Avrupa Birliği'nin (AB) Brexit müzakerecisi Michel Barnier İngiltere'nin birlikten ayrılması görüşmelerinde önümüzdeki haftaya kadar bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.
Barnier, Belçika'nın başkenti Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada müzakere konularının yüzde 80 ila 85 oranında anlaşmayla sonuçlandığını duyurdu.
Taraflar arasında kesin anlaşma için hala bazı engellerin bulunduğunu da kaydeden Barnier, Kuzey İrlanda'nın Brexit sonrası AB ile ilişkileri konusunun bunlardan biri olduğunu belirtti.
Barnier, İngiltere'nin bu konudaki kırmızı çizgilerinden vazgeçmesi gerektiğini de söyledi.
Barnier: Gümrük işlemlerinin kolaylaştırılmasından yanayım
Eski Fransa Tarım Bakanı Barnier İngiltere'nin tek pazardan çıkışının ardından gündeme gelecek gümrük işlemlerinin, gıda güvenliği konuları dışında hızlı ve kolay yürütülmesinin sağlanacağını da sözlerine ekledi.
Barnier ayrıca gümrük kontrollerinin konteyner veya yük araçlarında barkodların okunması suretiyle yapılabileceğini, kendisinin özellikle küçük ve orta boy işletmeler için bürokratik prosedürlerin mümkün olduğu kadar kolaylaştırılmasından yana olduğunu ifade etti.
17 Ekim'deki AB Zirvesi'nde gündem Brexit müzakereleri ve İrlanda meselesi olacak
AB üyesi 28 ülke liderinin katılımıyla 17 ve 18 Ekim 2018 tarihlerinde Brüksel'de düzenlenecek AB liderler zirvesinin ana gündem maddesi Brexit müzakereleri olacak.
Barnier'in son konuşmasında işaret ettiği 'AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Birleşik Krallığın parçası olan Kuzey İrlanda arasındaki sınır üzerinden yapılacak ticaret' konusundaki mevzuat, taraflar arasındaki önemli görüş ayrılıklarından biri.
AB, Kuzey İrlanda'nın Gümrük Birliği içinde yer alarak AB mevzuatına tabi olmasını talep ediyor.
İngiltere ise Brüksel'in, Birleşik Krallığın Birlikten çıkışına onay verirken, Birleşik Krallığın bir parçası olan Kuzey İrlanda'yı Gümrük Birliği dahil AB mevzuatına tabi tutmak istemesini bağımsızlığa müdahale olarak görüyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Brüksel'in Kuzey İrlanda'da AB hukukunun ve gümrüklerinin geçerli olmasını talep eden teklifini, "anayasal bütünlüğe" aykırı bulduğunu açıklamıştı.