Amerika'nın Sesi | Arzu Çakır
ABD Başkanı Joe Biden'ın "Rusya'ya petrol ambargosu" açıklamasının ardından gözler, Avrupa'nın da Biden'ı izleyip izlemeyeceği sorusuna çevrildi. Enerji ihtiyacının yüzde 46'sını Rusya'dan sağlayan Avrupa Birliği'nde bu zorlu karar üzerinde henüz uzlaşma sağlanamadı. Başkan Biden, AB'den uzlaşma gelmeyince, "Rusya'ya petrol ambargosu" kararını tek başına açıkladı.
AB içinde Almanya ve İtalya gibi enerji ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını Rusya'dan tedarik eden AB ülkeleri, enerji bağımsızlığı için adım atılmadan ambargoya gitme kararına karşı çıkıyor. AB Komisyonu, 27 ülke liderine sunmak üzere, AB'nin Rusya kaynaklı enerjilere olan bağımlılığını sonlandırmak için "REPowerEU" adında yeni bir plan hazırladı.
"REPowerEU" planı neyi hedefiyor?
Avrupa'nın en büyük gaz tedarikçisi olan Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ve zaten COVID-19 krizi nedeniyle yüksek olan enerji fiyatlarının patlamasına neden olmasıyla birlikte, Avrupa enerji politikası önemli bir dönüm noktasına geldi. AB Komisyonu, Rus doğalgaz ve petrolüne olan bağımlılıktan kurtulmayı hedefleyen "REPowerEU" adını verdiği bir plan hazırladı. Komisyon, "Enerji alternatiflerini çeşitlendirme, yeniden düzenleme ve tüketimin azaltılması" gibi 3 temel konunun merkezde yer aldığı planda, Rus gaz ithalatını yıl sonuna kadar üçte iki oranında azaltmayı ve bir yılda 100 milyar metreküp doğalgaz tasarrufu yapmayı hedefliyor.
AB'nin enerjiden sorumlu Komiseri Frans Timmermans, Avrupa medya grubuna verdiği röportajda, planın hedefini, "Kendimizi bir daha asla Rusya'nın bize enerji sağlaması gerçeğinin bizim için sorun olacağı bir duruma sokmayacağız" sözleriyle açıkladı. Fransa eski Cumhurbaşkanı François Hollande, Le Monde gazetesine verdiği söyleşide, "Rus gazını almaya devam ederek, savaşı finanse etmeye de devam etmiş oluyoruz" diyerek, ABD gibi Avrupa'nın da ambargo kararı alması gerektiğini savundu. AB içinde de Fransa gibi Rus gazına bağımlı olmayan bir grup ülke bu görüşü savunuyor.
"1973'teki petrol şokuna benziyor"
Ancak aralarında Almanya, İtalya, Litvanya ve Macaristan'ın bulunduğu bir grup da, Rusya'ya olan enerji bağımlığından "daha planlı ve dikkatli" çıkmak gerektiğini dile getiriyor. "Ambargo ihtimalini" de seçenekler arasından çıkarmadan, "Sonuçların dikkatli analiz edilmesini ve böyle bir kararın Rusya'ya Avrupa ekonomisinden daha fazla zarar vereceğinden emin olunması gerektiğini" dile getiriyor.
Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, Paris'te düzenlenen "Enerji Bağımsızlığını Güçlendirme ve Ekolojik Geçiş" konulu konferansın açılış konuşmasında, "Jeopolitik şok, enerji fiyatları şokuna da yol açtı. Petrol fiyatları varil başına 130 dolara ulaştı. Mazot ve benzin fiyatlarına yansıdı. Gaz fiyatları son aylarda iki katına çıktı. 2022'deki bu enerji şokunun yoğunluk ve şiddet açısından 1973 petrol şokuyla karşılaştırılabilir olduğunu söylemek abartı olmaz" dedi.
Üç aşamalı plan
ABD gibi radikal bir ambargo kararı için uzlaşma sağlayamayan AB, üç aşamalı bir "enerji bağımsızlığı" planı hazırladı. Birinci etapta "kısa ve orta vadeli", ikinci etapta ise "uzun vadeli" tedbirlerin yer aldığı plan sonunda AB, Rusya'dan yapılan enerji ithalatını üçte iki oranında azaltmayı hedefliyor. Buna göre Komisyon, şokun etkilerini azaltmak için önce kısa vadeli önlemler öneriyor. Hükümetlerin bu fiyat şoklarından etkilenen hane halkı ve şirketlere doğrudan yardım, vergi ya da KDV indirimi gibi hızlı önlemler alması planlanıyor.
Yükselen fiyatlar karşısında haneleri ve işletmeleri desteklemek için Komisyon, hükümetlere, "emisyon kotası, karbon piyasası ve kriz sayesinde rekor karlar elde eden enerji şirketlerine getirilecek yeni bir vergi ile" elde edilecek gelirlerin tüketicilere yeniden dağıtılmasını öneriyor. Ayrıca, kısa vadede yüksek enerji fiyatlarından etkilenen şirketleri desteklemek için devlet yardımlarının kapsamını genişletmeyi teklif ediyor.
Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, "bu yardımların COVID döneminde olduğu gibi, ne pahasına olursa olsun yapılamayacağı", bunun ekonomide büyümeyi engelleyen "stagflasyon"a yol açacağı uyarısında bulunuyor ve yardımların sınırlı tutulmasını öneriyor.
İkinci etapta Komisyon orta vadede, önümüzdeki kıştan önce, AB'nin gaz stoklarını yüzde 90 seviyesinde doldurmak için hızlı bir şekilde başlatılacak bir pilot projeyle, önümüzdeki kış mevsiminden önce, stratejik gaz rezervlerinin kapasitenin yüzde 90'a çıkarılmasını öneriyor. Bunu başarmak için, doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının çeşitlendirilmesine ve Avrupa'daki terminallerin ve doğalgaz boru hatlarının kullanımının daha iyi koordinasyonuna odaklanılması öngörülüyor. Norveç, Cezayir gibi ülkelerden toplu alımların yapılması hedefleniyor.
Planla birlikte İspanya ve Fransa gibi ülkelerin uzun süredir dile getirdiği gibi üye ülkelere "gaz stoku zorunluluğu" da geliyor. Ayrıca, enerji şiketlerinin "karlarına bir üst sınır" da geliyor. Fransa ve İtalya 2018 yılından bu yana, zaten zorunlu gaz stoku seviyesini uyguluyor. İspanya da, 2021'de aşırı kar eden enerji şirketlerinin, karının bir bölümünü vergilendirerek, hane halkı ve şirketlerin enerji faturalarını ödemesine destek veren bir uygulamayı başlatmıştı. Şimdi bu kuralların AB geneline yayılması hedefleniyor.
Uzun vadeli önlemler
Daha uzun vadede önlemlerin yer aldığı üçüncü etapta ise, "yenilenebilir enerjilere geçişin hızlandırılması ve enerji verimliliğini artırarak tüketimin azaltılması" hedefleri yer alıyor. AB Komisyonu'nda AB'nin 2050'de karbon yakıt kullanımını tümüyle sıfırlamasını hedefleyen "Green Deal/Yeşil Anlaşma" projesini yürüten AB Komiseri Frans Timmermans, bu çözümün "en mantıklı ve en acil seçim" olduğunu belirtiyor. Brüksel, bu çerçevede, tarım ve gıda atıklarından elde edilecek biyogaz üretimini 2 katına, hidrojen kullanımını 4 katına çıkarmayı, aynı zamanda güneş enerjisi üretimini de arttırmayı teklif ediyor.
"REPowerEU" adı verilen plan, yarın Paris'te Versailles Sarayı'nda toplanacak olan AB hükümet ve devlet başkanları tarafından tartışılacak.