Justin Salhani | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News
Hizbullah, İsrail ile arasındaki düşük seviyeli çatışmanın daha büyük bir boyuta ulaşma tehlikesi karşısında farklı senaryolara hazırlanıyor.
İsrail'in askeri odağını Gazze'den Lübnan'a kaydırması fikrini besleyen, Pazar günü İsrail'in Refah'taki operasyonlarını sonlandırdığını ve Lübnan'a yöneleceğini söyleyen Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da aralarında bulunduğu yetkililerin açıklamaları oldu.
İsrail'in Lübnan'a yönelik ciddi bir askeri harekatı bölgesel ve muhtemelen uluslararası aktörleri de devreye sokacaktır.
İsrail'in bugüne kadarki saldırıları yaklaşık 100 bin kişiyi Güney Lübnan'daki evlerinden etti ve 349'u Hizbullah tarafından kendi üyeleri olarak adlandırılan en az 435 kişiyi öldürdü.
Hizbullah, İsrail'in söylemlerine kendi söylemleriyle karşılık vererek ve sınır ötesi saldırılarını yoğunlaştırarak -İsrail'e göre şu ana kadar 15 İsrail askeri ve 10 sivili öldürdü- silahlara sadık kalıyor gibi görünüyor.
AFP haber ajansına göre İsrail'in Gazze'ye savaş açtığı 7 Ekim'den bu yana sınır ötesi saldırılarını sürdüren iki örgüt, İsrail'de Hamas öncülüğünde düzenlenen bir operasyonda 1139 kişinin öldüğü gün de saldırılarını sürdürmüştü.
Ateşkes ya da saldırı
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah Ekim ayından bu yana yaptığı konuşmalarda örgütünün İsrail'e yönelik sınır ötesi saldırılarını ancak İsrail'in Gazze'de ateşkesi kabul etmesi halinde durduracağını tekrarladı.
İsrail askeri dikkatinin büyük kısmını Lübnan'a çevirse bile analistler Hizbullah'ın pozisyonunu koruyacağına inanıyor.
Hizbullah üzerine iki kitabın yazarı olan Amal Saad şunları söylüyor:
"Hizbullah'ın Gazze'de ateşkes olmadan müzakereleri kabul edeceğini sanmıyorum. Savaş devam edecek. Nasrallah, Hamas galip gelene kadar savaşmaya devam edeceklerini söyledi ve eğer Hamas zayıflar ve zayıflatılırsa Hizbullah eli kolu bağlı oturmayacaktır. Burada stratejik bir hedef var. Hizbullah Hamas'ı kendi başına bırakmayacaktır."
Ateşkes fikri, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun sertlik yanlısı koalisyon ortaklarının savaşın sona ermesinden önce "Hamas'ın tamamen yenilgiye uğratılmasını" talep etmeleri nedeniyle bir çıkmaza girmiş gibi görünüyor.
Ancak bazı İsrailli yetkililer, Hamas'ın bir fikir olduğunu ve fikirlerin yok edilemeyeceğinin altını çizerek Hamas'ın tamamen yenilgiye uğratılması fikrine şüpheyle yaklaştıklarını ifade ettiler.
Askeri sözcü Daniel Hagari 19 Haziran'da, Ulusal Güvenlik Konseyi başkanı Tzachi Hanegbi ise bir haftadan kısa bir süre sonra Salı günü bu yöndeki şüphelerini dile getirdi.
İster bu fikrin zımnen kabulü ister başka nedenlerle olsun, İsrail şimdi daha düşük yoğunluklu bir aşamadan bahsediyor. Bu aşamada ordunun Gazze'de Hamas'ı hedef almaya devam edeceği, aynı zamanda da gruba siyasi bir alternatif arayacağı iddia ediliyor.
Gazze'de daha düşük yoğunluklu bir savaş teorik olarak Lübnan'a odaklanmayı mümkün kılacaktır, ancak bu da İsrail ordusunun iki cephede birden savaşma gibi zorlu bir olasılığı yerine getirmesini gerektirecektir.
Güç gösterisi
Nasrallah ise grubunun gücünü göstermeye ve sağlam durmaya devam ediyor.
Nasrallah 19 Haziran'da grubunun 100 binden fazla savaşçısı olduğunu ve birçok bölgesel silahlı grup liderinin İsrail'e karşı savaşa katılmaları için daha fazla savaşçı teklif ettiğini, ancak Hizbullah'ın halihazırda kadrolarla "boğulmuş" olduğu için bu teklifleri reddettiğini söyledi.
Konuşmasından bir gün önce Hizbullah İsrail'in Hayfa kenti üzerinde çekilmiş insansız hava aracı görüntülerini yayınlayarak kentin hedef alınabileceğine dair üstü kapalı bir tehditte bulundu.
Hizbullah'ın yakın zamanda yayınladığı bir başka videoda ise İsrail içinde ve Akdeniz'de bir dizi hedef olduğu görülüyor.
Lübnan Amerikan Üniversitesi'nde siyaset bilimci olan Imad Salamey, "Hizbullah İsrail'e savaşı genişletme seçeneklerini gösteriyor ve simüle ediyor. Bu sayede İsrail sonuçlarının ciddi maliyetli olduğunu anlayacak." dedi.
Nasrallah ayrıca Avrupa Birliği üyesi olan ancak NATO üyesi olmayan bir ada ülkesi olan Kıbrıs'ı da savaşta İsrail'i desteklemesi ihtimaline karşı tehdit etti.
Kıbrıs ise herhangi bir çatışmada İsrail ile askeri işbirliği yapmayacağını söyledi.
Eski bir özel kuvvetler subayı olan ve şu anda Global Guardian risk yönetimi firmasında çalışan Seth Krummrich Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "8 Ekim'den bu yana Kıbrıs, İsrailli yedek askerlerin uçtuğu ve ardından İsrail'e gittiği kilit bir yer oldu" dedi.
İsrail geçmişte Kıbrıs topraklarını eğitim tatbikatları için kullanmıştı.
Salamey, bu tehdidin Nasrallah'ın "Avrupa Birliği'ne, üye devletleri de dahil edebilecek şekilde İsrail'i desteklemekten kaçınması" mesajını verme şekli olduğunu söyledi.
Acil durum planları
Her iki taraf da gerilimi tırmandırıp kartlarını masaya sürerken, Hizbullah'ın birkaç acil durum planı olacaktır.
Beyrut'taki Saint Joseph Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Karim Emile Bitar, "Hizbullah'ın büyük olasılıkla Güney Lübnan'da sınırlı ve uzun süreli bir savaşa karşı bir stratejisi var ve muhtemelen daha geniş çaplı bir savaşa karşı da bir strateji hazırladılar" dedi.
Sınırlı bir savaş, Salamey'in deyimiyle "düşük maliyetli, verimli ve etkili çatışmalarla" düşmanın kanını akıtan "düşük yoğunluklu asimetrik bir yıpratma savaşı" olacaktır. Bu temelde mevcut çatışmanın bir devamı.
Geniş çaplı bir savaş, İsrail'in 2006'da yaptığı gibi Beyrut Havaalanı gibi altyapılar da dahil olmak üzere Lübnan genelinde saldırıları yoğunlaştırabilir.
Bazı analistler Güney Lübnan'a sınırlı bir kara harekatının mümkün olduğunu, ancak bunun her iki tarafta da ağır kayıplara yol açacağını düşünüyor.
Bitar'a göre Hizbullah muhtemelen bu seçeneği istemiyor:
"İran rejiminin yanı sıra Hizbullah da bir tırmanışın Lübnan için son derece riskli ve yıkıcı olacağının farkında."
Yoğunlaştırılan tehditler ve askeri eylemler diplomatik müzakerelerle paralel ilerliyor.
ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein kısa süre önce Tel Aviv ve Beyrut'taydı ve iddialara göre Hizbullah'ın mesajlarını Lübnan Meclis Başkanı ve Hizbullah müttefiki Nebih Berri aracılığıyla iletti.
Axios'a konuşan ve ismi açıklanmayan Batılı diplomatlara göre Hochstein Hizbullah'a ABD'nin İsrail'in daha büyük bir savaş başlatmasını engelleyebileceğini düşünmenin yanlış olacağını söyledi.
Bitar, aynı zamanda Hizbullah ve İsrail'in Fransız diplomatlar aracılığıyla mesajlar ilettiğini ve "yüz kurtarıcı bir çıkış ya da strateji" arayışında olduklarını söyledi.
Bitar, bu görüşmelerin "İsrail'e Hizbullah'ın müttefiklerinin sınırdan 6-10 km mesafede bir alanda bulunmayacağına ve Hizbullah'ın özel Rıdvan güçlerini İsrail'e saldırmak için kullanma niyetinde olmadıklarına dair güvence" ile sonuçlanması halinde Hochstein'ın çabalarının meyvelerini verebileceğini belirtti.
Diplomasi ve askeri harekatın paralel yolları birbiriyle bağlantılı.
Yine de her iki tarafın da hasımlarına manevi bir zafer ilan etme fırsatı vermek istememesi nedeniyle yanlış bir hesaplamanın gerilimi tırmandırabileceği korkusu sık sık tekrarlanıyor.
Söz konusu yanlış hesaplama ya da İsrail'in iç meselelere dayalı olarak ilerleme yönünde vereceği siyasi bir karar dışında bir savaş yine de engellenebilir.
Hizbullah ise çatışmaların durması için tek ön koşul olarak ateşkes talep etme pozisyonunu koruyor.
Bitar şu ifadeleri kullanıyor:
"Her iki tarafta da iç siyasi mülahazaların ağır bastığı bir durumdayız. Hizbullah, kendi destekçilerinin önemli bir kısmı da dahil olmak üzere Lübnanlıların çoğunun yeni bir savaş istemediğinin farkında.
Her iki taraf da bu faktörleri göz önünde bulunduruyor ancak son derece istikrarsız bir durumdayız ve taraflardan birinin yapacağı herhangi bir yanlış hesaplama bölgede yeni ve tam teşekküllü bir çatışmaya yol açabilir."