Mohammed Ersan | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Ürdünlü yetkililer, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına karşı her gün düzenlenen protesto gösterilerine katılanları, Hamas'ın bu gösterilerin ateşlenmesinde rolü olduğu suçlamasıyla baskı altına aldı.
Ramazan ayı boyunca her gün binlerce kişi başkent Amman'daki İsrail Büyükelçiliği önünde protesto gösterileri düzenleyerek, Gazze'deki zulmüne karşılık olarak büyükelçiliğin kapatılmasını ve İsrail ile normalleşmeye son verilmesini talep etti.
Ekim ayında İsrail büyükelçisinin ayrılması ve Ürdün'ün İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını protesto etmek için büyükelçisini geri çağırmasının ardından büyükelçiliğin diplomatik misyonu olmamasına rağmen protestolar devam etti.
Ürdünlü yetkililer, ortalama 6 ila 10 bin kişinin katıldığı Ramazan protestolarının büyüklüğü karşısında hazırlıksız yakalandı.
Köşe yazarları ve eski yetkililer Hamas liderlerine, özellikle de Halid Meşal'e saldırarak hareketi ve Müslüman Kardeşler'i Ürdün'de kaos yaratmaya çalışmakla suçladılar.
Eski Enformasyon Bakanı Samih El Maaytah, yurt dışındaki Hamas hareketini, kendi siyasi ajandası için Ürdün'deki Müslüman Kardeşler ile iş birliği yapmakla suçladı.
"Yurt dışındaki Hamas, Ürdün'e hareketle ilişkilerini düzeltmesi için baskı yapmaya çalışıyor" diyen Bakan, Hamas'ın yurt dışındaki lideri Meşal'in 26 Mart'ta Amman'da yaptığı ve milyonları sokağa çıkmaya çağırdığı konuşmaya atıfta bulundu.
MEE'ye konuşan Maaytah, "Hamas Ürdün sokaklarını etkileyebileceği ve yönlendirebileceği mesajını vermek istiyor ki bu Ürdün'de siyasi nüfuz sahibi olamayan İranlıların da işine geliyor." dedi.
Ürdün hükümet sözcüsü Muhannad Mubaydin Salı günü yaptığı açıklamada hükümetin gösterileri önemsemediğini ancak Hamas yanlısı olarak gördükleri sloganlardan endişe duyduklarını söyledi.
Mubaydin düzenlediği basın toplantısında "Ürdün güvenliği göstericileri korumak ve onların güvenliğini sağlamakla görevlidir, ancak sorun ulusal güvenliğe zarar veren ve kabul edilemez sloganlarla ortaya çıkanlardır" dedi.
Ürdün'deki Müslüman Kardeşler bu suçlamaları reddetti.
Müslüman Kardeşler'e bağlı bir parti olan İslami Hareket Cephesi'nin Genel Sekreteri Murad el Adayle'ye göre "Ürdün toplumunun Filistin direnişini destekleyen tüm kesimlerini temsil eden bu protestolarda özel parti çıkarları bulunmuyor."
Adayle MEE'ye yaptığı açıklamada "Ürdün halkının Filistin meselesiyle ilişkisi diğer Arap halklarından farklı çünkü Ürdün coğrafi ve demografik olarak Filistin'le ilişkili. Filistin uğruna çocuklarımızdan fedakarlıklar yaptık, bu nedenle tüm şehirlerde bu oturma eylemlerini görmemiz doğal."
Adayle, Hamas'ın protestolardaki rolüne ilişkin suçlamaların, şu ana kadar Arap dünyasının en büyüğü olan protesto hareketini itibarsızlaştırmayı amaçladığını söyledi.
Adayleh, "Arap sokağını etkilemeye başladığı ve diğer Arap ülkelerindeki protestoları harekete geçirdiği için Ürdün hareketini şeytanlaştırma girişimleri var" dedi.
Ürdün, Mısır'dan sonra 1994 yılında İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ikinci Arap ülkesi. Ürdünlüler krallığın İsrail'den gaz ithal etmesini de "hainlik" olarak nitelendiriyor.
Yüzlerce kişi gözaltına alındı
Ürdün güvenlik güçleri 7 Ekim savaşının başlangıcından bu yana farklı partilerden yüzlerce siyasi aktivisti gözaltına aldı.
Avukat ve eski yargıç Luay Ubeydat, 1.500'den fazla aktivistin protesto faaliyetleri nedeniyle yargılandığını söyledi.
Bunların birçoğu serbest bırakıldı, ancak onlarcası idari gözaltında tutulmaya devam ederken, yedisinin zorla kaybedildiği düşünülüyor.
Gözaltına alınanlar arasında, protestolarla bağlantılı olarak son dört aydır herhangi bir suçlama olmaksızın idari gözaltında tutulan sendika aktivisti Meysere Malas da vardı.
Malas'ın ailesi, Genel İstihbarat'tan 20 kişinin 4 Ocak günü şafak vakti Malas'ı tutuklamak üzere Raşid banliyösündeki evine baskın düzenlediğini belirtti.
Aile yaptığı açıklamada, baskın sırasında polislerin tüm aile üyelerinden telefonlarını kapatmalarını istediğini, evi ve Malas'ın arabasını aradıklarını ve belgelere, elektronik cihazlara ve güvenlik kamerası kayıtlarına el koyduklarını ifade etti.
Evlerinde bir buçuk saat süren aramanın ardından Malas kelepçelendi ve herhangi bir suçlama olmaksızın gözaltına alındı.
Aileye göre Malas halen Genel İstihbarat Dairesi'nde gözaltında tutuluyor ve avukatının kendisini ziyaret etmesi engelleniyor.
İnsan hakları aktivistlerinden oluşan Ulusal Hak ve Özgürlükler İttifakı, Ürdün makamlarının İsrail Büyükelçiliği yakınlarındaki oturma eylemiyle bağlantılı olarak çok sayıda aktivisti takip ettiğini kaydetti.