Britanya'nın AB'den ayrılma süreci (Brexit) çerçevesinde İngiltere ile Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsilen Rum yönetimi arasında görüşmeler Çarşamba günü Brüksel'de başladı. Müzakerelerin başlıca konusu Ada'daki iki İngiliz üssünün durumu.
İngiltere üsleri yoluyla Kıbrıs'ta sadece garantör değil "egemen" devlet statüsünde. Toplamda Ada'nın yüzde 2.76'lık bölümünü oluşturan Ağrotur (Akrotiri) ve Dikelya'daki üsler, "egemen İngiliz üsleri" statüsüne sahip ve İngiliz hukukunun geçerli olduğu İngiliz toprağı sayılıyor. Yaklaşık 254 kilometrekarelik alana yayılan iki üste yaklaşık 3 bin İngiliz askerinin görev yaptığı tahmin ediliyor.
DW'nin haberine göre AB, üsler konusunda Britanya ile ayrı görüşmeler yürütmesi için Kıbrıs yönetimine yeşil ışık yakmış ve Britanya ile Kıbrıs arasında varılacak anlaşmanın, Birlik ile İngiltere arasındaki Ayrılma Antlaşması'na dahil edileceğini bildirmişti. Ancak İngiltere'nin Ada'daki varlığının AB'yi ve Kıbrıs yönetimini aşan küresel bir boyutu da bulunuyor.
Askeri uzmanların tahminlerine göre İngiltere Kıbrıs'taki üslerindeki tesisler yoluyla Afganistan'a kadar uzanan dinleme faaliyetleri yürütüyor.
İngiltere'nin Kıbrıs taktiği
Kıbrıs görüşmelerinde en pürüzlü noktalardan biri olan garantörlük ve Ada'nın askerden arındırılması konularında İngiliz üslerinin konumu gündemde ön planda yer almadı. İngiliz hükümeti, iki tarafın bir anlaşmaya varması durumunda kendisinin de üzerine düşeni yapacağını belirtiyor. Peki İngiltere, kendisi açısından bu kadar büyük stratejik önem taşıyan Kıbrıs'tan çekilir mi? Türkiye ve Kuzey Kıbrıs hükümetlerinde danışmanlık görevi yürütmüş ve Kıbrıs görüşmelerinde teknik komitelerde yer almış olan Prof.Dr. Tamçelik, Londra'nın bu söyleminin zekice bir taktik olduğu görüşünde. Ada'da çözümsüzlüğün İngiliz egemen üslerinin tartışılmaması sonucu doğurduğuna dikkat çeken Tamçelik, "İngiliz hükümeti iki aktör arasındaki gelgitleri en iyi değerlendiren taraf. 'Siz ikiniz anlaştıktan sonra ben nihai karara tabi olacağım' diyor. Türkçesi şu: Siz ikiniz anlaşamadıktan sonra benim bugünkü cari hukukum devam eder. Ada'da iki aktörün anlaşamayacağı ve iki anavatanın anlaşmasının zor olduğunun bilindiği bir konuda bunu ileri sürmesi zımnen kendi egemen üslerinin hukukunun aynen devam ediyor olmasını beraberinde getirecektir, yani çok akıllıca bir yöntemdir" diyor.