İki bakan, resmi görüşmelerinin ardından basın toplantısı gerçekleştirdiler ve ikili konuların yanı sıra bölgesel ve uluslararası sorunlara ilişkin görüşlerini açıkladılar.
Çavuşoğlu ve Baerbock, yaklaşık bir saat süren basın toplantısında yaptıkları açıklamalarla, ikili siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve Rusya’nın işgal girişimine karşın Ukrayna’nın desteklenmesi konularında görüş birliği içinde olduklarını ortaya koydular. Alman Bakan, özellikle tahıl anlaşmasının sağlanmasında oynadığı rolden dolayı Türkiye’ye teşekkür ederken, “Türkiye’nin sağladığı büyük bir başarıdır. Sizin hükümetinizin sağladığı başarı sayesinde birçok insan açlık tehlikesinden kurtulacağı için saygı duyuyoruz,” ifadesini kullandı.
Ancak basın toplantısında iki bakanın yaptığı “açık sözlü” değerlendirmeler, görüş ayrılığında olunan konuların daha fazla olduğunu ortaya koydu. Bu konular arasında şu başlıklar öne çıktı:
Almanya: Kavala kararını uygulayın
Alman Dışişleri Bakanı, açılış konuşmasında bundan 70. yıl önce kurulan Avrupa Konseyi’nin tüm üye ülkelerde haksızlığa uğrayan bireylerin haklarının güvence altına alınmasını temel aldığını anımsatarak, “Benim Dışişleri Bakanı olarak görevim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını sağlamak. Osman Kavala’nın özgür bırakılması da buna dahil,” açıklamasını yaptı.
Baerbock, “Zor dönemlerde bu konuları ifade etmek kolay değil ama zor da olsa bunları dinlememiz gerekiyor,” dedi. Çavuşoğlu, Baerbock’un sözlerine, kendisine sorulan farklı bir soruya yanıt verirken karşılık verdi.
Almanya, Yunanistan ve Fransa’nın da aralarında olduğu birçok Avrupa ülkesinin AİHM kararlarını uygulamadığını kaydeden Çavuşoğlu, “Eğer Sayın Bakan, Yunanistan’da basın toplantısında, Batı Trakya Türkleri’nin haklarını içeren AİHM kararını 14 senedir uygulamadığını hatırlatsaydı kendisine daha fazla saygı duyardım,” dedi.
Çavuşoğlu, Almanya’nın da 2016’da alınan AİHM kararını uygulamadığını kaydederek, “Sayın Baerbock, ‘benim ülkem Almanya da AİHM kararlarını uygulamıyor 6 senedir’ dese kendisinin görüşlerine daha fazla saygı duyardım,” dedi. Kavala konusunun Türkiye’ye karşı siyasi bir amaçla kullanıldığını belirten Çavuşoğlu, “Niye sürekli Osman Kavala konusunu gündeme getiriyorsunuz? Çünkü Osman Kavala’yı Türkiye aleyhine kullanıyorsunuz, fonluyorsunuz. Gezi olaylarında ne kadar fonlandığını biliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı, Almanya’nın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde Türkiye’ye karşı ihlal prosedürünün başlatılması süreciyle ilgili oylamalar olurken bütün ülkeleri arayıp Türkiye aleyhine karar çıkarmaya çalıştığını da iddia etti.
Türkiye, Almanya'dan dengeli tutum bekliyor
Alman Bakan, İstanbul’a gelmeden önce ziyaret ettiği Atina’da son dönemde artan Türk-Yunan geriliminin diyalogla düşürülmesi tavsiyesinde bulunmuş ve Yunan adalarının egemenliği konusunda Türkiye’nin söylemine katılmadığı mesajını vermişti. Baerbock, bu gerilimin, NATO ittifakını bölmek isteyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den başka kimsenin işine yaramayacağı uyarısında da bulunmuştu.
İstanbul’da da bu mesajlarını tekrarlayan Baerbock, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın sınırlarının AB’nin dış sınırı olduğunu söyledi ve “Ortak sınırımız olması önemli bir konu. Doğu Akdeniz konusundaki sorunları tırmandırarak çözemeyiz, bu sorun bu şekilde orta ve uzun vadede çözülemez,” diye konuştu.
Çavuşoğlu ise bir önceki Alman hükümetinin Şansölyesi Angela Merkel’in Türkiye ve Yunanistan arasında dürüst bir arabulucu olarak dengeli ve tutarlı bir politika izlediğini ancak bu dengenin yeni yönetimle birlikte kaybolduğunu kaydetti.
Bakan, “İhtilaflı konularda Yunanistan’ın propagandasına inanıp taraf tutmak hatalı (...) Bizim beklentimiz haksıza haksız demeniz. AB üyesi olmak her türlü hatada, ‘Kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla ne olursa olsun biz Yunanistan’ı destekleriz’ olmamalı, derken Almanya’dan beklentinin dengeli bir politika izlemesi olduğunu söyledi.
Almanya Suriye'de operasyona karşı
İki bakanın görüş ayrılığı yaşadığı bir başka konu da Türkiye’nin sinyallerini verdiği Suriye’nin kuzeyine yeni askeri operasyon oldu. Baerbock, Suriye’de yeni bir operasyonun sivillere daha fazla acı vereceğini kaydederken, “Operasyonun yaratacağı istikrarsızlık sadece DAEŞ gibi örgütlere yarayacaktır” uyarısında bulundu.
Alman Bakan, Türkiye’nin terör tehdidi yaşayan bir ülke olduğunu ve güvenlik kaygılarını anladıklarını kaydederken, Almanya’nın kendi topraklarında PKK’nın faaliyetlerine karşı hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde takip ettiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu ise başta Almanya olarak müttefiklerin terörle mücadele konusunda Türkiye’ye destek vermediklerini, bu terör örgüt örgütlerine kucak açtıkları eleştirisini kaydetti. Son dönemde YPG’nin kuzey Suriye’den saldırılarını artırdığını, iki senede 25 Türk askerinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Dışişleri Bakanı, “Bu işin DAEŞ’le falan bir ilgisi yok. DAEŞ ile mücadele etmek istiyorsanız aynı Türkiye gibi sahaya iner savaşırsınız. YPG’nin DAEŞ ile mücadele ettiği falan yok. Bunu siz de gayet iyi biliyorsunuz,” dedi.
Çavuşoğlu, müttefiklerin Türkiye’nin kaygılarını anlamanın ötesinde somut destek vermesi gerektiğini belirtirken, başta Almanya olmak üzere hala bazı ülkelerin Türkiye’ye silah ambargosu uygulamasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Baerbock da bir soru üzerine insan hakları ihlallerini yol açacak durumlarda savunma sanayi ürünlerinin ihracında kısıtlama uygulandığını belirtirken, bu ilkenin Türkiye için de uygulandığı mesajını verdi.
Tahran'da Erdoğan-Putin-Reisi fotoğrafı
Basın toplantısında gündeme gelen bir başka konu da Türkiye, İran ve Rusya liderlerinin Tahran’da yaptıkları Astana Süreci toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin verdiği poz oldu.
Baerbock, geçen günlerde yaptığı bir açıklamada bu fotoğrafı “meydan okuma” olarak yorumlamıştı.
Bir soru üzerine, Erdoğan’ın Putin ile görüşmesinin normal olduğunu kaydeden Baerbock, asıl dikkat çekmek istediğinin o üçlü fotoğrafın propaganda malzemesi olarak kullanılması olduğu yanıtını verdi.
Baerbock, “Görüntünün ne kadar güçlü olduğunu görüyoruz. Bu savaş sadece sahada sürmüyor aynı zamanda sosyal medyada proğaganda olarak da sürüyor. Bunun gücünü küçümsememeliyiz,” dedi.
Çavuşoğlu da Baerbock’un o fotoğraf yaptığı yorumu yadırgadığını kaydederken, “Burada Putin ile görüşmeyle ilgili olarak tahıl ihracı anlaşmasının sağlanması vurgusunun yapılmasını beklerdim. Diyalog olmadan nasıl halledeceksiniz?” diye sordu. Bakan, Astana Süreci’nin 11 yıldır süren Suriye sorununda işleyen tek mekanizma olduğunu, bunun sayesinde Anayasa Komitesi’nin kurulup çalışmaya başladığını anımsattı.
Çavuşoğlu, her ülkenin ifade özgürlüğüne sahip olduğunu ancak bunu yaparken diplomatik nezaket çerçevesinde yapmasının önemli olduğunu da kaydetti.
Kaynak: BBC Türkçe