Şeyh Hasina'nın devrilmesi Bangladeşli gençler için kayda değer bir siyasi başarı. Ancak, önlerinde pek çok zorluk bulunuyor.
Bangladeş'in devrik Başbakanı Şeyh Hasina, tüm ölçülebilir ölçütlere göre, ülkenin bağımsızlığından bu yana gördüğü en köklü, baskın ve acımasız diktatördü. Güney Asya tarihinde başka hiçbir hükümdarın yapmadığı şekilde siyasi rakiplerinin çoğunu hapse attı, sürgüne gönderdi ve ortadan kaldırdı. Bangladeş devletinin tüm birimlerini öylesine büyük bir etkinlikle emri altına aldı ki bir noktada devlet haline geldi.
Ancak, üniversite öğrencilerinden oluşan lidersiz bir hareket, tarihleri ve yerleri önceden ilan edilmiş yürüyüşlerle ona meydan okudu. Bu genç devrimciler birkaç hafta içinde tüm ulusu sokaklara dökerek Hasina'nın kaçmak için bir helikoptere binmek zorunda kalmasına neden oldular. Eski başbakanın yerleşik siyasi rakiplerinin on yılı aşkın bir süredir denedikleri ancak sürekli olarak başarısız oldukları bir şeyi başardılar.
Genç devrimciler ve destekçileri kutlama yapmak için çok nedene sahip olsalar da, ülkenin önündeki yol zorluklardan muaf olmayacaktır.
Başarılı bir öğrenci hareketinin reçetesi
Hasina için sonun başlangıcı, bir grup gencin memuriyetlerin dağıtımında, esasen siyasi yandaşlarının akrabalarına ayrıcalıklı muamele sağlayan adil olmayan bir kota sisteminin kaldırılması için talepte bulunmaya başlamasıyla geldi.
Öğrenciler protestolarını organize ederken, liderlerin koordinatör rolünü üstlendiği dağıtılmış bir eş-liderlik yapısı oluşturdular. Kurdukları koalisyona Ayrımcılığa Karşı Öğrenciler hareketi adını verdiler. Koordinatörler hem kamu hem de özel eğitim kurumlarından geliyordu.
Gelecekte yapılacak reformlara dair basit vaatlerle bastırılabilecek bir protesto, başbakanın kaba açıklamaları ve güvenlik güçlerinin acımasızca muamelesiyle alevlendi. Ancak protesto organizatörleri tecrübeliydi ve ne ile karşılaşacaklarını çok iyi biliyorlardı.
Sadece altı yıl önce, birçoğu gençken ülkenin kanunsuz ulaşım sektörüne odaklanan bir başka büyük gösteri dalgasına katılmıştı. Bu protestolar bir ticari otobüsün iki öğrenciyi ezmesinin ardından patlak vermişti. Bu ölümlere neden olan araç, bir bakanın akrabasıyla bağlantılı bir şirkete aitti.
Tıpkı 2024'te olduğu gibi 2018'de de gençler Hasina'nın sivil milisleri, yani Avami Birliği partisinin öğrenci kanadı tarafından acımasızca dövüldü. Şiddet kullanımı protestoları bastırmayı başardı, ancak bu devrimci kuşak başarılı protestolar organize etme, alternatif komuta yapıları oluşturma, internet ablukaları altında doğaçlama iletişim teknikleri kullanma ve hükümet gözetiminden kaçma ve benzeri konularda yeterince deneyim kazanmalarına mani olamadı.
Tüm bu beceriler, Bangladeş tarihinin en acımasız diktatörünü devirmeyi başarmalarında onlara yardımcı oldu.
Şeyh Hasina'nın sonu geldi mi?
Hasina daha önce de Bangladeş'i terk etmek zorunda kalmıştı. Avrupa'da ikamet ettiği sırada, Devlet Başkanı olan babası Şeyh Muciburrahman'a karşı 1975 yılında kanlı bir darbe gerçekleşmiş ve ailesinin neredeyse tamamı hayatını kaybetmişti. Yurt dışında kalış süresini uzattı ve ancak 1980'lerin başında ülkeye geri döndü. Siyaset sahnesinde hızla öne çıktı ve babasının Avami Birliği'nin üyeleri arasında tarikat benzeri bir takipçi kitlesi yaratmayı başardı.
2006'daki bir başka askeri darbenin ardından hem Hasina hem de başlıca siyasi rakibi Halide Ziya Bangladeş'te siyasete katılma haklarını kaybetmek üzereydi. Ziya sürgüne gitmeyi reddetti ve Bangladeş'te ev hapsinde kaldı. Hasina güvenli çıkış yolunu seçti ve Bangladeş'e dönmeden önce Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde zaman geçirdi. 2008 seçimlerine katıldı ve büyük bir farkla kazandı.
Ancak 2008'de muzaffer şekilde iktidara dönüşünün tekrarlanması pek olası değil. Görev süresi boyunca meydana gelen kitlesel katliamlar ve ayrım gözetmeksizin işlenen cinayetler göz önüne alındığında, 76 yaşındaki Hasina'nın bu kez siyasi talihini yeniden canlandırması son derece zor olacak.
Sonunda Hasina'dan ülkeyi terk etmesini isteyen askeri şef General Vakiruz Zaman, Hasina'nın evlilik yoluyla akrabası. Ancak Hasina'nın Bangladeş'e dönüşünü kolaylaştıracak başarılı bir karşı darbe olasılığı, halkın Hasina'nın yönetimine duyduğu öfke göz önüne alındığında şu an için pek mümkün görünmüyor.
Kendisinden önce hiçbir siyasi figürün halkın öfkesi karşısında ülkeden kaçmak zorunda kalmamış olması, Hasina'nın yenilmez bir lider olarak sahip olduğu itibarı kalıcı olarak zedeledi. Ne de olsa eli sopalı ve tuğlalı yüz binlerce genç tarafından kovalanırken, adamlarının elinde tüm silahlar vardı ve ayrım gözetmeksizin ateş ediyorlardı. Bu utanç verici çıkış, gelecekteki geri dönüşünü siyasi olarak savunulamaz hale getirecektir.
Bangladeş'i neler bekliyor?
Hasina'nın düşmanlarından biri olan Bangladeş'in tek Nobel ödüllü ismi Dr. Muhammed Yunus başkanlığında kurulan geçici hükümet, Hasina'nın kaçmasından üç gün sonra, 8 Ağustos'ta yemin ederek göreve başladı. Ülke genelinde saygı gören az sayıdaki önde gelen siyasi figürden biri olan Dr. Yunus, başbakanlığa eşdeğer bir unvan olan başdanışman olacak.
Seçtiği 16 kişilik danışmanlar heyeti (kabine bakanlarına eşdeğer), birçoğu uluslararası ödüller almış sivil toplum aydınlarından oluşuyor. Danışmanlar arasında öğrenci hareketi saflarından önde gelen iki koordinatör de bulunuyor. Dr. Yunus ve seçtiği danışmanlar şu ana kadar medyada ve kamuoyunda olumlu karşılandılar, ancak önlerinde zor bir iş var.
Şu anda öğrenci organizatörleri Bangladeş siyasetinin sadece Hasina döneminde değil, ondan önceki hükümetlerde de yolsuzluk ve kötü yönetimle ilişkilendirilen siyasetçilerden temizlenmesini talep ediyor.
Sorun şu ki Hasina'nın siyasi DNA'sı geride bıraktığı Bangladeş devletinin her köşesinde bulunuyor. Kendi seçtiği yargıçlar, bürokratlar, polis ve ordu komutanları hala sahneyi yönetiyor. Yeni hükümeti halk nezdinde kabul edilebilir kılmak için Hasina'nın personelinin idari olarak değiştirilmesi, görevden alınması ve tutuklanması gibi karmaşık bir süreç gerekecek ki bu süreç çoktan başladı bile.
General Vakiruz Zaman televizyonda yaptığı ilk konuşmada, Hasina döneminde devlet aygıtı tarafından ayrım gözetmeksizin işlenen cinayetlerin kurbanlarına adaleti sağlama sözü verdi. Geçici hükümetin yeni atanan danışmanları da bu niyeti yineledi. Ancak bu hesap verme süreci kesinlikle uzun sürecek ve onların gözetiminde tamamlanıp tamamlanamayacağı belli değil. Halkın gelecekteki herhangi bir seçim sürecine olan güvenini yeniden tesis etmek için polis, sivil bürokrasi ve askeri komuta kademesinde reform yapılması da zaman alacak.
Dr. Yunus aynı zamanda Bangladeş'in iki büyük komşusuyla ilişkilerinde karşılaştığı çeşitli zorlukları da ele almak zorunda: Hindistan ve Çin.
Hasina'nın dünya sahnesinde baş savunucusu olan Hindistan, onun ayrılışından dolayı hem şok olmuş hem de üzüntü duymuş durumda. Kanun ve düzenin bozulması ve Bangladeşli Hindu nüfusa yönelik hedefli baskılar konusunda Hindistan'ın güvenlik endişelerini artırıyor.
Bangladeş'in önde gelen Hindu toplumu liderlerinden Gobinda Chandra Pramanik, Hinduların şu anda ülkenin geri kalanı kadar anarşiyle karşı karşıya olduğunu ve büyük siyasi partilerden gönüllülerin Hindu toplumunu korumak için ortaya çıkmasıyla işlerin yavaş yavaş sakinleştiğini belirterek Hintlilerin korkularını yatıştırmaya çalıştı.
Danışmanlar kabinesinin ve genel olarak büyük siyasi partilerin, bu ülke için ciddi ulusal güvenlik tehdidi oluşturan personelin iktidara dönmemesi için Hindistan'ın baskısını ele alması gerekebilir. Bu müzakere karmaşık geçecektir.
Hasina'nın jeopolitik satrancı, Hindistan'ın güvenlik korkularını gidererek ve Çin'in ticari çıkarlarıyla ilgilenerek Amerika'nın insan hakları konusundaki endişelerine karşı koymaktı. Şimdi ise yeni hükümet, Amerikalıların Çin'le ilgili kaygılarını gidererek Hindistan'ın güvenlik kaygılarını gidermekle meşgul olacak. Bu jeopolitik dansı yönetmek Dr. Yunus'un getirdiği geniş uluslararası kabulden fayda görecektir, ancak bu dansı yürütmek ve gerçekleştirmek yine de zor olabilir.
Geçici hükümetin ana görevi yeni bir genel seçim düzenlenmesi olmaya devam ediyor. Binlerce yasa dışı ölümün ve ağır insan hakları ihlallerinin yerel ya da uluslararası düzeyde yargılanması için bir mahkeme kurulması talepleri, Avami Birliği'nin gelecekteki bir ulusal seçime katılımı açısından işleri karmaşık hale getirebilir. Partinin kendisi de gelecekteki seçimlere katılımını, Hasina'nın kendisi olmasa bile Hasina'nın klanının geri dönüşünü destekleyen koşullara dayandırabilir.
Diğer tüm partiler de Hasina'nın siyasi muhaliflerine karşı açtığı ve onları seçimlere katılamaz hale getiren ciddi suç davaları nedeniyle yasal zorlukların üstesinden gelmek zorunda kalacaklar. Bangladeş Milliyetçi Partisi'nin fiili lideri olan ve 2004 yılında Hasina'ya yönelik bir suikast planında rol aldığı iddiasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Tarık Rahman da buna dahil. Bangladeş'in en büyük İslami siyasi partisi Cemaat-i İslami 3 Ağustos'ta yasaklandı ve 2013'ten bu yana seçimlere katılması engelleniyordu.
Büyük engeller göz önüne alındığında, Bangladeş'teki mevcut geçici hükümetin birkaç ay, belki de bir yıl sürmesi muhtemel görünüyor. Danışmanlar yemin ettikten sonra görev sürelerine ilişkin herhangi bir işaret vermediler.
Pek çok Bangladeşli Hasina'nın devrilmesini ikinci bağımsızlıkları olarak nitelendiriyor. İlki 53 yıl önce yaşanan Pakistan'dan kopuştu.
Her yerde daha iyi bir gelecek için coşku ve umut var. Ancak iyimserlik ihtiyatlı olmalı. Bu son devrimin daha adil, daha özgür, daha az acımasız ve demokratik bir Bangladeş'i ortaya çıkarıp çıkarmayacağı, devrimciler tarafından ortaya konan taleplerin pratikliğine ve yeni yönetimin sadece bunları yönetmekle kalmayıp aynı zamanda dış güçlerden gelen baskıları da ele alma konusundaki maharetine bağlı.
Al Jazeera'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.