ABD Başkanı Trump nükleer anlaşmadan çekilirse İran ne yapar? Tahran'ın elindeki seçenekler hem ABD'yi hem de AB'yi rahatsız edebilir. Kersten Knipp'in analizi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Pazar günü televizyondan yaptığı konuşmada "ABD Başkanı Donald Trump nükleer anlaşmayı feshederse buna geçmişinde hiç olmadığı kadar pişman olur. Trump, İran halkının birlik olduğunu bilmelidir” dedi. Ruhani, ayrıca İran'ın bundan böyle gözlerini ABD'ye değil Avrupa'ya çevireceğine de dikkat çekti.
Ruhani'nin bu açıklamaları, Trump'ın nükleer anlaşmayı feshetmesi halinde İran'ın buna nasıl tepki gösterebileceği konusunda ipuçları veriyor. İran, Batı ülkelerini bölmeye çalışmasa da ABD ile Avrupa ülkeleri arasındaki çıkar farklılıklarını kendi yararına kullanmak isteyebilir ve böyle bir durumda Avrupa Birliği ile İran arasında yakınlaşma söz konusu olabilir.
Batı dayanışmasını bölmek
İsrail ordusunun eski araştırma direktörü Amos Gilad da Haaretz gazetesinde çıkan makalesinde bu hususa parmak basarak "ABD'nin anlaşmadan çekilmesi durumunda Tahran yönetiminin Batı ülkeleri arasına nifak sokmaya çalışabileceğini" vurguladı.
"Böyle bir gelişme İran'a yarayabilir” diyen Gilad, İran'ın nükleer çalışmalarını denetlemenin zorlaşacağını da belirtti ve "Amerikalılar anlaşmadan çekileceklerse, o zaman alternatif geliştirmelidirler. Ama ben alternatifleri olduğunu sanmıyorum” değerlendirmesini yaptı.
Berlin merkezli Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan güvenlik uzmanı Oliver Meier ise ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin Batı ülkeleri arasında bölünmeye olmasa da yabancılaşmaya yol açabileceğini kanısında. Meier, Avrupa ülkelerinin ise anlaşmadan çekilmeyeceği tahmininde de bulundu.
Alman NDR televizyona konuşan Meier, İran gibi Avrupa ülkelerinin de anlaşmanın yeniden ele alınmasını istemediğini ve aksi takdirde sadece bazı bölümlerinin değil, anlaşmanın tamamının baştan sona değiştirilmesi gerekeceğini belirtti. Meier, "uzun müzakereler sonunda ortaya çıkan son derece kapsamlı ve karmaşık anlaşmayı yeniden masaya yatırmanın kolay olmadığını" da ifade etti.
Anlaşmanın feshedilmesi halinde ABD ile Avrupa arasında baş gösterecek yabancılaşmanın boyutlarını ise Trump'ın anlaşmadan çekildikten sonra atacağı adımlar belirleyecek.
Trump'ın yaptırımları kaldırmaması ve İran'ın ticari ilişkilerine uluslararası ambargo ilan etmesi, Avrupa'nın ABD'den uzaklaşmasına yol açabilir. Obama döneminde nükleer anlaşmanın baş koordinatörlüğünü yapan Jarret Blanc, Al Monitor adlı internet dergisine yaptığı açıklamada, "İran ile bu ülkenin dış ticari ilişkilerinde rol oynayan bankaların da yaptırım kapsamına alınması Avrupa'da ‘benzeri görülmemiş düşmanca davranış' olarak algılanabilir” uyarısında bulundu.
Ortadoğu iyice karışabilir
İran tepkisini başka türlü de gösterebilir ve bu tepkisi dolaylı olarak Avrupa Birliği'ni de etkileyebilir. Brüksel, nükleer anlaşmanın dış politikada İran'ın daha ılımlı davranmasını sağlayabileceğini düşünüyordu. Ama bunun tersi oldu. Molla rejimi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı desteklemek üzere Devrim Muhafızları'nı Suriye'ye gönderdi. İran ayrıca Irak'taki ve Şii Hizbullah üzerinden de Lübnan'daki nüfuzunu artırmaya çalışıyor.
Anlaşma feshedildiği takdirde İran bu girişimlerini çok daha radikal bir biçimde sürdürebilir ve kutuplaşmanın sonu ABD ile savaşmaya kadar uzanabilir. Bu ihtimali Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya'da yayımlanan haftalık haber dergisi Der Spiegel'e verdiği mülakatta dile getirmişti. Macron, "En kötü ihtimal Trump'ın anlaşmadan çekilmesi olur. O zaman Pandora'nın kutusu açılır ve sonu savaşa kadar varabilir. Ancak Donald Trump'ın savaş istediğini sanmıyorum” demişti.
Anlaşmanın feshi İran'ın Ortadoğu'ya kendi düzenini dikte ettirme isteğini de kamçılayabilir. ABD'nin bölgedeki angajmanını azaltmasından yararlanan İran, Türkmenistan steplerinden Akdeniz'e kadar uzanan topraklarda Şiilerin nüfuzunu artırmayı başarırken ezeli rakibi Suudi Arabistan bu gelişmeyi durduramadı.
İran'daki tutuklu Amerikalılara kötü haber
Washington Post gazetesi bir yorumunda "Trump'ın anlaşmadan çekilmesi durumunda zaten varla yok arasındaki ABD-İran diyaloğunun tamamen kesilebileceği, yakınlaşma ve uzlaşma imkânının da tamamen ortadan kalkacağı" değerlendirmesine yer vermişti.
Yorumda dile getirilen bir diğer husus da İran'daki Amerikalı tutuklulardı. Tam sayıları bilinmiyor. Anlaşma feshedildiği takdirde özgürlüklerine kavuşma ihtimalleri daha da azalacak. Gazetenin elde ettiği bilgilere ABD tarafı tutukluların salıverilmesi için herhangi bir girişimde bulunmuyor. Washington Post'a göre Amerikalı tutukluları İran'da bırakma kararı, Trump'ın siyasi kariyerindeki en büyük başarısızlıkları arasına girecek.