Pakistanlı bir din adamı ve cihat yanlısı lider olan Abdurreşid Gazi, 1964 yılının Ocak ayında Pakistan'ın başkenti İslamabad'da Beluç kökenli bir ailede dünyaya geldi.
Babası Abdullah Gazi'nin hayatı
Abdurreşid Gazi'nin babası Muhammed Abdullah Gazi, ülkenin önde gelen İslam alimlerinden biriydi. 1935 yılında dünyaya gelen Abdullah Gazi, aldığı eğitimle birlikte Pakistan'ın Diyobendi ekole bağlı önemli din adamlarından biri oldu.
1965 yılındaki kuruluşundan itibaren Pakistan'ın en önemli camilerinden biri olan Lal Mescid'in imamlığını yaptı. Yine 1993 yılında Pakistan'ın Ruyet-i Hilal Komitesi'nin başına getirildi. Bu iki vazifeyi de hayatının son dönemine kadar sürdürecekti.
Abdullah Gazi 1966 yılında Lal Mescid'de ilk medresesini kurdu. 1971 yılında bu medreseyi Camiatu'l Ulum el İslamiyye el Feridiye ismiyle büyük bir İslam üniversitesine dönüştürdü. Bu üniversite halen eğitim vermektedir. Ayrıca 1992 yılında Asya'nın kadınlara özel en büyük üniversitesi ve medresesi olan Camia Hafsa'yı kurdu. Bu üniversitelerde binlerce öğrenci yetiştirdi.
Abdullah Gazi 1979'da Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından işgaline karşı aktif bir tavır sergiledi. Birçok kez Afganistan'a gitti, çok sayıda öğrencisi Afganistan'a giderek savaşa katıldı. 1998 yılında Afganistan'a gittiğinde oğlu Abdurreşid Gazi'yi de beraberinde götürdü, Molla Ömer ve Usame bin Ladin gibi isimlerle tanıştırdı.
Abdullah Gazi, 17 Ekim 1998 günü, imamlık yaptığı Lal Mescid'de uğradığı bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Suikastı kimin gerçekleştirdiği bilinmemekle birlikte Şii gruplar suçlandı. Ancak suikast konusunda Batı destekli Pakistan ordusu ve istihbarat teşkilatından şüpheleniliyor. Bu suikasttan 9 yıl sonra oğlu Abdurreşid Gazi de Lal Mescid'de Pakistan ordusu tarafından öldürülecekti.
Abdurreşid Gazi'nin hayatının ilk yılları ve eğitimi
Abdurreşid Gazi, gerek babası yoluyla gerekse bölgedeki medreselerde ilk İslami eğitimini alsa da, babası Abdullah Gazi'nin isteğinin aksine, eğitimine İslami ilimler alanında devam etmek istemedi. Gençlik yıllarında yoğun bir İslami bilinci olmadığı için daha ziyade üniversite eğitimi almak ve diplomat olmak istiyordu.
Bu doğrultuda 1980'li yılların başında İslamabad'daki Kaid-i Azam Üniversitesi'ne kaydoldu. Buradaki lisans eğitiminin ardından, 1987-1988 yıllarında tarih alanında yüksek lisans diplomasını aldı.
Yüksek lisansını tamamlamasının ardından Pakistan Ulusal Komisyonu'nda, daha sonra ise Eğitim Bakanlığı'nda çalıştı. Eğitim Bakanlığı'nın aylık dergilerinden "Piyami"de editör olarak görev aldı. Aynı dönemde Pakistan adına Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) bünyesinde çalıştı. Bu iş kapsamında Paris'te de bulundu.
Cihat yanlısı faaliyetleri
Bu dönemlerde Batılı bir yaşam tarzını benimseyen Abdurreşid Gazi, 1979-1989 yılları arasında Afganistan'da devam eden savaşa karşı da uzun süre kayıtsız kaldı. Babası Abdullah Gazi ve kardeşi Abdulaziz Afganistan'da savaşa dahil olmasına rağmen Abdurreşid Afganistan'a giderek savaşa katılmadı. Bazı kaynaklar, Abdurreşid'in 1989 yılında Sovyetler Birliği ülkeden çekilmeden kısa bir süre önce, fikirlerinde yaşadığı dönüşüm sonucu bölgeye giderek kısa bir süreliğine de olsa savaşa katıldığını ifade etmektedir.
Abdurreşid Gazi'nin yaşam tarzındaki değişimler ise asıl olarak 1990'lı yılların ortalarından sonra, 30'lu yaşlarındayken gerçekleşti. Bu yıllarda Taliban hareketi başarıya ulaşarak Afganistan İslam Emirliği'ni ilan etmişti. Bölgede aynı zamanda çeşitli cihat yanlısı gruplar da organize olmaktaydı.
Bu doğrultuda 1998 yılında Abdurreşid Gazi, babası Abdullah Gazi ile beraber Afganistan'a giderek Taliban ve El Kaide liderlerini ziyaret etti. Molla Muhammed Ömer ve Usame bin Ladin gibi önde gelen kişilerle yakınlık kurdu, onlardan etkilendi ve kendi hayat tarzını daha fazla sorgulamaya başladı. Bu dönemle birlikte cihat yanlısı düşünceye yakınlığı arttı.
Abdurreşid Gazi'nin İslami eğilimini artıran bir diğer etken ise babasının suikast sonucu öldürülmesiydi. Afganistan'dan dönmelerinden birkaç hafta sonra babası Lal Mescid'de vurularak öldürüldü.
Saldırının failinin yakalanmasına rağmen serbest kalması ve suikastın arkasında Pakistan ordusunun olduğuna dair şüpheleri, mevcut Pakistan yönetimiyle ve Batılı düşünce dünyasıyla arasını daha fazla açtı.
Kendisi için birçok dönüm noktası barındıran 1998 yılıyla birlikte hayatını İslami çalışmalara adadı.
Ölümü
Devam eden süreçte Lal Mescid'in ve Camiatu'l Ulum el İslammiyye el Feridiye'nin başına kardeşi Abdulaziz Gazi geldi. Abdurreşid Gazi de onun yardımcısı olarak çalışmalar yürüttü. Özellikle medreselerde dersler verdi, talebelere İngilizce öğretti, Batı zihniyetini ve buna dair detayları aktardı.
2001 yılında Afganistan'a yönelik ABD işgaline açık bir şekilde karşı çıktı ve ABD'ye karşı savaşa yoğun destek verdi. Pakistan'daki Pervez Müşerref yönetiminin ABD'ye desteğini yoğun bir biçimde eleştirdi. Bu süreçle beraber Pakistan'daki ordu ve istihbarat yönetimine açıkça cephe aldı.
Devam eden yıllarda İslami faaliyetleri sürdü, Lal Mescid merkez olmak üzere bölgede büyük bir sosyal destek bulan çalışmalarına devam etti. Aynı zamanda toplumun İslami bilinç kazanması için çalışırken Afganistan'da süren savaşa da desteğini devam ettirdi. 2004 yılında Pakistan ordusu, Afganistan'ın Pakistan sınırında üslenen ve Afganistan'da konuşlu Amerikan güçlerine saldırılar düzenleyen gruplara karşı saldırılar başlatmıştı. Abdurreşid Gazi, Pakistan ordusuna karşı yayınlanan fetvayı açıkça destekleyen alimlerden biri oldu. Fetvada "bu savaşın haram olduğu", "ölen askerlerin şehit olarak nitelenemeyeceği" ve "cenaze namazlarının kılınamayacağı" belirtiliyordu.
Bu sürecin ardından Abdurreşid Gazi doğrudan Pakistan rejiminin hedeflerinden biri haline geldi. 2005 yılında kendisini hedef alan bir suikast girişiminden, suikastçılara tabancasıyla ateş edip kendini savunmasıyla kurtuldu. Bu olaydan sonra yanında sürekli olarak bir tüfek taşımaya başladı.
Lal Mescid, Abdurreşid Gazi'nin ve bölgedeki Müslümanların çalışmaları sebebiyle ABD'nin ve dolayısıyla Pakistan rejiminin hedefi haline gelmişti. Bu doğrultuda bölgede yaşanan olaylar, medrese talebelerinin faaliyetleri ve çeşitli savaşçıların barındırılması bahane gösterilerek, Pakistan ordusu 3 Temmuz 2007 tarihinde Lal Mescid'e saldırı başlattı. Saldırılar sırasında aralarında kadınların da olduğu yüzlerce öğrenci katledildi.
Abdurreşid Gazi, mescidi kuşatan Pakistan ordusu karşısında teslim olmayı reddetti ve çatışmayı sürdürdü. Abdurreşid Gazi, 10 Temmuz 2007 günü Pakistan ordusunun düzenlediği son baskında, babası gibi Lal Mescid içerisinde vurularak yaşamını yitirdi.
Kaynak: Mepa News