17.11.2010
Altı hafta içerisinde sona erecek "çıtır çerez" savaşın 50-60 milyara dolara mâl olacağını ve bu paranın Irak petrol gelirlerinden karşılanacağını hatırlayan var mı?
Beyaz Saray ekonomisti Lawrence Lindsey, Dubya tarafından kovuldu çünkü Lindsey, Irak savaşının maliyetinin 200 milyar dolar olacağını tahmin etmişti. Hatırlayan var mı?
Joseph Stiglitz ve Linda Bilmes, Lindsey, hesaplandığından 15 kat daha fazla pahalı olan bir savaşın mâliyetini fazla hesapladı diye işten kovulduğunu belirtiyorlar. Ve Amerika'nın Irak'ta halen 50.000 askeri bulunuyor.
ABD hükümetinin, Irak'ı işgalden hemen önce Afganistan'daki Taliban'a karşı zafer ilan ettiğini hatırlayan var mı?
Dubya'nın Irak'ı işgal için ileri sürdüğü nedenin Saddam Hüseyin'in kitle imha silahları olduğunu, bunların, ABD'nin mevcut olmadığını zaten bildiği silahlar olduğunu hatırlayan var mı?
Amerikalılar, bu fantastik hataları yapan veya şahane yalanları anlatan aynı yeni-muhafazakaların Washington'daki yönetimi halen kontrol ettiklerinin farkındalar mı?
Terörle savaş artık onuncu yılına girdi. Peki, terörle savaş gerçekte ne uğruna yapılıyor?
Terörle savaşın nihâi gayesi, gerçek teröristler yaratmaktır. Amerikan yönetimi, müslüman ülkelere karşı savaşlarını genişletmek için, "teröristlere karşı korunma" sağlayan polis devletini kabule devam etsinler diye Amerikan halkını yeterli bir korku içinde tutmak için gerçek teröristlere ölesiye ihtiyaç duyuyor.
Amerikan yönetimi, müslüman ülkeleri istila ederek, altyapılarını yerle bir edip çok sayıda sivili öldürerek terörist yaratıyor. Amerika, tıpkı bugün Pakistan'da devasa ölçekte yapıldığı üzere, müslümanları yönetsinler diye kukla yönetimler ihdas ederek ve kukla hükümetleri kendi vatandaşlarını öldürme ve zulmetme aracı olarak kullanarak terörist yaratıyor.
Yeni-muhafazakarlar 11 Eylül'ü dünya hegemonyası planlarını uygulamaya koymak için kullandılar. Onların planı, Amerika'nın hâkim oligarşisinin planlarıyla uyuşuyor. Savaşlar, askeri-güvenlik sanayiinin kârı için iyidir, ki Başkan Eisenhower yarım asır önce bizi bu konu hakkında boşu boşuna uyarmıştı. Amerikan hegemonyası, petrol sanayiinin kaynaklar ve kaynak akışı üzerindeki kontrolü için de iyidir. Ortadoğu'nun dev bir Amerikan kuklasına dönüşmesi, İsrail lobisinin İsrail'in toprak genişlemesi yönündeki Siyonist emellerine de hizmet etmektedir.
Amerikalıların pek çoğu, şartlandıkları için neler olup bittiğini göremiyorlar. Çoğu Amerikalı, yönetimlerinin yeryüzündeki en iyi yönetim/devlet olduğuna inanırlar yani o, başkalarına yardım etmek ve iyilik yapmak için ahlâki temellere göre hareket eder, kıtlığın ve tabîi felâketlerin vurduğu ülkelere yardıma koşar. Pek çoğu, başkanlarının, cinsel meseleler hâriç, hakikati dile getirdiğine inanırlar.
Amerikan yönetiminin yeryüzündeki her bir devlete kabadayılık ettiğini, fiilen müdahale ettiğini bildiriren haber manşetleri karşısında bu yanılsamaların sürüp gitmesi, olağanüstü bir durumdur. Amerikan politikası, Amerikan çıkarları yerine kendi halklarının çıkarlarını temsil eden diğer ülke liderlerine rüşvet vermek, onları devirmek veya savaş açmaktır. Son kurban, vahşi bir fikre, Honduras hükümetinin Honduras halkına hizmet etmesi gerektiği fikrine sahip olan Honduras devlet başkanıydı.
Amerikan yönetimi Honduras devlet başkanını bertaraf edebildi çünkü Honduras ordusu ABD ordusu tarafından eğitilmiş ve onun tarafından teçhiz edilmiştir. Pakistan'daki durum da aynıdır; Amerikan yönetimi, Taliban, El Kaide militanı ve teröristlerine dostane bulduğu aşiret bölgeleri üzerine Pakistan hükümetinin asker göndermesini ve kendi halkıyla savaşmasını sağladı.
ABD Hazine Bakanı yardımcısı, Pakistan hükümeti, Amerikalılar adına kendi halkıyla daha etkin bir şekilde savaşsın diye bu yılın başlarında vergileri yükseltmesini emretti. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton 14 Ekim'de Pakistan'a vergileri yükseltmesini tekrar emretti; aksi takdirde Amerika sel felâketine yapacağı yardımları askıya alacaktı. Clinton, aynı şeyleri yapmaları için Amerika'nın Avrupa'daki kukla devletlerine de baskı uyguladı ve İngiliz hükümetinin askeri bütçede kesintiye gitmesi yüzünden ABD yönetiminin duyduğu üzüntüyü bir solukta dile getirdi. Tanrı, eli darda olan İngiliz'e – Amerikan mâli sahtekarlığının sersemletici etkisinden hala çıkamadı – Amerikan savaşlarına tahsis edecek parayı göstermesin.
Pakistan hükümeti, Washington'ın emirleri üzerine Pakistan halkına karşı Swat vadisinde savaş açtı; çok sayıda Pakistanlıyı öldürdü ve milyonlarcasını evlerinden sürdü. ABD geçen Temmuz ayında Pakistan'a, Kuzey Veziristan sâkinlerinin üzerine asker göndermesi tâlimatını verdi. 6 Temmuz'da, Jason Ditz antiwar com'da "Pakistan'ın Amerika'nın buyruğu üzerine Swat Vadisi'nde, Bajaur, Güney Veziristan, Orakzay ve Hayber'de saldırılar başlattığı" haberini verdi.
Bir hafta sonra, İsrail'in Amerikalı Senatörü Carl Levin (D,MI) Obama yönetimine, Pakistan'ın aşiret bölgelerine Amerikan hava saldırıları düzenleme politikasını tırmandırma çağrısı yaptı. Pakistan'da yayınlanan The Frontier Post gazetesi 30 Eylül'de şöyle yazmıştı: Amerikan hava saldırıları "basit ve açıkça, Pakistan'a karşı düpedüz taarruzdur."
Amerika, Afganistan'daki askeri kuvvetlerinin kovalamaca sırasında Pakistan topraklarına geçme hakkı olduğunu iddia ediyor. Son olarak, Amerikan helikopterleri yanlışlıkla Taliban üyesi sanarak üç Pakistan askerini öldürdü. Pakistan, Amerikalılar özür dileyene dek Afganistan'a uzanan Amerikan ikmal güzergâhını kapattı.
Pakistan, Washington'a gelecekteki saldırılara dair uyarıda bulundu. Ancak sonu olmayan Afgan savaşında ilerleme görmek isteyen Obama'nın baskısı altındaki Amerikan askeri yetkililer, Pakistan'ın uyarısına Afgan savaşını Pakistan'a genişletme çağrısında bulunarak cevap verdiler. 5 Ekim'de Kanadalı gazeteci Eric Margolis "ABD'nin yavaş yavaş Pakistan'ı işgale doğru yaklaştığını" yazdı.
Bob Woodward, "Obama'nın Savaşları" başlıklı kitabında Pakistan'ın Amerikan kuklası cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'nin, Taliban'ın üzerine yıkılan Pakistan topraklarındaki bombalı saldırıların aslında Pakistan'ı istikrarsızlaştırma amaçlı CIA operasyonları olduğuna inandığını ve Washington'ın Pakistan nükleer silahlarını ele geçirmesine izin verdiğini kaydetmiştir.
Amerikan yönetimi, Pakistan'ı çizgide tutmak amacıyla Times Meydanı'ndaki bombalama girişiminin Yalnız Kurt'un işi olduğu fikrini değiştirdi. Başsavcı Eric Holder suçlamayı Pakistan Talibanı'na yöneltti; Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Pakistan'ı Time Meydanı'ndaki başarısız bombalama olayının ciddi sonuçlarıyla tehdit etti, ki bu bombalama girişiminin Pakistan'ı hedefleyen bir sahte bayrak operasyonu olması muhtemeldir.
ABD Genelkurmay Başkanlığı'nda yapılacak bir toplantı için Pakistan'dan gelen sekiz kişilik üst düzey askeri heyete 1 Eylül'de Washington DC'deki Dulles Havalimanı'nda gerilimi daha daha da artırmak amacıyla kaba davranıldı ve şüpheli terörist olarak gözaltına alındılar.
Amerikan yönetimi, Lübnan'a karşı mükerrer İsrail saldırganlığına onlarca yıl imkan yarattı ve şimdi Lübnan'a karşı bir diğer İsrail saldırısına muvafakat ediyor gibi. Amerikan yönetimi, Washington'ın yoğun şeytanlaştırma çabalarının hedefindeki İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın ziyaretine izin verdiği için 14 Ekimde Lübnan'a öfkesini dile getirdi. ABD Kongresi'ndeki İsrail temsilcileri, Lübnan'a yapılan Amerikan askeri yardımlarını durdurmakla tehdit ettiler. Unutmuşlar! Temsilciler Meclisi üyesi Howard Berman (D, CA) İsrail'le sınır çatışmasına giren Lübnan'ı cezalandırmak için geçen Ağustos ayından beri askeri yardımları zaten engelleyip duruyor.
Tüm manşetler arasında en mânidar olanı ise 14 Ekim'de atıldı: "Somali'nin Yeni Amerikan Başbakanı." Somali Başbakanı olarak bir Amerikalı yerleştirildi; paralarını Amerika'dan alan Ugandalı askerlerin koruduğu Mogadişu'daki Amerikan kuklası bir hükümet bu.
Washington'ın diğer ülkelere karşı hayırhahlığının, onların haklarına, sınırlarına ve vatandaşlarının hayatlarına gösterdiği saygının girizgâhı bile sayılmaz bunlar.
Bu esnada, Washington'daki "özgürlük ve demokrasi" yönetimi, Wikileaks'i susturmak ve Amerikan savaş suçları hakkında daha fazla ifşaatın önünü almak için bu kurumu "izleme listesine" aldı ve kukla Avustralya hükümetinin bu kurumu kara listeye almasını sağladı. Böylelikle Wikileaks'in bağış toplamasını engelledi.
Wikileaks şu an terörist örgüt gibi bir şey. Amerikan yönetiminin eleştirileri susturma uygulamaları internete de sıçrayacak.
Hatırlayın, bizden nefret ediyorlar çünkü bizim özgürlüklerimiz ve demokrasimiz var, Birinci Anayasa Değişikliği'nden doğan haklarımız, habeas corpus güvencemiz, insan haklarına saygımız var ve biz herkese adalet ve merhamet gösteririz.
Çev: Ertuğrul Aydın/Dünya Bülteni
Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.