Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) politikaları hakkında bilgi sahibi dört kaynağa göre BAE, Gazze'deki savaşın artan bilançosuna karşı uluslararası tepkilere rağmen İsrail'le diplomatik ilişkilerini sürdürmeyi planlıyor ve bir yandan kendi çıkarlarını korurken bir yandan da İsrail'in saldırıları üzerinde ılımlı bir etki kurmayı hedefliyor.
Abu Dabi, 2020'de ABD'nin arabuluculuğunda imzalanan İbrahim Anlaşması çerçevesinde 30 yıl sonra İsrail ile diplomatik bağlar kuran en önemli Arap ülkesi oldu.
Bu durum diğer Arap ülkelerinin de bir Filistin devleti kurulmadan ilişkilerin normalleştirilmesi tabusunu yıkarak İsrail ile kendi bağlarını kurmalarının yolunu açtı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sonucu artan ölü sayısı Arap başkentlerinde öfke yarattı.
BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid El Nahyan geçtiğimiz ay İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmüştü.
BAE yetkilileri İsrail'in eylemlerini kamuoyu önünde kınadı ve defalarca şiddete son verilmesi çağrısında bulundu.
Bu haber için yorum talebine yanıt veren bir BAE yetkilisi, BAE'nin acil önceliğinin ateşkes sağlamak ve insani yardım koridorları açmak olduğunu söyledi.
Konunun hassasiyeti nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen dört kaynak, BAE'nin İsrail ile görüşmenin yanı sıra, savaş sona erdiğinde geniş bir diyaloğa geri dönme olasılığı olması için Arap devletleri tarafından alınan kamuoyu pozisyonlarını ılımlı hale getirmeye çalıştığını söyledi.
Şeyh Muhammed Perşembe günü Abu Dabi'de Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile bir araya gelerek, çatışmalara ara verilmesi karşılığında sınırlı sayıda rehinenin serbest bırakılması için Katar'ın arabuluculuğunda yürütülen görüşmelerin ortasında, acil insani ateşkes çağrılarını görüştü.
Şeyh Muhammed görüşmelerin ardından sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "BAE ve Katar, gerilimi azaltma çabalarını ilerletme ve bölgede adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışı güvence altına alma ihtiyacını vurgulama konusunda kararlıdır" ifadelerini kullandı.
İsrail ile son üç yılda kurulan daha yakın ekonomik ve güvenlik bağlarına rağmen Abu Dabi, Filistinli yetkililere göre 11.000'den fazla insanın ölümüne yol açan Gazze saldırısını dizginleme konusunda çok az başarı elde etti.
İsrailli yetkililer, Hamas'ın İsrail'e yönelik sürpriz saldırısında yaklaşık 1.200 kişinin öldüğünü ve 240 kadar kişinin rehin alındığını açıkladı.
Dört kaynağa göre bu çıkmazın ortasında BAE, savaşı sona erdirmek için yeterince baskı yapmadığına inandığı en önemli güvenlik ortağı Washington'a karşı giderek daha fazla hayal kırıklığına uğruyor.
BAE liderinin diplomatik danışmanı Enver Gargaş bu hafta yaptığı açıklamada Washington'un çatışmayı bir an önce sona erdirmesi ve onlarca yıllık İsrail-Filistin meselesini mülteciler, sınırlar ve işgal altındaki Doğu Kudüs'ü ele alarak çözecek bir süreç başlatması gerektiğini söyledi.
BAE'nin dönüşümlü olarak yer aldığı BM Güvenlik Konseyi'nde 18 Ekim'de bir konuşma yapan Büyükelçi Lana Nusseibeh, Abu Dabi'nin İsrail ve ABD ile İbrahim Anlaşmaları aracılığıyla işbirliği ve barış içinde bir arada yaşama yoluyla yeni bir Ortadoğu'da refah ve güvenlik sağlamaya çalıştığını söyledi.
Nusseibeh, "İsrail'in güvenliği için Gazze halkına ayrım gözetmeksizin verilen zarar bu umudu söndürme riski taşıyor." dedi.
Kaynaklar, BAE'nin bir İsrail büyükelçisine ev sahipliği yapmaya devam ettiğini ve Abu Dabi'nin uzun vadeli stratejik önceliğini temsil eden diplomatik ilişkilerin sona ermesi gibi bir ihtimalin olmadığını söyledi.
Anlaşma kısmen İran'ın yarattığı tehdide ilişkin ortak kaygıların yanı sıra Abu Dabi'nin dış politikasının ekonomik odaklı daha geniş bir şekilde yeniden düzenlenmesinden kaynaklandı.
BAE İran'ı bölgesel güvenlik için bir tehdit olarak görse de son yıllarda gerilimi düşürmek için diplomatik adımlar attı.
İsrail ve BAE normalleşmeden bu yana geçen üç yıl içinde savunma işbirliği de dahil olmak üzere yakın ekonomik ve güvenlik bağları geliştirdi.
İsrail, Yemen'deki İran destekli Husilerin 2022 yılının başlarında Abu Dabi'ye düzenlediği füze ve drone saldırılarının ardından BAE'ye hava savunma sistemleri tedarik etti.
İsrail hükümet verilerine göre ikili ticaret 2020'den bu yana 6 milyar doları aştı. İsrailli turistler, bir OPEC petrol gücü ve bölgesel bir iş merkezi olan BAE'deki otelleri, plajları ve alışveriş merkezlerini doldurmuş durumda.
Ortadoğu'da görev yapan üst düzey bir diplomat olan kaynaklardan biri, "Onların (BAE) kaybetmek istemedikleri kazanımları var" dedi.
Ancak 7 Ekim saldırısından önce dahi Abu Dabi, İsrail'in sağcı hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimlerinin genişlemesini engelleyememesi ve radikal Yahudi İsraillilerin İslam'ın üçüncü en kutsal yeri olan Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerleşkeye defalarca baskın düzenlemesinden endişe duyuyordu.
Dört kaynaktan hiçbiri krizin tırmanması halinde BAE'nin İsrail iel ilişkilerini azaltabileceğini ya da kesebileceğini göz ardı etmedi.
Kaynaklar, Filistinli nüfusun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'dan Mısır veya Ürdün'e göç etmesinin Abu Dabi için kırmızı çizgi olduğunu söylediler.
Singapur Ulusal Üniversitesi'nde kıdemli bir araştırmacı olan James Dorsey, Gazze'deki savaşın ekonomik işbirliğinin tek başına istikrarlı bir bölge inşa edebileceği fikrini gözden düşürdüğünü söyledi.
Reuters'a konuşan Dorsey, "Yeni Orta Doğu çok kırılgan bir zemin üzerine inşa ediliyor" dedi.
Kaynak: Mepa News, Reuters