İngiltere Başbakanı Theresa May oluşan ayrılık anlaşması ve gelecek ilişkileri sözleşmeleri üzerinde Brüksel'de Avrupa Birliği ülkelerinin onayını almış olsa da esas mücadelesi şimdi başlıyor.
Euronews'ten Sertaç Aktan'ın haberine göre, İngiltere parlamentosunda Brexit anlaşmasını onaylayacak bir çoğunluk olmadığı görülüyor çünkü May'in iktidar partisi içerisinde dahi bu anlaşmaya karşı olan önemli sayıda parlamenter mevcut. İngiliz basınına göre bu sayı 315 vekil içerisinde 80'e yakın.
Peki May, Parlamento'dan gerekli onayı alamazsa ne olacak?
Bu durumda istifa edip etmeyeceği kendisine pazar günü gerçekleşen Brexit zirvesi sonrası sorulduğunda yanıt vermekten kaçınan May, "Tüm kalbimle bu anlaşmayı ülkemde anlatmaya ve onaylatmaya odaklanacağım" demekle yetindi. May'in yenilgiyi kabul ederek istifa etmesinin şimdilik düşük bir olasılık olduğu konuşuluyor.
İstifa gerçekleşirse May'in partisinin onun yerine hızla ve sorunsuz bir şekilde yeni bir lider seçmesi kolay değil zira bu Brexit sürecinin kaderini tayin etmekle aynı zorlukta bir iş. Bu kadar bölünmüş durumdaki bir muhafazakar partinin kendi içinde daha büyük bir kavgaya tutuşmak yerine genel seçime gitmeyi tercih etmesi yüksek olasılık olarak kabul ediliyor.
Genel seçime gidildiği takdirde de halkın önüne seçim kampanyasında 'varılan anlaşmanın kabulü', 'ikinci referandum' veya direk 'Brexit'i iptal etme' seçeneklerinin sunulması kaçınılmaz. İngiliz siyasetçilerinin halka sunmayacakları ve sunmaları zor kabul edilen seçenekler ise 'anlaşmasız ayrılık' ve 'yeni bir Brexit anlaşması'.
Bunun nedeni süreç boyunca anlaşmasız bir ayrılık senaryosunun Birleşik Krallığın çıkarlarına olmadığının net şekilde anlaşılması ve sürecin sonunda da AB'nin hiçbir şekilde yeni bir anlaşma için masaya oturmayacağının görülmesi.
Parlamento'nun durumu
Var olan durumda parlamentodaki muhalefet partilerinin tamamı yapılan anlaşmaya karşı çıkıyor. Daha da önemlisi May hükümetinin devamı için desteği şart olan Demokratik Birlik Partisi (DUP) de varılan anlaşmayı beğenmiyor.
Anlaşmayı onaylamaya hazır olanların sayısına bakıldığında 315 muhafazakar parlamenterin üçte ikisinden fazlası ve referandum sonucunu onore etmek konusunda ısrarlı çok az sayıda İşçi partili parlamenter olduğu sonucu çıkıyor. Özetle rakamlar May'in Brexit'i tamamına erdirmesi için yeterli değil. Bundan da önemlisi, bu rakamlar sabit ve kesin de değil. Anlaşma daha etraflı şekilde tartışıldığında anlaşmanın onaylanmasından yana olanların sayısı artabileceği gibi aynı şekilde daha da azalabilir. İşte bu noktada May'in sergileyeceği performans kritik.
Parlamento'nun bu anlaşmayı oylaması için bir takvim ortaya konmuş değil ancak Aralık ayının başlarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
May: Ya benim anlaşmam ya da anlaşmasız Brexit
May 'Ya benim Brexit anlaşmam ya da anlaşmasız Brexit' şeklinde bir baskı uyguluyor. Oysa muhalefet bu retoriği kabul etmekten yana değil. Bu nedenle oylama öncesi alternatif oylamalar gündeme sokulabilir.
Sürecin nasıl ilerleyeceği bazı kilit aktörlerin alacağı tutuma bağlı. Teknik açıdan bakıldığında Avam Kamarası da Lordlar Kamarası da anlaşmanın içeriğine yönelik bazı değişiklikler veya eklemeler yapmak isteyebilir. Ne var ki oylama öncesi bu tip önerilere fırsat verilip verilmeyeceği netleşmiş değil. Bu da yine Avam Kamarası'nda yapılacak usül tartışmalarında belirlenecek.
Örneğin İşçi partisi anlaşmanın kendisi daha oylanmadan alternatif bir oylama yaptırmayı başarır ve devamlı olarak Gümrük Birliği'nde kalma yönünde bir değişikliği onaylatırsa anlaşmanın içeriğine müdahale etmiş olur. Bu tip siyasi hamlelerin olup olmayacağı da şimdilik belirsizliğini koruyor.
Parlamento anlaşmanın olduğu haliyle oylanması üzerinde bir değişiklik yapamasa dahi anlaşmasız ayrılık halinde ülke ekonomisi ve ticaretinin işlevselliğine olduğu gibi devam edebilmesi için hükümeti yeni eylem planları oluşturmaya zorlayacak bazı kanuni düzenlemeler yapılabileceği özellikle İşçi partisi içerisinde sıkça dillendiriliyor. Bu şekilde konuyu güven oylamasına götürüp hükümetin düşürülmesini hedefleyenlerin sayısı hiç de az değil.
Muhalefet ne kadar güçlü?
Anlaşmasız bir Brexit'in önüne geçmek için 257 sandalyeye sahip olan İşçi Partisi tüm kozlarını kullanmaya hazır. May kendi anlaşmasına karşı kullanılacak her oyun 'anlaşmasız Brexit' anlamına geleceği savını işlese de gölge Brexit bakanı İşçi Partili Keir Starmer önceliklerinin İngiltere'yi bu durumda bırakmamak olduğunu birçok defa ifade etti.
Yeni bir anlaşma yapmak veya yeni bir müzakere süreci başlatmak da mümkün olmadığı için Brexit'in durdurulması veya bunun için ikinci referanduma gidilmesi en yüksek olasılıklar olarak karşımıza çıkıyor.
35 sandalyesi ile İskoç Ulusal Partisi, 12 sandalye ile Liberal Demokratlar, 4 sandalye ile Galler Ulusal Partisi ve 1 sandalye ile Yeşiller Brexit'e ve anlaşmaya karşı.
Geri kalan 25 parlamenter kendi aralarında ne yönde hareket edeceklerini netleştiremiyor ancak 'anlaşmasız Brexit'e geçit vermeyecekleri konusunda hem fikirler. Yani May'in anlaşmasını da, ikinci referandum seçeneğini de, Brexit'ten geri adım atılmasını da destekleyebilirler.
Brexit durdurulabilir mi?
Brexit sürecinin durdurulması ise teknik olarak son derece basit. Başbakanın Brüksel'e Lizbon Antlaşması'nın 50. maddesini işletme kararını geri aldıklarını belirten bir mektup yazması ve Avrupa Parlamentosu'nun da bu talebi salt çoğunluk ile kabul etmesi yeterli. Avrupa Birliği içerisinde ne Konsey'in ne de Parlamento'nun böyle bir geri adıma olumsuz yanıt vermesi beklenmiyor.
Muhafazakarlar böyle bir karar alsa dahi İşçi Partisi halkın yarısının istediği bir konuda şimdilik çekingen davranıyor ve referandumsuz şekilde Brexit'i iptal etmek seçeneği açıktan dillendirilmiyor.
Ekonomik sonuçlar
Parlamento May'in anlaşmasını onaylamazsa ortaya çıkacak olan belirsizlik halinin küresel piyasalarca fiyatlanması kaçınılmaz. Birçok uzman böyle bir durumda sterlinin değerinde sert bir düşüş yaşanacağını öngörüyor. Bu durum May'in lehine işleyecek çünkü kısa vadeli de olsa yaşanacak kaotik durumun sorumluluğu anlaşmayı reddedenlerin ve ikinci referandum talep edenlerin üstüne kalacak.
Böyle bir olasılıkta ekonomik daralmanın önünü kesmek ve gidişatı kontrol altına almak için, partisinin ve muhalefetin de baskısı ile, May acil şekilde Brüksel'e 'Norveç usülü' daha yumuşak bir Brexit oluşturmak için gönderilebilir. AB liderleri ve Brüksel buna nasıl tepki verir bu kısmını öngörmek zor ancak şurası kesin ki, Brexit'te geri adım atılmazsa 29 Mart 2019'de öyle veya böyle gerçekleşecek olan ayrılık için takvim işlemeye devam eder.
Yeni bir anlaşma mümkün değil mi?
Pazar günü gerçekleşen zirve sonrası yapılan açıklamalar var olanın dışında herhangi bir başka anlaşma veya müzakerenin olmayacağına dair net işaretler verdi ancak İngiltere'nin birliğin kurallarına ve müfredatına daha bağlı olmayı kabul edeceği bir anlaşma şeklini geri çevirmek için fazla bir nedenleri de olmayacak. Böyle bir senaryoda, May nasıl bir anlaşma ile dönerse dönsün ekonomik şok dalgasını yaşamış, tartışmalardan yorulmuş ve artık geleceğe odaklanmak isteyen halkın baskısı karşısında yeni anlaşmanın ikinci denemede hızla onaylanacağı fikri ağırlıkta.
Elbette yeni bir anlaşma yeni müzakere süreci demek. Bunun için de ek süreye ihtiyaç olacak. Dolayısıyla İngiltere Brexit tarihinin ertelenmesini talep edecek. Ne var ki, May daha önce yaptığı açıklamalarda tarih uzatma seçeneğine asla gidilmeyeceğini ifade etmiş olması onu yine zor bir pozisyona sokacak ve bir U dönüşü gerektirecek. Sadece May'in bu dönüşü yapabilmesi değil ama aynı zamanda 27 AB ülkesinin de takvimin uzatılmasını onaylaması gerekiyor.
Böyle bir uzatma gerçekleşse dahi belirlenecek yeni tarihin pratikte Mayıs ortasını geçmesi zor. Bunun nedeni o tarihlerde Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacak olması. O zamana kadar AB'den resmen çıkmamış bir İngiltere'nin Parlamento'daki koltukları hakkında ne gibi bir yöntem izleneceği ciddi bir soru işareti yaratacaktır.
Yine de eğer koltuk meselesinde bir uzlaşmaya varılırsa yeni anlaşma için yeni parlamentonun onay vermesinin daha doğru olacağını söyleyenler de çıkabilir ve takvimin yaz tatili öncesine kadar uzatılması söz konusu olabilir.
Genel seçim olasılığı
Başta İşçi Partisi olmak üzere muhalefetin en çok tercih ettiği seçeneğin genel seçimlere gidilmesi olduğu konuşuluyor.
Hem anlaşmasız Brexit seçeneğini bertaraf etmek hem de iktidarı elde etmek gibi bir taşla iki kuşu vurmayı hedefleyen İşçi Partisi'nin güven oyu için bastıracağı aşikar. Eğer hükümet güven oylamasını salt çoğunluk ile kaybederse ve parlamentoda 14 günlük süre içerisinde yeni bir hükümet kurulamazsa ülke genel seçimlere gidecek.
Ne var ki, muhafazakar parti içerisindeki anlaşma karşıtları her ne kadar May'e karşı olsa da hükümetlerinin elden gitmesine ve iktidarın altın tepside İşçi Partisi ve onun lideri Jeremy Corbyn'e devrolmasına göz yumacak kadar ileri gitmeye istekli olmayabilirler.
İkinci referandum
Mesele genel seçime varmadan önce muhafazakar parlamenterler muhalif parlamenterlerle bir olarak ikinci bir referandum gerçekleştirmenin de önünü açabilirler. İkinci referandum May'in baştan bu yana net bir dille karşı çıktığı bir seçenek ancak seçenekler arasında olasılığı her geçen gün daha çok gündeme getirilen en kuvvetli seçenek bu. Parlamento'nun kilitlenmesi halinde iktidarı devretmek istemeyen muhafazakarlar ile anlaşmasız Brexit'in sorumluluğunu almak istemeyen muhalifler arasındaki en akla yatkın anlaşma bu doğrultuda olabilir.
Bu formül May'e rağmen işleme konulursa o zaman da May'in görevden alınmasının veya istifasının gündeme gelmesi kaçınılmaz olur.