Avrupa ülkelerinin yetkilileri, Rusya-Ukrayna savaşını öne sürerek Moskova yönetimine karşı küresel lobicilik girişimlerine devam ediyor.
Bu bağlamda Avrupalı devletler, Asya Pasifik, Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya ülkelerine ticaret, insani ve mali yardım anlaşmaları taahhüt ederek onların Rusya'ya olan bağımlılığını en aza indirgemeyi amaçlıyor.
Ancak şu ana kadar bazı ülkeler, Avrupa'nın bu 'yayılımcı' ve 'sömürge' düşünceleri içeren politikalarına karşı bir tavır aldı.
Hindistan'ın tavrı
El Cezire'de yer alan bir habere göre, Slovakya'nın başkenti Bratislava'da GLOBSEC forumunda konuşan Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jiashankar, Avrupa'nın kendi problemlerini dünya problemi olarak görme fikrinden vazgeçmesini ve geçmişteki gibi Avrupa merkezli bir dünya düşünce biçiminin artık hakim olamayacağını savundu.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in, Rusya'nın eylemlerinin yalnızca Avrupa'nın değil Hint Pasifik bölgesi de dahil olmak üzere dünyanın tamamını etkileyeceğine dair açıklamalarına ve AB'nin Hindistan ile ortak ticaret ve teknolojik anlaşmalarına rağmen Hindistan'ın Rusya meselesindeki tarafsızlık tavrında bir değişim görülmedi.
Afrika'nın meseleye bakış açısı
Afrika Birliği (AU), AB'nin Rusya'yı dışlayıcı stratejisine bağlı kalmadı. AU başkanı Macky Sall, AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarının Afrika'ya tahıl ve gübre ithalatını büyük ölçüde engellediğinin altını çizdi.
Öte yandan AU lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği görüşmelerde, yaptırımların gıda krizini tetiklediği sonucuna vardı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı bir açıklamada, AU liderlerinin endişelerini kabul etti fakat problemlerin AB yaptırımlarına yüklenmemesi gerektiğini söyledi.
Borrell ayrıca, Afrika'daki gıda krizinin çözüme kavuşulması amacıyla milyon dolarlık yardım paketi taahhüt ettiklerini belirtti.
Borrell "Gıda ve insani krizin, Rus saldırganlığının ortaya çıkardığı jeopolitik sonuçlarıdır." diye konuştu.
Uzmanlar Batılı ülkelerin, küresel bir dayanışmayı sağlamadan ziyade kendi içerisindeki ortaklıkları ve beraberlikleri sağlamlaştırmayı başardığını ve Avrupa dışı çoğu ülkenin artık kendi kendine yetme politikası izlediğini ifade ediyor.
Kaynak: Mepa News