Burhaneddin Rabbani, 20 Eylül 1940'ta Afganistan'ın kuzeyindeki Badahşan vilayetinde Tacik bir ailede doğdu.
Eğitimi
Burada aldığı ilkokul eğitiminin ardından ülkenin başkenti Kabil'de orta öğretim seviyesinde Darul Ulum-u Şeriat isminde dini bir okulda eğitim gördü. Ardından girdiği Kabil Üniversitesi'ndeki İslami İlimler bölümünden 1963'te mezun oldu.
Rabbani 1966'da yüksek lisans için Mısır'daki Ezher Üniversitesi'ne gitti. 1968'de yüksek lisansını tamamlayarak Afganistan'a döndü.
Mısır'dayken Müslüman Kardeşler ile temasa geçti. Seyyid Kutup'un bazı kitaplarını Darice diline çevirdi.
Rabbani ilerleyen dönemde Müslüman Kardeşler ve İslamcılık düşüncesini Afganistan'a taşıyan ilk isimlerden biri olacaktı. Bu döneme kadar ülkede İslami hareketler açısından yalnızca, geleneksel Diyobend medreselerinin temsil ettiği bir İslami ekol vardı. Bu ekol ilerleyen yıllarda Taliban tarafından sürdürülecekti.
Afganistan'daki çalışmaları
1969'da Kabil'de Müslüman Kardeşlerin örgütlenmesinden esinlenerek İslami bir yapılanmaya gitti. Bu yapılanmada daha sonra düşman hale gelecekleri Gülbeddin Hikmetyar (1947-) da yer almaktaydı.
1972'de örgütlenme Cemiyet-i İslami ismiyle resmileşti.
Yapılanma içindeki ilk büyük ihtilaf etnik sebeplerle çıkacaktı. Rabbani'nin, Cemiyet-i İslami'nin 15 üyeden oluşan yönetimini tamamen Taciklerden oluşturması tepki çekti ve milliyetçi davranmakla suçlandı. Bir Peştun olan Hikmetyar'ın Rabbani'yle bu dönemde ayrışmaya başladığı belirtilir.
1973'te Afganistan'da Davud Han'ın darbeyle kraliyete son verip cumhuriyet ilan etmesi ve iktidara gelmesi üzerine, muhalif olarak görülen Rabbani hakkında Mart 1974'te tutuklama kararı çıkarıldı.
Rabbani, o dönem ders verdiği Kabil Üniversitesi'ne gelen kolluk kuvvetlerinden, öğrencilerinin ve Cemiyet-i İslami üyelerinin yardımıyla kurtulmayı başardı.
Rabbani ülkenin kırsal kesiminde gizlendiği bu dönemde Davud Han'ı devirmek üzere İslami bir ayaklanma tertip etme sürecine girişti. Bu girişimde en büyük yardımcısı, birkaç yıl önce Rabbani'nin Cemiyet-i İslami'sine katılan bir başka Tacik isim, Ahmed Şah Mesud'du (1953-2001). Şah Mesud özellikle askeri yönden Rabbani'nin grubuna katkı sağlayacaktı.
Ayaklanma girişimi
1975'te ülkenin çeşitli kesimlerinde Rabbani ve Mesud, Pakistan'ın desteğiyle isyan girişiminde bulundular ama başarısız oldular. Rabbani bu ayaklanmaya dair şunları söylemektedir:
"Davud Han'ın Komünist değil Müslüman olduğu ama Komünistlerce etrafının çevrili olduğu kanaatindeydik. Öldürmek üzere 80 Komünist yetkilinin ismini listeledik. Fakat isyanımız başarısız oldu."
Bu süreçte Afganistan'ın birçok bölgesinde farklı ayaklanmalar patlak vermeye başlamıştı. Temel sebep, Sovyet destekli sol yönetimin İslami uygulamaları ve gelenekleri yasaklama girişimi ve İslami medreselere yaptığı baskılardı. Özellikle kırsal kesimde silahlanma ve ayaklanma süreçleri hız kazandı.
Sovyetlere karşı savaş
İsyanın ardından kırsalda saklanmayı sürdüren Rabbani 1978'deki Komünist darbe ve 1979'da Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine halkta oluşan direniş eğiliminden de istifadeyle Cemiyet-i İslami'yi daha geniş bir askeri organizasyona dönüştürdü.
Tacik ağırlıklı olan bu grup Afganistan Savaşı'nın en ünlü gruplarından biri olacak, yabancı savaşçılarla da yakın temaslar kuracaktı.
Özellikle bu yıllarda Abdullah Azzam gibi önde gelen Arap cihat yanlıları, Rabbani ile sıkı bir temas içerisindeydi. Rabbani'nin grubu, Hikmetyar'ın Hizb-i İslami'si ile beraber, savaşın en popüler iki grubu halini aldı. Bu grupların dış bağlantıları daha sıkıydı, medyaya daha sık konuşuyorlardı ve dünya ile iletişimlerini daha ön plana çıkarmışlardı.
Ülkenin güney ve batı kesimlerinde de Sovyetlere karşı savaş sürse de, bu bölgelerin merkeze uzaklığı gibi sebepler, buradaki şiddetli çatışmaları gözlerden uzakta tuttu.
Rabbani bu süreçte ABD ve Batı ile de iletişim halinde kaldı.
Rabbani Oval Ofis'te ABD Başkanı Ronald W. Reagan ile görüşüyor, Haziran 1986
Cemiyet-i İslami'nin komutanlarından Ahmed Şah Mesud ise 1983-1984'te daha bağımsız bir girişimle, Şura-i Nazar isminde kendi grubunu kurdu. Bununla beraber Cemiyet-i İslami'yle koordineli çalışmaya devam etti. Yine de bu kopuş askeri açıdan Cemiyet-i İslami'nin önemini azalttı.
Sovyetlerin çekilmesi ve iç savaş
Sovyetler Birliği'ne ve onun desteklediği Kabil'deki Komünist rejime karşı savaş sürerken Cemiyet-i İslami ile Hikmetyar'ın Hizb-i İslami arasında Tacik-Peştu etnik rekabeti endeksli sürtüşmeler yaşandı ve bu durum gittikçe büyüdü.
1989 yılında Sovyetler Birliği yenilerek ülkeden çekildi ve geride kalan komünist rejime karşı bir iç savaş başladı. Bu süreçte, büyük ve merkezi düşmanın sahneden çekilmesinin farklı yansımaları olacaktı. Sovyetlere karşı savaş paydasına birleşen gruplar arası ihtilaflar, 1979-1989 sürecinde daha önemsiz kalıyordu ve gruplar beraber hareket ediyorlardı. Ancak bu ihtilaflari ortak düşmanın zayıflaması ve ortadan kalkmasıyla daha fazla gün yüzüne çıktı ve çatışmalara yol açtı.
1992 yılında komünist rejim çöktüğünde, Afganistan sahnesinde 7 büyük silahlı grup bulunuyordu.
Bunlardan siyasal İslami ekole sahip olanlar;
- Cemiyet-i İslami
- Hizb-i İslami (Gulbeddin)
- Hizb-i İslami (Halis)
- İttihad-ı İslami gruplarıydı.
Geleneksel Afgan gruplar,
- Cephe-i Necat-i Milli
- Mahaz-ı Milli gruplarıydı.
Son grup ise Hareket-i İnkılab-ı İslami grubuydu ki bu grup, geleneksel İslami ekole bağlıydı ve Diyobend medrese geleneğinden geliyorlardı.
Bu grupların ve mensuplarının önemli bir kısmı iç savaş sırasında silah bırakırken, iç savaş süreci aktif olarak Cemiyet-i İslami, Hizb-i İslami, İttihad-ı İslami, Cünbiş-i Milli gibi gruplar arasında geçecekti. İç savaşta özellikle şu isimler ön plana çıktı:
- Burhaneddin Rabbani
- Gulbeddin Hikmetyar
- Ahmed Şah Mesud
- Abdurrasul Seyyaf
- Abdurreşid Dostum
- Ali Mezari
- Seyyid Ali Beheşti
- İsmail Han
Değişen ittifaklar ve güç mücadeleleri sırasında Afganistan ve özellikle başkent Kabil büyük zarar gördü. Bilhassa Hikmetyar-Rabbani-Şah Mesud-Dostum-Seyyaf birlikleri arasındaki çatışmalar şehri büyük ölçüde harap etti. Birçok etnik katliam yaşandı.
Nisan 1992'de, Hikmetyar'ın Hizb-i İslami'sini dışarıda bırakacak bir şekilde, eski rejimde askeri yönetici olan Raşid Dostum ile anlaşan Mesud ve Rabbani'nin güçleri Kabil'i ele geçirdi.
28 Nisan 1992'de daha çok Rabbani ve Mesud'un kararıyla Sıbgatullah Müceddidi (1926-2017) geçici hükümetin başına getirildi. Rabbani ve Mesud bu dönemde Afganistan'ı Taciklerin yöneteceği bir hükümet kurma çalışmasına girdi. Onları etnik milliyetçilikle suçlayan Hikmetyar'ın güçleri Mayıs 1992'de Kabil'i ele geçirmeye yönelik bir saldırı başlattı. 1996'ya kadar bu gruplar arasında süren savaşta Kabil yerle bir olurken on binlerce sivil hayatını kaybetti.
Cumhurbaşkanlığı
28 Haziran 1992'de Burhaneddin Rabbani Afganistan cumhurbaşkanı ilan edildi. Ahmed Şah Mesud bu kararı desteklerken ülkedeki çoğu grup Rabbani'yi cumhurbaşkanı olarak tanımadı ve etkisi büyük ölçüde Kabil şehriyle sınırlı kaldı.
Mart 1993'te Rabbani ve Hikmetyar arasında anlaşma ihtimali doğdu gibi gözükse de Ocak 1994'te gruplar arası çatışmalar öncekinden de şiddetli biçimde yeniden başladı.
Bu dönemde ülkenin çoğunda kontrolü bulunmayan Rabbani, Tacik milliyetçiliği yapmak ve cumhurbaşkanlığı makamı için ülkeyi ateşe atmakla suçlandı. 1989-2001 arasındaki iç savaş sürecinin en önde gelen lideri niteliğindeydi.
Kuzey İttifakı
Birbirleriyle çarpışan grupların oluşturduğu kaos ortamına tepki olarak doğan Taliban'ın 27 Eylül 1996'da Kabil'i ele geçirmesi üzerine Rabbani şehri terk ederek, Taliban'a karşı Kuzey İttifakı'nın oluşturulmasına katıldı.
1996-2001 sürecinde Taliban'a karşı savaşta Ahmed Şah Mesud Kuzey İttifakı'nın askeri, Rabbani ise siyasi lideriydi. İttifak ABD, Rusya, Fransa, Hindistan, Tacikistan, Rusya, İran, Türkiye gibi taraflarca yoğun olarak desteklendi. Rabbani de Taliban'a karşı destek bulmak amacıyla birçok tarafla görüşmeler gerçekleştirdi.
ABD heyeti, Taliban'a karşı destek verme amacıyla Kuzey İttifakı'nı ziyaret ediyor. Heyette ABD Güvenlik Danışmanı Bruce Ridel, Dışışleri Bakanlığı Güney Asya'dan Sorumlu Yardımcısı Karl Inderfurth, ABD BM Büyükelçisi Bill Richardson bulunuyordu. İttifak heyetinde Rabbani, Raşid Dostum, Şii Hizbi Vahdet liderlerinden Kerim Halili ve Şah Mesud'un bir temsilcisi bulunuyor. 18 Nisan 1998, Cevzcan, Şibirgan
ABD işgali sürecine desteği
Rabbani'nin liderlik yaptığı Kuzey İttifakı birlikleri, Afganistan'ın ABD tarafından işgali sürecinde kara gücü olarak görev yaptı.
7 Ekim 2001'de NATO'nun ABD öncülüğünde Afganistan'a yönelik saldırı ve işgaline destek veren Rabbani, ABD tarafından Afganistan'ın geçici cumhurbaşkanı olarak atandı.
Geçici Cumhurbaşkanı Rabbani görevi Karzai'ye devrediyor. 22 Aralık 2001, Kabil
Rabbani 13 Kasım 2001'de geçtiği cumhurbaşkanlığı makamını 22 Aralık 2001'de Hamid Karzai'ye devretti. Bunun ardından da ABD'nin kurduğu işgal hükümetinin en üst düzey isimlerinden biri oldu ve işgal sürecine desteğini sürdürdü.
Suikast sonucu ölümü
Rabbani bu tarihten itibaren Kabil'de ABD elçiliğine yakın bir villada hayatını sürdürdü.
20 Eylül 2011'de Kabil'deki villasını ziyaret eden ve Taliban mensubu olduğu ifade edilen iki kişinin, sarıklarına sakladıkları bombaları infilak ettirmesi sonucu Rabbani 71 yaşında hayatını kaybetti. Saldırıyı hiçbir grup üstlenmedi.
Saldırıda Kabil yönetiminin 4 yetkilisi de öldü. Rabbani Kabil'deki Vezir Ekber Han mezarlığına gömüldü. Ölümü sonrasında Kabil Eğitim Üniversitesi'ne ismi verildi. Birçok öğrencinin, Rabbani'nin iç savaş sürecindeki rolü sebebiyle tepki gösterdiği bu isim, Rabbani'nin ölümünün 10'uncu yıl dönümü olan 20 Eylül 2021 günü, Afganistan İslam Emirliği yönetimi tarafından kaldırılarak üniversitenin ismi aslına çevrildi.
Ölümü sonrasında Cemiyet-i İslami'nin başına, oğlu Selahaddin Rabbani getirildi. Kurduğu Cemiyet-i İslami ilerleyen yıllarda büyük ölçüde parçalanarak eski etkisini yitirdi.
Kaynak: Mepa News