ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanı John Bolton'ın görevden alındığını açıklamasının ardından bundan sonraki sürecin Türkiye açısından nasıl izdüşümleri olabileceği sorusu gündeme geliyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın son dönemde Bolton ile Türkiye-ABD ilişkileri, güvenli bölgenin tesisi ve bölgesel gelişmeleri ele almak üzere telefon görüşmeleri gerçekleştiriyordu.
Dolayısıyla Bolton’un yerine gelecek kişi ile önümüzdeki dönemde özellikle Suriye’nin kuzeyinde ABD-Türkiye uzlaşısıyla güvenli bölge kurulması öncelikli gündem maddesi olmaya aday.
İlişkilerde olumlu bir sonuç doğurur mu?
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Bolton’un görevden alınmasının kategorik olarak ABD-Türkiye ilişkileri üzerinde olumlu bir sonuç doğuracağını düşünmüyor.
Han, “Amerikan yönetiminde Türkiye’ye yönelik olumsuz bakış açılarına sahip olan sadece Bolton değildi. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler sadece yönetimin ve Trump’ın inisiyatifi ve düşünceleriyle de belirlenmiyor. ABD sistemi içinde birçok başka aktörün de etkisi var,” diyor.
“Bolton’un Türkiye’yi sert üslubuyla rahatsız ettiği söylenebilir. Bu süreç ancak ABD-Türkiye ortak çalışmalarının atmosferine olumlu etki yapabilir. Bundan sonra Trump kendisiyle daha uyumlu ve Orta Doğu politikasında kendisiyle benzer çizgideki birisini seçecektir. Orta Doğu genelinde ABD’nin dış politikasına ilişkin rahatsızlığı ve bunun temel sebeplerini dönüştürecek biri olmayacaktır” diye ekliyor Han.
ABD'de seçim yarışı start alıyor
Han’a göre, Kasım’dan sonra ABD’de seçim yarışı başlayacağı için Trump birinci dönemindeki sözlerini yerine getirmeye veya neden yerine getirmediğine dair inandırıcı açıklamalar yapmaya odaklanacaktır.
ABD'de Başkanlık seçimlerinin 3 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Trump’ın, Bolton'ın yerine gelecek ismi ise, gelecek hafta açıklaması bekleniyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 22-25 Eylül'de ABD'nin New York şehrine yapacağı ziyaret kapsamında Trump ile görüşmesi öngörülüyor.
"Bolton Türkiye'ye karşı şahin bir tutum besliyordu"
Alman Marshall Fonu Ankara direktörü Özgür Ünlühisarcıklı’ya göre, Bolton, Trump’ın Türkiye’ye yönelik politikasını şekillendirmede zaten büyük bir rol oynamadı; dolayısıyla görevden alınması, ABD-Türkiye ilişkilerinde oyun değiştirici bir etmen olmaktan uzak.
Ünlühisarcıklı, “Bolton, ulusal güvenlik danışmanı olduğu dönemde Türkiye’ye yönelik şahin bir tutum besliyordu; ancak bu tavrı, Trump üzerinde belirleyici bir etki doğurmadı. Bunun tek istisnası ise, 2018 yılı Ağustos ayında yaşanan Pastör Brunson krizinden dolayı Türkiye’ye yönelik yaptırımların başlatılmasını tetiklemesi oldu,” diyor ve ekliyor:
“Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri satın alması durumunda bile, Bolton’un aksine Trump Türkiye’ye karşı çok sert bir tutum benimsememişti.”
Washington’da yerleşik dış politika uzmanı Ali Çınar’a göre, Başkan Trump ile Bolton arasındaki gerginlik uzun zamandır devam ediyordu ve bilhassa Bolton'un İran konusundaki sert tutumu, Venezuela’daki iç müdahale girişimi, Afganistan’daki son durumlardaki fikir ayrılıkları gibi birçok konuda görüş ayrılığı söz konusuydu.
"Bolton-Türkiye arası çıkar çatışması keskinleşmişti"
Çınar, “Bolton’un Türkiye ile ilişkisi İbrahim Kalın üzerinden gidiyordu ve iki üç haftada bir konuşuyorlardı. Ama genel olarak Bolton’un Türkiye’ye karşı olumsuz olduğunu herkes biliyordu. Bilhassa İran’a karşı sert tutumu ve YPG’ye karşı Türkiye’nin karşısında yer alması gibi konular ile de çıkar çatışması daha da keskinleşmişti,” diyor.
Çınar, Bolton'un görevden ayrılmasının olumlu olduğunu düşünüyor ve ekliyor: “Tabii ki yerine gelecek ismin Türkiye’yi ne kadar tanıdığı ve nasıl bir tavır alacağını göreceğiz. Ancak Trump’ın artık ağırlığını yönetimde daha çok gösterdiğini net bir şekilde görüyoruz.”
ABD Merkez Komutanlığı’ndan (CENTCOM) ve ABD Avrupa Kuvvetleri’nden (EUCOM) üst düzey yetkililer, Kuzeydoğu Suriye'deki güvenli bölge uygulamasına ilişkin kilit konuları görüşmek üzere bir süredir Türk genelkurmay liderleriyle bir araya geliyorlar.
Türk tarafı ise, güvenli bölgenin kurulmasına dair ABD ile anlaşmanın bu ay sonuna kadar sonuçlandırılması yönünde takvim belirledi. Erdoğan, Türkiye’nin güvenli bölgenin yönetimine dair taleplerinin gerçekleşmemesi halinde Suriye’nin kuzeyine operasyon gerçekleştireceğini birçok konuşmasında vurguladı.