"Biden Gazze'deki İsrail soykırımına verdiği destekle anılacak"

Siyasetçiler ABD başkanının karakterini överken, eleştirmenler Biden'ın İsrail’in katliamlarına verdiği destekle hatırlanacağını söylüyor.

Ali Harb | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Demokrat siyasetçiler ve yorumcular, Pazar günü 2024 başkanlık yarışından çekildiğini açıklamasından bu yana Başkan Joe Biden'a övgüler yağdırıyor.

Örneğin Temsilci Maxine Waters, Biden'ı "nazik ve iyi bir adam" olarak nitelendirdi. Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise Biden'ın "vizyonunu, değerlerini ve liderliğini" övdü.

Ancak siyasi liderler Biden'a iltifatlar düzerken, Gazze'ye bombalar yağmaya devam etti, onlarca kişi öldü ve saldırılar Han Yunus'ta yeni bir kitlesel göç dalgasına neden oldu.

Birçok Filistinli hak savunucusu için Gazze'deki katliam ve suiistimaller, ABD'nin İsrail'in Filistin topraklarındaki savaşına verdiği desteği sürdürmesi nedeniyle Biden'ın tarih kitaplarındaki konumunu belirleyecek.

Amerikan-Arap Ayrımcılık Karşıtı Komitesi (ADC) İcra Direktörü Abed Ayoub, Biden için "Gazze'de öldürülen, yaralanan ve yerinden edilen yüz binlerce insanla hatırlanacak" dedi.

"Bundan kaçış yok. 'Soykırım Joe' olarak hatırlanacak."

İsrail'in Gazze'ye karşı 7 Ekim'de başlattığı savaştan bu yana Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetine koşulsuz askeri ve diplomatik destek sundu.

Biden sadece bir kez insani kaygılarla İsrail'e bomba sevkiyatını durdurdu ve o zaman bile Netanyahu'nun baskısıyla söz konusu sevkiyatın bir kısmını birkaç ay sonra teslim etti.

Bu arada İsrail'in savaşı yaklaşık 39.000 Filistinliyi öldürdü, yüz binlercesini yerinden etti, insan eliyle yapılan bir açlık krizini körükledi ve bölgenin büyük bölümünü tahrip etti. Birleşmiş Milletler uzmanları ve diğer gözlemciler Gazze'de bir "soykırım riski" olduğu uyarısında bulundu.

Al Jazeera'ye konuşan Ayoub, Biden'ın ülke içindeki başarılarına rağmen, İsrail'e verdiği koşulsuz destek nedeniyle ABD tarihinin en kötü başkanları arasında yer alacağını söyledi.

ABD Filistin Hakları Kampanyası (USCPR) da bu yorumu yineledi. Grup yaptığı açıklamada "Hiçbir şey Biden'ın mirasının soykırım olduğu ve her zaman öyle kalacağı gerçeğini silemeyecek" dedi.

Netanyahu'ya 'ayı kucaklaması'

ABD Başkanı, onlarca yıllık siyasi kariyeri boyunca İsrail'in sadık bir destekçisi olmuştur.

Kendisini sık sık Siyonist olarak tanımlıyor ve İsrail olmadan dünyadaki Yahudilerin güvende olamayacağını savunuyor.

Eski Başkan Donald Trump'ın İsrail yanlısı doktrinini devam ettirirken, başkanlığı sırasında bu dünya görüşünü politikasına yansıttı. Biden, ABD büyükelçiliğini Kudüs'te tuttu ve Trump döneminde İsrail'in Suriye'deki işgal altındaki Golan Tepeleri üzerindeki hak iddialarını tanıma kararından geri dönmeyi reddetti.

Ayrıca Trump'ın 2020 İbrahim Anlaşmaları ile ortaya koyduğu bir hedef olan İsrail ile Arap devletleri arasındaki resmi bağları güçlü bir şekilde sürdürdü.

Ancak bu normalleşme çabası, bağımsız bir Filistin devletinin tanınması ya da Filistin karşıtı sistematik ayrımcılığın ortadan kaldırılması yönünde hiçbir ilerleme kaydedilmeden gerçekleşti.

Gazze'deki savaşın patlak vermesi Biden'ın İsrail yanlısı politikalarının altını daha da kalın çizgilerle çizdi.

Çatışmanın başlamasından haftalar sonra Biden İsrail'e gitti ve birçok eleştirmenin "ayı kucaklaşması" olarak tanımladığı bir şekilde Netanyahu'yu kucakladı.

Bu dostluk işareti, Filistinli grup Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine saldırmasının ardından Netanyahu'nun Gazze'de verdiği tepkinin onaylanması olarak anlaşıldı.

Çatışmanın daha başlarında dahi insan hakları grupları İsrail'i soykırım seviyesine varan korkunç ihlallerde bulunmakla, yani Filistin halkını yok etmeye çalışmakla suçladı.

İsrail ordusu sadece ilk hafta içinde, kabaca Las Vegas büyüklüğünde bir kara şeridi olan Gazze'ye 2.000 saldırı düzenlediğini açıkladı.

Biden o zamandan beri İsrail'in Gazze saldırısını sürdürmek için sürekli silah transferine ve 14 milyar dolardan fazla ek yardıma izin verdi. Dahası, yönetimi ateşkes çağrısında bulunacak üç Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi önerisini veto etti.

ABD Filistin Toplum Ağı (USPCN) Başkanı Hatem Abudayyeh, Biden'ın her şeyden önce İsrail'in "insanlığa karşı işlediği suçları" kolaylaştırdığı için unutulmayacağını söyledi.

"Ekim ayında para ve silah musluğunu kapatabilirdi ama bu soykırımın gerçekleşmesine izin verdi. O suç ortağıdır ve mezar taşında da bu yazacaktır" dedi.

Biden ve Filistinliler

Biden, 1970'te siyasete girmesinin ardından hızla yerelden ulusal öneme yükseldi ve 1972'de ABD Senatosu'nda Delaware'i temsil etmek için başarılı bir kampanya yürüttü.

Kongre'deki yaklaşık kırk yılın ardından Barack Obama döneminde başkan yardımcısı oldu ve 2021'de başkanlığı kendisi kazandı.

Kendisi siyasi bir hanedanlıktan gelmiyor ve olağanüstü bir hatip de değil. Siyasetteki başarısı genellikle kişiler arası becerilerine ve empati kurma yeteneğine bağlanıyor.

Ancak aktivistler, bu şefkat duygusunun hiçbir zaman Filistinlileri kapsamadığını söylüyor.

Jewish Voice for Peace Action tarafından Pazar günü yapılan açıklamada, "Başkan Biden dokuz buçuk ay boyunca İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere yönelik acımasız soykırımını finanse etti ve silahlandırdı, böylece ABD hükümetini 15.000'den fazlası çocuk olmak üzere en az 39.000 kişinin öldürülmesinde doğrudan suç ortağı haline getirdi" denildi.

"Amerikalılar, Biden'ın İsrail hükümetine Filistinli ailelerin tüm nesillerini yok etmek, hastaneleri, fırınları, okulları, camileri, kiliseleri, üniversiteleri, mülteci kamplarını, evleri ve Gazze'nin tüm sağlık sistemini, elektrik ve su şebekelerini yok etmek için kullandığı silahları göndermesini dehşet ve öfke içinde izledi."

Politikanın ötesinde, Biden'ın söylemi zaman zaman İsrail zulmünü ve Filistinlilerin çektiği acıları küçümsüyor gibiydi.

"Filistinlilerin kaç kişinin öldürüldüğü konusunda doğruyu söylediklerine dair hiçbir fikrim yok. Masum insanların öldürüldüğünden eminim ve bu bir savaş yürütmenin bedeli." demişti ABD Başkanı Ekim ayında.

Ancak bu duruş Biden'a hem yurt içinde hem de yurt dışında sıkıntı yarattı.

Biden 27 Haziran'da felaket bir münazara performansı sergilemeden önce bile, 81 yaşındaki siyasetçi kamuoyu araştırmalarında Cumhuriyetçi rakibi Trump'ın gerisinde kalmaya başlamıştı.

Aralarında gençlerin, yenilikçi kesimlerin, Arapların ve Müslümanların da bulunduğu Demokrat tabanın bir kısmı, Biden'ın İsrail'e verdiği destekten dolayı hayal kırıklığı ve öfke duyduklarını dile getirdi.

USCPR gibi gruplar, Biden'ın yaşının ve münazara performansının, onu başkanlık yarışından çekilmeye zorlayan baskının sadece bir faktörü olduğunu savunuyor.

USCPR, "Liderlik için yetersiz olduğunu gösteren şey Biden'ın başarısız münazarası değildi” dedi ve ekledi:

"Filistinli aileleri öldürmek için gönderdiği on binlerce bombaydı. Filistinlilerin yaşamlarına karşı duyarsız ve distopik umursamazlığıydı."

Diğer yorumcular da aynı şekilde Biden'ın Gazze'de yaşanan insani krize yeterince ilgi göstermediğini savundu.

Eski bir ABD yetkilisi olan Aaron David Miller, Nisan ayında New Yorker'a verdiği bir röportajda durumu açık bir şekilde tanımladı:

"Joe Biden'ın Gazze'deki Filistinliler için İsrailliler için sahip olduğu kadar derin bir duygu ve empatiye sahip olduğunu düşünüyor muyum? Hayır, yok ve bunu ifade de etmiyor. Bu konuda herhangi bir şüphenin olduğunu da sanmıyorum."

Kaynak: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Hak İhlalleri Haberleri