Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'le beraber 6. İstanbul Arabuluculuk Konferansı'na katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye, devlet prensibi olarak 'Yurtta sulh cihanda sulh' kavramını benimsemiş bir devlettir. Bu, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ortaya koyduğu bir düstur olarak bugün de korunmaktadır. Türkiye'nin son derece yoğun bir çatışma ve ihtilaf bölgesinde bulunması, merkez üssü durumunda bulunması bu açıdan önem taşımaktadır. Bu bakımdan çok sayıda bölgesel eş güdüm inisiyatifi içerisinde biz de arabuluculuk ve kolaylaştırma çabalarımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, "Çok sayıda dönüşüm, sistemik bir takım sorunlara ve istikrarsızlıklara yol açıyor. İhtilaf çözüm ortamı da bu değişikliklerden büyük ölçüde etkileniyor. Soğuk savaş sonrası yaşadığımız olumlu atmosfer, ne yazık ki ihtilafların artması sebebiyle şu anda inişe geçmiş durumda. Dünya nüfusunun üçte biri, yaklaşık 2 milyar kişi ihtilaflardan etkilenen ülkelerde yaşamaya devam ediyor. Şiddetli ihtilaflar artık devletler arasında geleneksel savaşlar şeklinde ortaya çıkmıyor. Devlet dışı gruplar, teröristler ve suç örgütleri genellikle bu ihtilaflarda, çatışmalarda rol oynuyor. Bu günün çatışmaları artık daha uluslararası bir yapıya sahip. Diğer taraftan ihtilafı yaratan kaynaklarda da büyük bir değişim var. Terörizm, radikalleşme, iklim değişikliği, yoksulluk, aşırıcılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve antisemitizm gibi yeni birtakım akımların getirdiği sınamalarla da karşı karşıyayız" dedi. Bakan Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye, İİT çerçevesinde arabuluculuk kapasitesini geliştirme çabalarını yürütüyor"
"10 yıl önce Finlandiya ve Birleşmiş Milletlerle (BM) 'Barış İçin Arabuluculuk' inisiyatifini başlattı. Bugün farklı kıtaları, bölgeleri ve büyük uluslararası örgütleri temsil eden BM Arabuluculuk Dostlar Grubu 59 üyeden oluşuyor. Geçen 10 yıl içerisinde grup son derece önemli katkılarda bulundu. Bunlar arasında BM Genel Kurulu'nda arabuluculuk sahasında alınan kararlar ve BM Etkin Arabuluculuk Esasları benimseniyor. Geçen ay içerisinde New York'ta grubun 10. yıl Bakanlar Toplantısı'na ev sahipliği yapıldı. BM dışında AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çerçevesinde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye, İİT çerçevesinde arabuluculuk kapasitesini geliştirme çabalarını yürütüyor. Burada AGİT çerçevesinde de bir Arabuluculuk Dostlar Grubu oluşturmuş bulunuyoruz. Türkiye aynı zamanda İİT çerçevesinde bir arabuluculuk eğitim programını da hayata geçirdi."
"İhtilafların çözümü konusunda iç görünün ne kadar önemli olduğunu görüyoruz"
Çavuşoğlu, "Büyük veri ve yapay zeka özellikle ihtilaf çözümü ve uyuşmazlıkların çözümü sahasında da önem kazanmaya devam ediyor. 1850'de o dönemin İngiltere Başbakanı ilk telgrafı gördüğünde 'Bu diplomasinin sonudur.' ifadesinde bulunmuştu. Bunu aslında bugün makinelerin öğrenme çağı içinde söylemek mümkün fakat diplomasiye duyduğumuz ihtiyaç devam ediyor. Bu sebeple de diplomatların teknolojiye ayak uydurması büyük önem taşıyor. Bu sebeple ağustos ayında 11. Büyükelçiler Konferansı'nda dijital diplomasi inisiyatifini açıkladım. Bu inisiyatif çerçevesinde diplomatların dijital okuryazarlığını geliştirmeyi hedefliyoruz ve aynı zamanda kurumsal kapasiteyi geliştirmek üzere adımlar atmayı hedefliyoruz. Yılın başlarında BM'nin Dijital Teknolojiler Arabuluculuk Araç Kutusu'nu açıkladı. Bu teknolojinin taraflar arasındaki iletişimi nasıl artıracağını ve kapsayıcılığa nasıl katkıda bulunacağını ortaya koymaktadır. Gelişen teknoloji çağında arabuluculuk yine de insan yoğun bir faaliyet olmaya devam etmektedir. Bu sebeple ihtilafların çözümü konusunda deneyimin ve iç görünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz" şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, "Barış için diplomasi atağı, BM çalışmaları çerçevesinde arabuluculuk ve önleme çabalarının etkisini artırmıştır. Bu küresel barış ve istikrara yapılan büyük bir katkıdır" dedi.
Guterres: İdlib'deki konu dolayısıyla endişe duymaya devam ediyoruz
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ise "Suriye'deki trajedi 8. yılına girerken siviller en yüksek bedeli ödemeye devam ediyor. Dün gerçekleştirilen anayasa toplantısı çok önemli bir kilometre taşıydı. Bu toplantı gönüllü şekilde doğdukları toplara dönmelerini kolaylaştıracak. İdlib'deki konu dolayısıyla endişe duymaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
"Türkiye, arabulucuk çabalarının önderliğini yapıyor"
Bakan Çavuşoğlu, Azeri bir gazetecinin Dağlık Karabağ konusunda düşüncelerinin sorulması üzerine, "Dağlık Karabağ meselesini ve Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklar meselesini diplomasi yoluyla ve BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları çerçevesinde çözülmesinden yanayız ve bunun çözülmesi için bu sene daha da fazla gayret sarf edeceğiz" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, konferansla ilgili olarak ise, "Türkiye arabuluculuk çabalarının önderliğini yapıyor. Bu çalışmalarını BM, OIC ile birlikte yürütüyor" dedi.