Gazze'nin kuzeyindeki Cebalia mülteci kampında yaşayan Ebu Cibril, ailesini doyurmak için yiyecek bulamayınca iki atını kesmiş.
"Çocukları beslemek için atları kesmekten başka çaremiz yoktu. Açlık bizi öldürüyor"
Cebaliye, İsrail’in 7 Ekim’den sonra başlattığı saldırılardan önce Gazze Şeridi’nin en büyük kampıydı.
60 yaşındaki Ebu Cibril, çatışmalar patlak verdiğinde yakınlardaki Beyt Hanun'dan buraya kaçmış. Onun ve ailesinin evi artık BM tarafından işletilen bir okulun yakınındaki çadır.
Kirli su, elektrik kesintileri ve aşırı kalabalık, 1948'de kurulan ve sadece 1.4 kilometrekarelik bir alanı kaplayan yoğun nüfuslu kampta zaten büyük bir sorundu.
Yüksek işsizlikten kaynaklanan yoksulluk da 100.000'den fazla insan arasında önemli bir sorundu.
İsrail saldırıları nedeniyle şu anda gıda tükeniyor, yardım kuruluşları bombardıman nedeniyle bölgeye ulaşamıyor ve ulaşmaya çalışan birkaç kamyon da çaresizce yağmalanıyor.
Dünya Gıda Programı bu hafta ekiplerinin "eşi benzeri görülmemiş düzeyde çaresizlik" bildirdiğini söylerken, Birleşmiş Milletler 2,2 milyon insanın kıtlığın eşiğinde olduğu uyarısında bulundu.
Cuma günü Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, iki aylık bir bebeğin Cebaliye'den yedi kilometre uzaklıktaki Gazze Şehri'ndeki hastanede yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybettiğini açıkladı.
Bakanlık Cumartesi günü yaptığı açıklamada, savaşta Gazze'de toplamda en az 29.606 kişinin öldüğünü söyledi.
Daha önce görülmemiş bir kıtlık
Kampta, üstü başı yırtık pırtık çocuklar, ellerinde plastik kaplar ve hırpalanmış tencerelerle, eldeki az miktardaki yiyecek için umutla bekliyor.
Erzak azaldıkça maliyetler de artıyor. Örneğin bir kilo pirinç 7 şekelden (1.90 dolar) 55 şekele (15 dolar) yükseldi, diye yakınıyor bir adam.
"Biz yetişkinler idare edebiliyoruz ama dört ve beş yaşındaki bu çocuklar ne yaptılar da aç yatıp aç kalkıyorlar?" diyor öfkeli bir şekilde.
BM çocuk kuruluşu UNICEF, endişe verici gıda eksikliği, artan yetersiz beslenme ve hastalıkların Gazze'de çocuk ölümlerinde bir "patlamaya" yol açabileceği uyarısında bulundu.
UNICEF'in 19 Şubat tarihli tahminlerine göre Gazze'de iki yaşın altındaki her altı çocuktan biri akut olarak yetersiz besleniyor.
Bölge sakinleri artan açlık sancılarını dindirmek için çürümüş mısır kırıntıları, insan tüketimine uygun olmayan hayvan yemleri ve hatta yaprak yemeye başladı.
Bir kadın "Yiyecek yok, buğday yok, içme suyu yok" diyor.
"Komşulardan para dilenmeye başladık. Evde bir şekelimiz bile yok. Kapıları çalıyoruz ama kimse bize para vermiyor”.
'Açlıktan ölüyoruz'
Cebaliye'de gıda eksikliği ve bunun sonuçları konusunda öfke yükseliyor. Cuma günü onlarca kişinin katıldığı bir protesto gösterisi düzenlendi.
Bir çocuğun elindeki pankartta şu yazıyordu: "Hava saldırılarından ölmedik ama açlıktan ölüyoruz."
Bir diğeri "Kıtlık etimizi kemiriyor" yazılı bir pankartı havaya kaldırırken, "Açlığa hayır. Soykırıma hayır. Ablukaya hayır.” sloganları atıldı.
Beyt Hanun'da Ebu Cibril bir parsel araziyi hasat etmek için iki at kullanıyordu. Ancak çatışma eviyle birlikte arazisini de yok etti ve elinde hiçbir şey kalmadı.
Haftalar ve aylar boyunca İsrail'in aralıksız bombardımanı Gazze'yi büyük ölçüde paramparça olmuş beton ve hayatlardan oluşan bir yer haline getirdi.
Ebu Cibril atlarını kesmeye yönelik radikal kararını kimseye söylemedi, eti pirinçle kaynatıp hiç haberi olmayan ailesine ve komşularına dağıttı.
Bu zorunluluğa rağmen onların tepkisinden çekindiğini söyledi.
"Kimse aslında bir at yediğini bilmiyor."
Kaynak: Mepa News, AFP