Shola Lawal | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News
Dört yıl önce bugünlerde, bir grup Malili asker başkent Bamako yakınlarındaki Kati'de bulunan bir askeri üsse baskın düzenleyerek en üst düzey liderleri tutukladı ve cephanelikteki silahlara el koydu.
Kısa bir süre sonra da kamyonlarla Bamako'ya baskın düzenleyerek dönemin Cumhurbaşkanı Aboubakar Keita'yı Malililer sokaklarda sevinç gösterileri yaparken gözaltına aldılar. 18 Ağustos 2020'deki darbe, hükümetinin yolsuzluk yaptığı ve ülkenin kuzeyinde El Kaide ve ile bağlantılı gruplar tarafından yürütülen silahlı başkaldırıyı bastırmada başarısız olduğu suçlamalarıyla istifa çağrılarıyla karşı karşıya kalan Keita'ya karşı haftalarca süren protestoların ardından geldi. Yeni askeri hükümet silahlı gruplarla etkin bir şekilde mücadele edeceği sözünü verdi.
Ağustos ayında Mali'de sekiz yıl süren siyasi istikrar sona erdi. 2012-2020 yılları arasında darbeye meyilli bir bölgede hiçbir ordu yönetimi devralmamıştı. Mali’deki darbe aynı zamanda Batı Afrika bölgesinde o zamandan beri başka sivil hükümetlerin düştüğü siyasi bir dalgalanmanın da başlangıcı oldu.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden (ACSS) Dan Eizenga, “O ana kadar Afrika'da sivil yönetimin güçlendiğini gördük ve bence Mali darbesi bu normun zayıflamasında kritik bir dönüm noktası oldu” dedi. Darbe dalgası, sömürge yönetiminden yeni kurtulan Afrika ülkelerinin isyan yağmuruna tutulduğu 1980-1990'lı yılları anımsatıyor.
Al Jazeera'ye konuşan Eizenga, “[O dönemden] bu yana bu kadar çok darbe ve karşı darbenin yaşandığı başka bir dört yıl bulabileceğinizi sanmıyorum” dedi.
İşte Mali darbesinin nasıl geliştiği ve o zamandan bu yana yaşanan askeri kalkışmaların zaman çizelgesi:
Darbe içinde darbe
Keita'nın başarılı bir şekilde devrilmesinin ardından, darbeye liderlik eden 41 yaşındaki özel kuvvetler askeri Albay Assimi Goita geçiş hükümetinin başkan yardımcılığına, sivil Bah Ndaw ise başkanlığa getirildi. Ortak konsey 18 ay içinde seçimlerin yapılacağı sözünü verdi. Ancak her iki taraf da daha fazla nüfuz sahibi olmaya çalıştıkça, iki taraf arasında kısa sürede bir güç mücadelesi patlak verdi.
24 Mayıs 2021'de Ndaw kabineyi değiştirerek Ağustos darbesinde kilit rol oynayan askeri liderleri görevden aldı. Aynı günün ilerleyen saatlerinde ordu Ndaw'ı tutuklayarak Kati'deki askeri üsse gönderdi. Saatler sonra Goita devlet televizyonunda Ndaw'ın geçiş hükümetini “sabote etmeye” çalıştığını ve bu nedenle görevden alındığını duyurdu. Kendisini başkan ilan etti ve askeri yönetimi Haziran 2022'ye kadar uzattı.
Goita geçiş dönemini uzatmaya devam etti. Bu Mayıs ayında, çoğu siyasi partinin boykot ettiği bir referandum olan “ulusal diyalog” düzenledikten sonra seçimleri 2027'ye erteledi.
Darbe sezonu
Ağustos 2020 ile Ağustos 2024 arasında Batı ve Orta Afrika'da en az 10 darbe girişimi yaşandı.
Gine
İlki Gine'ydi. 24 Eylül 2021'de, seksen yaşındaki Devlet Başkanı Alpha Conde, Conde tarafından oluşturulan seçkin bir Özel Kuvvetler biriminin o zaman 41 yaşında olan başkanı Yüzbaşı Mamady Doumbouya tarafından görevden alındı. Başkan, üçüncü bir dönem daha görevde kalmasını sağlayacak bir anayasa değişikliğini zorlaması ve ardından bu hamleye karşı çıkan protestoculara acımasızca müdahale etmesinin ardından geniş çaplı bir öfkeye neden olmuştu. Conde'nin düşüşünün duyulmasıyla birlikte bazı Gineliler kutlama yapmak üzere sokaklara döküldü. Ordunun Aralık 2024'e kadar görevi sivil bir hükümete devretmesi planlanıyor.
Burkina Faso
Burkina Faso'da komşusu Mali'den yayılan güvensizlik, darbeden sonra daha da yoğunlaştı. Burkinabe topraklarının büyük bir kısmı silahlı grupların eline geçti ve Roch Marc Christian Kabore'nin sivil hükümeti üzerinde baskı oluştu. Frankofon Batı Afrika'da eski bir sömürge gücü olan Fransa'ya karşı genel bir memnuniyetsizlik de artıyordu. Binlerce Fransız askeri Mali ve Burkina Faso'da konuşlanmış olsa da askeri istikrarsızlık yüksek düzeyde kalmaya devam etti.
24 Ocak 2022'de Kabore, cephe hattındaki saldırıları yönetmedeki başarısıyla tanınan 41 yaşındaki Yarbay Paul-Henro Damiba liderliğindeki bir darbeyle devrildi. Ancak yönetimin ele geçirilmesinin ardından ülkede huzursuzluk daha da arttı ve ülke 2023 yılına kadar topraklarının yüzde 40'ını silahlı gruplara kaptırdı. Burkinabe ordusu da cephede büyük yenilgiler yaşadı ve bu da orduda öfkeye neden oldu.
30 Eylül 2022'de Damiba hükümeti, o zamanlar 34 yaşında olan Yüzbaşı İbrahim Traore liderliğindeki bir grup asker tarafından devrildi. Mayıs 2024'te Traore seçimleri beş yıl erteledi.
Nijer
26 Temmuz 2023 tarihinde Nijer Devlet Başkanı Muhammed Bazum, başkanlık muhafız şefi General Abdourahamane Tchiani liderliğindeki üst düzey ordu yetkilileri tarafından gözaltına alındı.
Nijer, Mali ve Burkina Faso ile sınır paylaşmaktadır ve aynı zamanda bir güvensizlik krizinin pençesindedir. Ancak Tchiani'nin görevinden alınmak üzere olduğu ve bu nedenle yönetime el koyduğu düşünülüyor.
Bundan haftalar önce, 9 Temmuz'da, bölgesel Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Nijerya'nın yeni Devlet Başkanı Bola Tinubu'yu başkan olarak atamıştı. Tinubu konuşmasında bölgedeki darbeleri durdurma sözü vererek daha güçlü bir liderlik sergilemeye çalıştı.
Tinubu, Nijer darbesinin hemen ardından Batı Afrika liderlerini olağanüstü bir toplantıya çağırdı. ECOWAS Nijer'i açığa aldı, sınırlarını kapattı, elektriğini kesti ve Bazum'un görevine iade edilmesini talep etti. Yeşil Burun Adaları hariç 15 ülkenin tamamı olası bir “askeri müdahale” için asker gönderdi.
ECOWAS yedek gücünün 10 Ağustos'ta devreye girmesinin ardından Nijerya'da yüzlerce kişi protesto için sokaklara döküldü ve ülkedeki ekonomik krizin ortasında olası bir savaşı kınadı. Nijerya-Nijer sınırındaki topluluklar da diyalog çağrısında bulundu. Bu arada Mali ve Burkina Faso, bir ECOWAS işgali durumunda Nijer'i askeri olarak savunacaklarını açıkladılar ve kendi Sahel Devletleri İttifaklarını (AES) kurdular. Tinubu'nun yumuşaması ve ECOWAS askeri müdahalesini gündemden çıkarmasının ardından bölgedeki gerginlik yatıştı.
Gabon
Başkan Ali Bongo Ondimba'nın Orta Afrika ülkesinde yapılan seçimleri bir kez daha kazandığının sabah erken saatlerde açıklanmasından saatler sonra, ordu 30 Ağustos 2023 tarihinde ulusal yayın kuruluşunu bastı. Tuğgeneral Brice Oligui Nguema liderliğindeki darbe, Bongo ailesinin 56 yıllık iktidarını fiilen sona erdirdi. Aynı zamanda Bongo'nun kuzeni olan Nguema, yabancı ülkelerin darbeyi kınamasına rağmen 4 Eylül'de geçiş hükümetinin başkanı olarak atandı. Seçimlerin Ağustos 2025'te yapılması planlanıyor.
Başarısız girişimler
Gine Bissau'da Devlet Başkanı Umaro Sissoco Embalo'nun seçilmiş hükümetini devirmeye yönelik iki başarısız girişim oldu. Bunlardan ilki 2022 yılında gerçekleşti. Ordu tarafından bastırılan bu girişime kimin öncülük ettiği belli değil. Aralık 2023'teki ikinci girişimin ise Ulusal Muhafızların başındaki Albay Victor Tchongo tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyor.
Sierra Leone'de 26 Kasım 2023 sabahı başkentte yaşanan dramatik çatışmanın daha sonra başarısız bir darbe girişimi olduğu doğrulandı. Olay şu anda Nijerya'da sürgünde bulunan eski Cumhurbaşkanı Ernest Bai Koroma ile ilişkilendirildi. Koruması ve eski ordu subayı Amadu Koita Temmuz ayında 182 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Askeri görev değişiklikleri
Ağustos 2023'teki Gabon darbesinden bir gün sonra, 1982'den beri ülkeyi yöneten 90 yaşındaki Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya, savunma, hava kuvvetleri, donanma ve polis birimlerinden sorumlu yeni liderler atayarak üst düzey askeri yetkilileri hızla değiştirdi.
Daha önce, Haziran 2023'te Ruanda hükümeti, Savunma Bakanı Albert Murasira ve bir dizi diğer üst düzey yetkilinin değiştirilmesinden bir gün sonra Devlet Başkanı Paul Kagame'nin ordudaki iki üst düzey komutanı görevden aldığını duyurdu. İki gün sonra Ruanda ordusu da 300'e yakın askerin görevden alındığını, işten çıkarıldığını ya da sözleşmelerinin feshedildiğini açıkladı. Ruanda Savunma ve Askeri Sözcüsü Tuğgeneral Ronald Rwivanga yerel gazetecilere yaptığı açıklamada, söz konusu askerlerin sarhoşluk ya da itaatsizlik gibi “ağır suiistimaller” gösterdiğini ve bir darbe “korkusu” olmadığını söyledi.
Güle güle Fransa, merhaba Rusya
Çoklu darbeler, Fransız şirketlerinin yaygın varlığına ve ortak CFA para biriminin Fransa'nın eurosuna sabitlenmeye devam etmesine işaret ederek Paris'i yeni sömürgeci eğilimlerle suçlayan pek çok kişinin bulunduğu Frankofon ülkelerde (Fransızca konuşulan) Fransa'ya karşı artan genel kızgınlığın ortasında geldi.
Mali, Burkina Faso ve Nijer'de yönetimin ele geçirilmesinden bu yana askeri hükümetler bu popülist duyguları ön plana çıkararak Paris'i kötü gösterdiler ve bağları kopardılar. Yabancı güçlere ülkeyi terk etmeleri için baskı yaptılar ve bir zamanlar bölgede silahlı gruplarla mücadeleye yardım eden binlerce Fransız ve Amerikan askerinin geri çekilmesine neden oldular. Fransız ordusu 2022 ile 2023 yılları arasında Sahel'den tamamen çekildi. Bamako ayrıca geçtiğimiz Aralık ayında 15.000 kişilik Birleşmiş Milletler barış gücü misyonunun (MINUSMA) bölgeden ayrılmasını talep etti.
Bu arada her üçü de stratejik destek için Rusya'ya yöneldi.
Şu anda Africa Corps olarak yeniden adlandırılan ve Rus devletinin bir parçası olarak faaliyet gösteren paralı asker grubu Wagner'den yüzlerce savaşçı Mali ve Burkina Faso'da ön saflarda yer alıyor. Nijer'de Wagner savaşçılarına dair henüz bir kanıt yok ancak Niamey Ocak ayında Rusya ile güvenlik işbirliğini arttırmayı kabul etti.
Bununla birlikte, Sahel'de artan şiddet olayları nedeniyle bu ülkelerde güvensizlik seviyeleri daha da kötüleşmiş görünüyor. ACSS bulgularına göre, çoğu Burkina Faso'da (yüzde 68) olmak üzere 11.200 ölüm kaydedildi ve bu sayı 2021'deki ölüm oranının üç katı.
Afrika Merkezi'nden Eizenga, ilk Mali darbesinden hemen sonraki dönem olan 2021'den bu yana gözlemcilerin kaydettiği üç ülkedeki ölüm ve şiddet olaylarındaki artışa atıfta bulunarak “Korelasyon nedensellik değildir” dedi ve ekledi: “İsyanlara orduların neden olduğunu söylemiyorum, ama yöntemlerinin yardımcı olmadığını, işleri daha da kötüleştirdiğini söylüyorum.”
Amerika Birleşik Devletleri ve insan hakları grupları, Wagner birliklerini, Mali ve Burkinabe ordularıyla birlikte, ağır insan hakları ihlalleri yapmak ve silahlı grupların kalelerindeki sivilleri hedef almakla suçladı. Eizenga'nın araştırmasına göre, hükümet birlikleri silahlı gruplardan daha fazla insanı hedef alıyor ve bu durum daha fazla insanı öfkeyle isyancı gruplara katılmaya itiyor. Medya kuruluşları da susturuldu, muhalefet partileri susturuldu ve aktivistler hapse atıldı. Burkina Faso'da hükümeti eleştirenler zorla askere alındı.
Rusya'nın bölgedeki varlığı daha geniş çaplı bir çatışma korkusuna yol açtı. Mali'de de hükümet askerleri kuzeyde uzun süredir bağımsız bir Azawad devleti için mücadele eden Tuareg ayrılıkçılarını hedef alıyor. Çok sayıda Malili askerin ve Rus birliklerinin öldürüldüğü son saldırıda Ukrayna ayrılıkçılara istihbarat konusunda yardım ettiğini açıkladı.
Gana'daki Batı Afrika Barış İnşası Ağı'nda (WANEP) araştırmacı olan Festus Kofi Aubyn, “Kuşkusuz bu, hem Batı'nın hem de Doğu'nun kıtada birbirlerinin çıkarlarına saldırmak için her zaman bir oyun planı ya da büyük stratejisi olmuştur” dedi. “Rusya Sahel'de Batı'yı uzaklaştırmayı başardığında, Rus çıkarlarının da misilleme saldırılarına uğramasını beklemeliyiz.”
Suçlu ECOWAS mı?
Bölgesel ECOWAS birliği, AES ülkelerinin Ocak ayında birlikten çekildiklerini açıklamalarından bu yana parçalanmış durumda.
ECOWAS askıya alma kararlarını kaldırdı, tutumunu yumuşattı ve AES devletlerini birliğe geri dönmeye teşvik etti ama başarılı olamadı. Nijerya Devlet Başkanı Tinubu ve diğer bazı yaşlı devlet başkanları, Senegal'in yeni genç Devlet Başkanı Bassirou Diomaye Faye'yi genç “kardeşleriyle” arabulucu olarak atadı.
Uzmanlar, bölgenin darbeler, paralı askerler ve şiddet olaylarıyla karmakarışık bir hale gelmesinin sorumluluğunun büyük bir kısmını ECOWAS'a yüklüyor. Bazılarına göre Gana'nın Nana Akufo-Addo başkanlığındaki ECOWAS, Mali'deki ilk darbenin ardından yeterince sert davranmadı ve diğerlerini caydıracak kadar güçlü cezalarla karşılık vermedi.
ECOWAS ayrıca sivil devlet başkanlarının üçüncü kez göreve gelmelerini ağır bir şekilde cezalandırmadı ve Gine örneğinde olduğu gibi askeri müdahaleyi tetikleyen “sivil darbelere” izin verdi.
WANEP'ten Aubyn, “ECOWAS'ın tutarlı ve istikrarlı bir tepki vermemesi darbecileri cezasızlıkla hareket etme konusunda cesaretlendirdi” diyor.
Kaynak: Mepa News