Birleşmiş Milletler, Myanmar'da süren şiddet ve insan hakları ihlallerinin insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğunu bildirdi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından kamuoyu ile paylaşılan rapor, Bangladeş‘te bulunan Arakanlı Müslüman sığınmacılar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Toplu tecavüzler, çocuk ve bebeklerin de aralarında bulunduğu sivillerin acımasızca dayağa maruz kalması ve ortadan kaybolmaların detaylıca anlatıldığı rapor, Bangladeş‘e geçmeyi başaran görgü tanıklarının ifadelerine dayandırılarak hazırlandı.
Bu arada BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü, Myanmar hükumetinin ordunun yaptığı katliamlardan sorumlu olduğunu dile getirdi.
Şiddet ve ihlaller insanlığa karşı suçlar kapsamında
Raporda, Myanmar ordusu, polisi ve bazen de sivil çetelerin, Arakanlı Müslümanların evlerini, okullarını, marketlerini, cami ve medreselerini ateşe verdiğine dair “tutarlı” ifadeler yer aldı.
Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara yönelik toplu tecavüz, cinayet, işkence ve yağma gibi suçlar işlediğine vurgu yapılan BM raporunda, ülkede ekim ayından bu yana süren şiddet ve ihlallerin “çok büyük ihtimalle” insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğu vurgulandı.
BM: Zulüm dayanılmaz boyutlarda
Euronews'in haberine göre; BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, son dönemde Myanmar’da yaşanan şiddetin benzerinin görülmediğine dikkat çekti.
Hüseyin, “Rohingyalı çocukların maruz kaldığı yıkıcı zulüm dayanılmaz boyutlarda. Bir insanın, anne sütü için ağlayan çocuğu bıçaklanmasına ne tür bir nefret sebep olabilir? Ve bir annenin kendisini koruması gereken güvenlik güçlerince tecavüze uğrarken bu cinayete tanıklık etmesi! Bu nasıl bir etnik temizlik operasyonudur? Ne tür ulusal güvenlik hedefleri bütün bunlara hizmet eder?” değerlendirmesinde bulundu.
“Uluslararası toplumu, tüm gücüyle Myanmar yönetiminin askeri operasyonlarını sona erdirmesi için bana katılmaya davet ediyorum” diyen Hüseyin, Myanmar hükumetini meydana gelen şiddetli insan hakları ihlallerini inkar yerine, kendi halkına karşı şiddeti derhal durdurmaya ve kurbanların haklarının iade edilmesinin önünü açılması için adalet mekanizmasının tekrar devreye sokulması çağrısında bulundu.