İsrail ordusu Salı günü iki aydır devam eden Gazze işgalinde en ölümcül günlerinden birini yaşadı. Bir günde ölen 10 asker arasında bir albayın da bulunduğu belirtilirken ölü sayısı 116'ya yükseldi.
Bu rakam dokuz yıl önce Gazze Şeridi'nde yaşanan çatışmalarda ölenlerin neredeyse iki katı.
İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik hava ve kara saldırılarında 18.500'den fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesi ve bölgenin büyük bir kısmının harabeye dönmesi üzerine ABD Başkanı Joe Biden, Gazzeli sivillerin "ayrım gözetmeksizin" bombalanmasının İsrail'e "uluslararası desteği kaybettirdiğini" söyledi.
İsrailliler "katliama devam" diyor
İsrail'de son haftalarda yapılan anketler, Gazze'de yaşanan astronomik sivil kayıplarına rağmen savaşa büyük destek verildiğini gösteriyor.
Çarşamba günü Reuters'a konuşan altı İsrailli, Salı günkü BM kararına yansıyan küresel sempatinin azalmasına bakılmaksızın, geri adım atma zamanı olmadığını belirtiyorlar.
Siyaset bilimci Tamar Hermann, Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği sürpriz saldırının, İsrail'in daha önce Arapların 1973'te sürpriz bir saldırı düzenlediğinde hissettiği bir şeyi, yani komşularının ve düşmanlarının Yahudi ulusunu hep birlikte ortadan kaldırabileceği korkusunu yeniden canlandırdığını söyledi.
Savaşla ilgili düzenli kamuoyu yoklamaları yapan İsrail Demokrasi Enstitüsü'nden Hermann, "Halkın hissiyatı bunun İsrail'in varlığına yönelik bir tehdit olduğu yönünde" dedi. Hermann, insanların daha fazla asker ölümüne hazırlıklı olduğunu da sözlerine ekledi.
Kudüs'ten biri olan emekli Ben Zion Levinger, İsrail'in düşmanlarının Hamas'la mücadelede herhangi bir yavaşlamayı zayıflık işareti olarak göreceğini söyledi.
Eski bir bilişim sektörü çalışanı olan Levinger ise, "Eğer bu mücadeleyi sonuna kadar götürmezsek, yarın sabah kuzeyde, doğuda, güneyde ve belki de İran'da savaşacağız. Bu nedenle başka seçeneğimiz yok" diyor.
Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Yuli Edelstein bir röportajında, maliyeti "korkunç" olsa da askeri operasyonun amacının Hamas'ın Gazze'deki altyapısının tamamen yok edilmesi olduğunu söyledi.
Hamas, Salı günü öldürülen askerlerin İsrail'in Gazze'deki savaş hedeflerine asla ulaşamayacağını gösterdiğini şu sözlerle ifade etti: "Orada ne kadar uzun süre kalırsanız, ölümlerinizin ve kayıplarınızın faturası o kadar büyük olacak ve Allah'ın izniyle hayal kırıklığı ve kayıpları yanınıza alarak oradan çıkacaksınız."
"Filistinli sivilleri ölmesi 'tali hasar' olarak görülüyor"
İsrail Demokrasi Enstitüsü tarafından yapılan bir ankete göre, Kasım ayında çatışmalara verilen bir haftalık aranın ardından İsraillilerin dörtte üçünden fazlası, Filistinli sivil kayıpları ya da uluslararası baskıyı azaltacak düzenlemeler yapılmadan saldırıların devam etmesi gerektiğini söyledi.
İsrail medyası savaşla ilgili haberlerinde Gazze'deki sivil kayıplara uluslararası haberlere kıyasla daha az yer veriyor. Hermann, Filistinli kayıplara ilişkin görüşlerin "İsraillilerin siyasi eğilimlerine göre değişmekle birlikte, bazı insanların ölümlerin gelecekteki güvenlik için ödenmesi gereken kabul edilebilir bir bedel olduğunu" düşündüğünü söyledi.
"Çoğunlukla sağ kesimde bir ilk intikam duygusu var, sol ve orta kesim ise bunu savaşın kazanımlarına göre ikincil görüyor diyebilirim... ikincil hasar olarak algılanıyor."
Tel Aviv Üniversitesi'nin Ekim ayı sonunda 609 katılımcı arasında yaptığı ve yüzde 4,2 hata payı bulunan bir ankete göre İsraillilerin sadece yüzde 10'u ordunun çok fazla ateş gücü kullandığını düşünüyor.
Kar amacı gütmeyen bir akademik kurumda çalışan Kudüs sakini Adam Saville, İsrail'in "savaşçı olmayanları öldürmemek için elinden geleni yaptığını" söylüyor.
"Bu korkunç bir şey. Bu kadar çok sivil kaybın olması korkunç" dedi. "Ama bu bir savaş ve savaşta böyle şeyler olur."
Rehineler
İsrail'in savaşının hedeflerinden biri de 7 Ekim'de Gazze'ye götürülen rehineleri geri getirmek.
İsrail, kalan 135 rehineden en az 19'unun öldüğünü ve bu hafta iki cesede ulaşıldığını açıkladı. Rehinelerin yaklaşık 100'ü Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında serbest bırakılmıştı.
Rehinelerin fotoğrafları ve "onları eve getirin" sloganı İsrail'in dört bir yanında duvarlara ve otobüs duraklarına yapıştırılıyor, kamu binalarına yansıtılıyor.
İsrailliler geçmişte rehineleri kurtarmak ya da askerlerinin hayatını kurtarmak için taviz vermeye istekli olduklarını göstermişlerdi ancak İsrail'in 75 yıllık tarihinde tek seferde yaşanan en ölümcül olay olan 7 Ekim, görüşleri iyice sertleştirdi.
İstikrarsız durum göz önüne alındığında şaşırtıcı olmayan bir şekilde, anketler İsraillilerin uzun vadeli bir çözümün nasıl görüneceğinden emin olmadıklarını gösteriyor.
Ancak İsrail Demokrasi Enstitüsü'nün anketine göre vatandaşların yüzde 40'ından fazlası ülkenin savaştan sonra ayrı bir Filistin devleti kurulmasını desteklemesi gerektiğini düşünüyor.
Tel Aviv Üniversitesi'nin anketine göre, İsraillilerin neredeyse yüzde 60'ı, Arap İsraillilerin yüzde 40'ı da dahil olmak üzere, savaşın en önemli hedefi olarak Hamas'ın mümkün olan her şekilde ortadan kaldırılmasını gösteriyor.
Yaklaşık üçte biri ise rehineleri eve getirmenin ana hedef olduğunu söyledi.
Hermann, "Şu anda ne birincisini ne de ikincisini başarabildik" diyor.
Kaynak: Mepa News, Reuters