Eşref Abdulhamid eş Şantili, daha çok bilinen ismiyle Ebubekir Akide, Afganistan ve Çeçenistan'da cihat yanlısı grupların önde gelen askeri liderlerinden biriydi.
Ebubekir Akide, künyesinde yer alan "akide" kelimesini niye tercih ettiği sorulduğunda şöyle söylemekteydi:
"Neden 'Mısri' (Mısırlı) ya da 'Suri' (Suriyeli) gibi şeyleri kullanayım ki? Ben her şeyden önce bir Müslümanım, bu yüzden Ebubekir 'Akide' olarak bilinmek istiyorum, başka bir isimle değil." (Arapça bir kelime olan Akide, inanç ve ideoloji anlamına geliyor.)
Hayatının ilk yılları
Ebubekir Akide, 1961 yılında Mısır'ın güney kesimindeki Kina kentinde dünyaya geldi. Beş yahut altı erkek kardeşi vardı. Kardeşleri Mısır'daki cihat yanlısı kesimler içerisindeki aktif kimselerdi. Kardeşlerinden biri Mısır Cihad Cemaati'nin önemli isimlerinden biriydi, yine kardeşlerinden bazılarının ise halen İslami faaliyetleri sebebiyle cezaevlerinde tutulduğu belirtilmektedir.
İlk eğitimini bölgede alan ve başarılı bir öğrenci olan Ebubekir Akide, liseden çok yüksek bir başarı derecesiyle mezun oldu ve üniversitede burslu okumaya hak kazandı.
Ebubekir Akide Çeçenistan'da
Bunun ardından Ebubekir Akide, Asyut Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü'ne kaydoldu ve 5 yıllık eğitiminin ardından buradan mezun oldu. Üniversitedeki eğitimi sırasında, Mısır'daki hareketli İslami mücadele atmosferinin içerisinde yer aldı. Ömer Abdurrahman dahil olmak üzere çeşitli İslam alimleri ve cihat yanlısı liderlerle tanışarak yakınlık kurdu. Yaklaşık iki yıl boyunca Ömer Abdurrahman'dan eğitim aldı.
Mezuniyeti sonrasında Mısır ordusuna katılmak istedi. Bu yıllarda İslami kesimden birçok genç bir İslam devrimi gerçekleştirmek amacıyla Mısır ordusu saflarına sızıyordu. Ancak Mısır ordusu, bu kişiler arasında hakkında istihbarati bilgiye sahibi olduğu kimseleri orduya almadığı için Ebubekir Akide Mısır ordusuna kabul edilmedi.
Ebubekir Akide bunun ardından Mısır'da istediği çalışmaları yapamayacağını fark ederek yönünü Afganistan'a çevirdi.
Afganistan'da savaş
1986 yılında Sovyetler Birliği işgaline karşı savaşmak üzere Afganistan'a gitme kararı aldı. Niyeti aynı zamanda askeri ve teknik açıdan tecrübe kazanmak, kazandığı tecrübeleri Mısır'daki İslami mücadeleye aktarmaktı.
Bu yıllarda Afganistan'da Sovyetler Birliği'ne karşı yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Ebubekir Akide de bir yandan askeri eğitimine devam ediyor, diğer yandan da çatışmaların içerisine aktif olarak dahil oluyordu. Böylece iyi bir askeri eğitim aldı.
Askeri taktik ve strateji bilgisinin yanı sıra silahlara dair yeteneklerini de geliştirdi.
Ebubekir Akide, 1987 veya 1988 yılında Celalabad'da girdiği bir çatışmada ağır yaralandı ve bir bacağını kaybetti. Aynı çatışmada yer alan bir diğer savaşçı yaşananları şu şekilde aktarıyor:
"Komünistlere karşı operasyon başladığında, kısa süre içinde düşman güçlerinin ağır ateşi ve bombardımanı altında kaldık. Hepimizin başı eğikti ve ateşin şiddetinden dolayı ayağa kalkıp bakamıyorduk bile. Operasyonun üst düzey komutanlarından biri olan Ebubekir, kardeşlerden birinden gidip bir havan mermisi getirmesini istedi. Kardeşlerden hiçbiri gidemeyince Ebubekir havan mermisini almaya kendisi gitti. Yaklaşık yarım saat sonra elinde bir havan mermisiyle geri döndü. Sonra diğer kardeşlerden havan topunu doldurmalarını ve ateşlemelerini istedi. Neden bunu kendisinin yapmadığını sorduklarında, mermiyi almaya gittiğinde kemiğini delip geçen bir kurşunla kolundan vurulduğunu söyledi. Yarasına baktırmak için geri dönmesini istedik ama o savaşmaya devam etmeyi tercih ederek bunu reddetti.
Kısa bir süre sonra Ebubekir bir elinde tüfeğiyle yürürken bir anti-personel mayına bastı ve bacağı dizinin altından koptu. Onu cepheden ambulansa kadar taşıdım ve Peşaver'deki hastaneye kadar ona eşlik ettim. Birkaç saat sonra hastaneye vardığımızda çok kan kaybetmişti ve bitkin düşmüştü. Yüzünden su gibi ter akıyordu ama ne inliyor ne de sızlanıyordu, sadece Allah'ın adını anıyordu. Ona dedim ki 'Sabırlı ol kardeşim. Cennete giden yol budur.' Başını salladı ve 'Biliyorum' diye mırıldandı."
Bacağının kopmasının ardından Pakistan'da kendisine protez bir bacak takıldı ve Afganistan'da savaşa geri döndü.
Ebubekir Akide Çeçenistan'da
Abdullah Azzam'ın eğitim kamplarında iki yıl boyunca savaşçılara eğitim verdi, yüzlerce genç savaşçı kendisinden askeri eğitim aldı.
Ebubekir Akide, 1989 yılında Sovyetler Birliği mağlup olarak Afganistan'dan çekilene kadar bölgede kalmaya, savaşmaya ve savaşçıları eğitmeye devam etti. Sovyetler Birliği'nin çekilmesi sonrasında Kabil merkezli komünist rejim güçlerine karşı da savaşı sürdürdü. Nihayetinde 1992 yılında Komünist rejimin de mağlup olarak yıkılmasıyla Ebubekir Akide, bölgedeki birçok diğer gönüllü yabancı savaşçı gibi gözünü diğer cephelere çevirecekti.
Tacikistan ve Çeçenistan günleri
Ebubekir Akide, 1992 yılı sonrasında Komutan Hattab ile beraber, Afganistan'ın kuzeyindeki Tacikistan'da devam eden savaşın içerisinde yer aldı.
Tacikistan'daki savaşın sona ermesinin ardından ise yönünü Çeçenistan'a çevirdi.
Tacikistan İç Savaşı Dosyası (1992-1997)
Çeçenistan'da savaşçıları eğitmeye ve cihat yanlısı faaliyetler içerisinde yer almaya devam etti. Komutan Hattab ile birlikte Rus güçlerine yönelik birçok saldırının içerisinde yer aldı ve savaşçıları komuta etti. Bölgedeki Çeçen ve Arap savaşçıların eğitilmesinde büyük bir rol oynadı.
Ebubekir Akide Çeçenistan'da Hattab ile beraber
Ebubekir Akide'nin katıldığı son saldırı ise 22 Aralık 1997 günü Dağıstan'daki bir Rus askeri üssüne düzenlenen operasyon oldu. Saldırı sırasında Rus tanklarının geçeceği yola bir patlayıcı düzenek kurduğu sırada Rus güçlerince sırtından vuruldu.
Buna rağmen Ebubekir Akide, patlayıcıyı kurmayı başardı ve yoldan geçen bir Rus tankı imha edildi. Ancak tank imha olmadan önce, Ebubekir Akide aldığı yara nedeniyle hayatını kaybetti.
Savaşın fikri, askeri ve teknik konuları üzerinde kaleme aldığı birçok çalışma bulunan Ebubekir Akide hayatını kaybettiğinde 36 yaşındaydı.
Kaynak: Mepa News