Genelleme yapmayı sevmem. Ancak bu meselede genelleme yapmaktan başka bir seçeneğim yok. Zira genel olarak mesele bu şekilde.
Avrupa milletlerinin tamamıyla savaşa ve insan öldürmeye bağımlı olduğuna inanıyorum. Binlerce senedir, Avrupa milletleri arasında savaşın olmadığı bir yıl olmadı. Onlar savaşları yücelttiler. Öldürmeleri kutladılar. Katillerden kahramanlar çıkardılar, onları süslediler, heykellerini diktiler ve onların anısına özenle hazırlanmış törenler tertip ettiler.
Tatbikatlar ve savaş oyunlarıyla savaşlara hazırlandılar. Sürekli olarak, insanları daha etkili bir şekilde öldürecek yeni silahlar icat ediyorlar. Barış için ülkelerin savaşa hazırlanması gerektiğini söylediler.
Ancak daha sonra, savaşlara hazırlanmalarının, insan öldürmek için yeni yollar icat ettikten ve ordularını bunlarla donattıktan sonra, yeni silahlarını test etme ihtiyacı hissettiler. Ve sıklıkla kendi aralarında savaşa gittiler.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Batılı milletler Rusya'yı bir müttefik olarak kabul etti. Milyonlarca Rus bu savaşta öldürüldü, milyonlarcası yaralandı. Köyler ve kırsal bölgeler tamamen harap oldu. Rusya'nın doğudan bastırması, Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika'nın da batıdan saldırmasıyla, Almanya'yı mağlup ettiler.
Yeni düşman: Rusya
Hemen ardından Batılı müttefikler, partnerleri Rusya'yı yeni düşman olarak tanımladılar. NATO'yu kurdular, Rusya'da buna Varşova Paktı'nı kurarak yanıt verdi. Bir soğuk savaş onlarca yıl devam etti. Nihayetinde Ruslar teslim bayrağını çekti. Varşova Paktı'nı feshedip içerisindeki ülkeleri serbest bıraktılar. Batılı güçler ise NATO'yı dağıtmak yerine, eski Varşova Paktı üyelerini NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne katılmaya ikna etmeye koyuldular. Rusya ise davet edilmedi, potansiyel düşman olarak kalmaya devam etti.
Avrupa Birliği ve NATO'ya daha fazla eski Varşova Paktı üyesinin katılmasıyla, Rusya yeni düşmanlarını batı sınırlarında buldu. Rusya'nın batı komşularının da dahil olduğu savaş oyunları tertip edildi. Bu fikir Rusya'yı provoke etmek için olmalı. Ukrayna NATO'ya, Rusya'nın tehdit altında hissedeceğinin farkında olarak katılacaktı, zira Ukrayna Rusya'nın kapı komşusuydu.
Ukrayna NATO'ya alınmadı
Batılı ülkeler ise Ukrayna'nın NATO'ya katılmasını gerçekten istemedi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırma tehlikesi vardı. NATO ülkeleri, üyelerden birine yönelik saldırının tüm NATO'ya saldırı olduğuna dair mutabakat halindedir. Bunun anlamı, Ukrayna'nın üye olması ve saldırıya uğraması halinde NATO'nun savaşa gireceğidir. Batılı müttefikler bir Avrupa savaşı istemedi. Rusya'nın gücünü test etmek için kısıtlı bir savaş ister gibi görünüyorlardı. Belki de Rusya'yı zayıflatmak için.
Bu yüzden NATO ülkeleri Ukrayna'nın bir NATO üyesi olmasını kabul etmedi. Ancak, nihayetinde Ukrayna'nın NATO üyeliğini kabul edeceklerini bilinir hale getirerek Rusya'yı provoke etmeye devam ettiler. Bu provokasyon işe yaradı ve Rusya Ukrayna'ya saldırdı. Zelensky'nin ülkesini korumak için NATO'ya katılma başvurusu görmezden gelindi. Destek yalnızca para ve teçhizat yönünden oldu. Ukrayna kendi kendisini savunmaya terk edildi. Milyonlarca kişi göç etti, binlerce sivil ve asker öldü, ülke harap oldu.
Ne tek bir NATO askeri öldü ne de NATO ülkeleri zarar gördü. Bu Avrupa'nın en iyi stratejisidir: Vekalet savaşı anlamına gelen bir savaş vermek... Bu arada, aynı provokasyon ise Uzak Doğu'ya kaydı.
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.