Yeni bir araştırmaya göre insanın ortalama vücut sıcaklığı son 150 yılda düştü ancak düşüşün ardındaki neden belirsizliğini koruyor.
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar insan vücudunun (ilk olarak Alman hekim Carl Reinhold August Wunderlich'in 1868'de belirlediği) 37 derecelik standarttan genel anlamda daha soğuk olduğunu gösterdi.
Yeni çalışma günümüzdeki erkeklerin vücut sıcaklığının 19 yüzyıldakilere göre 0,58 derece düştüğünü gösterirken kadınlardaki düşüş 0,32 derecede kaldı.
Bu düşüş "çevremizde son 200 yılda yaşanan ve fizyolojik değişikliklere neden olan değişimlere" bağlanıyor. Ancak çalışma, ortaya konan sebep ve sonuçların "tabiatı gereği kanıtlanamaz" kaldığını ifade ediyor.
Stanford Üniversitesi'nde tıp ve sağlık araştırmaları ve politikası profesörü olan, makalenin kıdemli yazarı Julie Parsonnet şunları söylüyor:
"Sıcaklığımız insanların düşündüğü gibi değil. (...) Normal vücut sıcaklığımızın 98.6°F (37°C) olduğunu öğrenerek büyüyen herkes yanılıyor."
Araştırma bu sıcaklık düşüşüne bir dizi açıklama öneriyor. Bunların arasında insanın metabolik hızının düşmesi de yer alıyor.
Araştırmanın yazarlarına göre tıbbi müdahalelerdeki gelişmeler, artan hijyen, gıdaya erişimin kolaylaşması ve insanlara sabit bir çevre sıcaklığı sunan gelişmiş yaşam standartları gibi etkenlerin hepsi bu düşüşe katkı sağlamış olabilir.
Ekip aynı zamanda bu soğumanın nüfus genelinde görülen iltihabın azalmasına bağlı olabileceğini de öne sürüyor. Modern tıptaki gelişmeler sayesinde vücutlarımız artık daha az enfeksiyona ve hastalığa maruz kalıyor.
Dr. Parsonnet, "İltihap, metobolizmanızı harekete geçirerek vücut sıcaklığınızı yükselten her türden proteinin ve sitokinin üretimini arttırır" diyor.
"Boyumuzda ve kilomuzda değişim yaşadık ve daha soğuğuz. (Bu yeni ölçümlerin) sağlık açısından ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum ama bize bir şeyler söylüyor. Bize söylediği şu: Değişiyoruz ve son 150 yılda yaptıklarımız bizi daha önce hiç yaşamadığımız biçimlerde değiştiriyor. (...) Fizyolojik anlamda şu anda geçmişte olduğumuzdan farklıyız. (...) İçinde yaşadığımız çevre değişti, (bu değişim) evlerimizin sıcaklığını, mikroorganizmalarla temasımızı ve eriştiğimiz yiyecekleri kapsıyor. (...) Tüm bunların anlamı şu: İnsanlığı sabit bir yapıya sahipmişiz ve tüm insan evrimi açısından aynıymışız gibi düşünüyoruz ama aynı değiliz. Aslında fizyolojik olarak değişiyoruz."
Araştırmacılar farklı tarihi dönemleri kapsayan üç veri kümesinden sıcaklıkları analiz etti.
En eski veri kümesi askerlik kayıtlarından, tıbbi kayıtlardan ve Amerikan İç Savaşı'ndan Birlik Kuvvetleri gazilerinin emeklilik kayıtlarından derlendi. Bu küme, 1862'yle 1930 arasındaki verileri içeriyor ve 1800'ün başlarında doğan kişileri kapsıyor.
İkinci veri kümesi 1971'le 1975, üçüncüsü ise 2007'yle 2017 arasındaki verileri içeriyor.
Çalışma kapsamında araştırmacılar söz konusu düşüşün termometre teknolojisindeki gelişmeleri yansıtma ihtimalini de araştırdı.
Ekip üç veri kümesinin içerdiği dönemlerdeki vücut sıcaklığı eğilimlerini kontrol etti ve her tarihi grup için ölçümlerin benzer termometrelerle yapıldığı varsayımına dayanarak gözlemlerinin geniş resimle uyumlu olduğu sonucuna vardı. Buna göre grupların hepsi her on yılda benzer bir düşüş yaşamıştı.