, tünellerin nerede olduğu, ne kadar uzandıkları ve Hamas'ın hazırlık aşamasında hangi potansiyel bubi tuzaklarını yerleştirdiği konusunda yeterli bilgi olmaması nedeniyle İsrailliler için zorlukların "devasa boyutta" olacağını ifade etti.
Askeri açıdan bakıldığında İsraillilerin "tünelde savaşmak zorunda kalmaktan kaçınmak" isteyeceklerini de sözlerine ekledi.
Hamas'ın bubi tuzakları ve pusu kurma konusundaki uzmanlığı göz önüne alındığında, 30 yılı aşkın süredir Ortadoğu'da görev yapan askeri analist Elijah Magnier'e göre "her tünel İsrail birlikleri için önemli bir tehdit oluşturuyor".
Tünel savaşları söz konusu olduğunda "Filistin direnişinin stratejik bir avantaja sahip olduğu görülüyor" diyen Magnier, tünel ağının girişlerini ararken ölen ya da yaralanan çok sayıda İsrail askerine atıfta bulunuyor.
İsrail ordusunun tünel savaşında uzmanlaşmış bir birim olan "Gelincikler" (Samur) ile övündüğünü belirten Ingram, uzmanlaşmış birliklerin tünellerde yön bulmaya yardımcı olacak "tüm aletlere" ve eğitimli köpeklere sahip olduğunu açıkladı.
Yine de, ne kadar pratik yapmış olurlarsa olsunlar, aşağıda ne olduğunun büyük ölçüde bilinmediğini ve bunun da çok riskli olduğunu söylüyor.
Hamas'ın yapacağı hazırlıklar ve genişleyen tünel ağını çok iyi bilmeleri, çatışmayı yer üstünde "360 derecelik" bir çatışmadan, her açıdan bir saldırıyla karşılaşabilecek İsrail birlikleri için "3 boyutlu" bir çatışmaya dönüştürecektir.
Her şeye rağmen uzmanlar, Netanyahu'nun Hamas'ı ve yeraltı komuta merkezlerini ortadan kaldırma vaadi nedeniyle tünellerde olası bir çatışmanın muhtemel bir sonuç olduğunu düşünüyor.
Magnier, Gazze'deki son yedi günlük "insani duraklamanın" Hamas ve İslami Cihad'a "savunma stratejilerini yeniden yapılandırma ve devam eden çatışmaya hazırlanma imkanı verdiğine" inanıyor.
Haftalar önce basında İsrail'in Hamas savaşçılarını ortadan kaldırmak için tünellerde zehirli gaz kullanarak avantaj elde etmeyi düşündüğü yönünde haberler çıkmıştı. Bu fikir uluslararası bir tepkiye neden oldu.
Wall Street Journal geçtiğimiz günlerde İsrail'in askerlerin tünellere girmesine alternatif olarak tünelleri deniz suyuyla doldurmayı düşünebileceğini yazdı.
ABD'li yetkililere atıfta bulunan medya kuruluşu, İsrail güçlerinin Kasım ayı ortasında Şati mülteci kampının hemen kuzeyinde beş pompadan oluşan bir sistem kurduğunu söyledi.
Haberde pompaların Akdeniz'den tünellere su pompalayacağı ve birkaç hafta içinde şebekeyi su altında bırakabileceği belirtildi.
"Hamas'ın kökünü kazıyın"
Netanyahu 7 Ekim'deki saldırıya verilecek yanıtlardan biri olarak "Hamas'ı yok etme" sözü verdi.
Georgetown Üniversitesi'nde Orta Doğu ve İslam Siyaseti profesörü olan Nadir Haşimi, Netanyahu'nun büyük kayıplar verme riskine rağmen siyasi kariyerini kurtarmak için tünellere asker göndermeye karar verebileceğini belirtiyor.
Haşimi, Netanyahu'nun "Hamas'ın kökünü kazımadığı ve ... nihai bir zafer kazanmadığı sürece İsrail siyasetinde devam etme şansının olmadığını" bildiğini de sözlerine ekledi.
Netanyahu'nun vaat ettiği sadece Hamas'ın yenilgiye uğratılması değil, aynı zamanda İsrail'in hala Gazze'de olduğunu söylediği 125 esirin serbest bırakılması.
Magnier'e göre İsrail esirlerin Gazze'nin altındaki yeraltı ağlarında tutulduğuna inanıyor, bu da tünellere erişimin onları kurtarmakla görevli İsrail güçleri tarafından çok önemli görüleceği anlamına geliyor.
Tünellere yapılacak bir askeri operasyon esirleri de riske atabilir ki bu da Netanyahu'nun Hamas'ı yenilgiye uğratmak için göze alabileceği başka bir şey.
Haşimi, bir askerin kaçırılması durumunda, askerin ölümüyle sonuçlansa bile azami güç kullanımına izin verdiği bildirilen gizemli bir İsrail askeri politikası olan Hannibal Direktifi'ne, İsrail'in "askeri amaçlarının rehinelerin ölümüne öncelik verebileceğinin" bir göstergesi olarak atıfta bulunuyor.
Askeri maliyetlere karşı siyasi avantajlar
Haşimi, Netanyahu'nun tünellere yönelik olası bir operasyona sıcak bakarken bile aklındaki sorunun, hedefine ulaşmak için "kamuoyu önünde ne kadar kayıp vermeye razı olacağı" olacağını söyledi.
Ingram, kararın riskler ve faydalar tartıldıktan sonra verileceğini ve muhtemel bir sonucun İsrail'in tünel ağını yukarıdan haritalandırmaya devam etmesi, yere nüfuz eden radar kullanması ve özellikle ağda "bir delik açarak" hedef alabilecekleri kilit komuta merkezlerini tespit etmeye çalışması olacağını düşünüyor.
Ingram, daha önceki birçok çatışmada tünel savaşı olmasına rağmen Hamas'ın kurduğu "yeraltı şehrinin" bunu "yeni bir seviyeye" taşıdığını söylüyor. İsrail ordusunun eşi benzeri görülmemiş bir görevle karşı karşıya olduğunu ve son derece dikkatli olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
İsrail'in tünellere ne zaman girmeye teşebbüs edeceği ise belirsizliğini koruyor.
Magnier, İsrail'in "artan küresel eleştiriler, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar karşısında" baskı altında olduğunu ve bunun hedeflerine daha hızlı ulaşması gerektiği anlamına geldiğini belirtirken, "kara operasyonları için belirli bir zaman çizelgesi belirlemek her askeri komutan için bir zorluktur" dedi.
Magnier, İsrail'in ilerleyişinin "küçük ama yoğun nüfuslu bir yerleşim bölgesinde olmasına rağmen oldukça yavaş" olduğunu söylüyor.
Magnier ayrıca, İsrail'in sivil bölgeleri ayrım gözetmeksizin bombalamasının, direnişçilere istemeden de olsa yardım ederek siper ve barınak oluşturduğunu da sözlerine ekliyor.
Eğer İsrail birlikleri tünel ağına girerse, yeraltındaki enformasyon eksikliği içinde uzun süreli bir çatışma yaşanabilir.
Kuşatılmış sayılan Hamas yakıt ve ikmal sıkıntısı çekerken, İsrail birlikleri 100 metre ilerleyebilmek için haftalarca sürünebilir.
Al Jazeera için Nils Adler tarafından kaleme alınan bu analiz haber Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. İçerikte yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.