Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Alman Yeşiller Partisi'nin Eş Başkanı ve partisinin seçimlerde liste başı adayı Cem Özdemir, DW Genel Yayın Yönetmeni Ines Pohl ve yardımcı moderatör Jafaar Abdul Karim'in sorularını yanıtladı.
Otuz dakikalık programda Pohl ve Abdul Karim'in Türkiye'ye ilişkin sorularına da yanıt veren Özdemir, AK Parti hükümetinin uygulamalarını ve Alman hükümetinin Türkiye'ye karşı tutumunu eleştirdi. Erdoğan'ın Almanya'daki Türk kökenli organizasyonları etki alanına almaya çalıştığını savunan Özdemir, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye karşı çok yumuşak davrandığı eleştirisini getirdi.
'MERKEL SÜREKLİLİK SAĞLAYAMADI'
"Siz hükümette olsaydınız nasıl davranırdınız?" sorusuna yanıt verirken "geçmişte daha akıllıca davranılabileceği ve Merkel'in 2005 yılında Sosyal Demokrat — Yeşiller koalisyonundan hükümeti devraldıktan sonra Türkiye politikasında devamlılık sağlayamadığını" söyleyen Cem Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zamanlar Türkiye ile üyelik müzakerelerini yürütüyorduk, ama o çok farklı bir Türkiye idi. Reform hedefinde bir Türkiye idi. Hristiyanlara daha fazla haklar vermişlerdi, Kürt sorununu tartışıyorlardı, Ermeni sorunu gibi zor bir sorununu parlamentoda tartışılabiliyordu. Kadın hakları güçlenmişti, o zamanlar Türkiye doğru bir yolda ilerliyordu. Ancak Başbakan o zaman tam üyelik yerine 'imtiyazlı ortaklık' dedi…"
Programda "Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu durumdan Almanya Başbakanı mı sorumlu?" sorusuna ise Özdemir, "Hayır. Bu çok karmaşık. Böyle söylemek entellektüel olarak düşük kapasitede bir değerlendirme olur. Ancak şunu söyleyebiliriz: Türkiye'de reform yanlılarının güçlenmemesine katkıda bulundu. Bu büyük bir hataydı" şeklinde konuştu.
'MERKEL MÜLTECİ KRİZİ OLUNCA TÜRKİYE'Yİ HATIRLADI'
Merkel'in Türkiye'yi mülteci krizi patlak verince ve Türkiye'ye ihtiyacı olunca tekrar hatırladığını ifade eden Özdemir, "İki günde bir soluğu Türkiye'de aldı, bu da doğal olarak Erdoğan'a 'Almanların bana ihtiyacı var, Alman Başbakanı bana bağımlı, ben dünyayı yönetiyorum, herşeyi bana sormak zorundalar' hissini verdi. Bence bu büyük bir hataydı" dedi.
"Türkiye'de herşeyin hükümetin görüşüne göre şekillendirilmesinin yeterince kötü olduğunu" ifade eden Özdemir, "Erdoğan'ın kolu buraya da uzanıyor. Mesela Türk camilerindeki imamların muhalifler hakkında casusluk faaliyeti için kullanılması örneğini ele alalım. Ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Bütün kanıtlar yok edilene kadar beklendi. Bizde böyle bir durum olmazdı" diye sözlerini sürdürdü.
'NATO TÜRKİYE'YE YANIT VERMELİ'
Türkiye'nin AB sürecine de değinen Özdemir, "Bugün siz karar verici konumda olsaydınız, Türkiye ile ortaklık konusunda ne yapardınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Üyelik müzakerelerini olduğu yerde bırakırdım, buzdolabının en dibine. Ve Türkiye ilan ettiği gibi idam cezasını geri getirirse o zaman bitirirdim. O zaman tamamen kopardı. O zaman Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ni terk etmesi gerekirdi. Konya'daki NATO üssü sorununda olduğu gibi Türkiye şu anda milletvekillerimizin bu üssü ziyaretine izin vermiyor. Alman ordusu bir parlamento ordusudur. Bu da şu anlama geliyor: Alman milletvekilleri, askerlerin konuşlandırıldığı yerlerde durumlarını kontrol etmek için her zaman ziyaret edebilir. Erdoğan buna karşı çıkmaya devam ederse o zaman Brüksel'den bir cevap verilmeli, NATO'dan cevap verilmeli. Bu bir NATO misyonu. Ancak bence NATO Genel Sekreteri'nin pozisyonu yanlış. NATO Genel Sekreteri bu sanki Merkel ile Erdoğan'ın arasındaki bir sorunmuş gibi davranıyor, oysa bu bir Erdoğan problemi. Erdoğan NATO normlarına uygun davranmıyor. Birahanede kavga çıkarmak isteyen bir eşkıya gibi davranıyor. NATO'da kurallar var. NATO bir değerler topluluğu. Erdoğan'ın bu değerlerle ilgili bir problemi varsa o zaman NATO'nun Konya misyonunu sonlandırması gerekir."
'ERDOĞAN'A NET MESAJ VERİLMELİ'
Almanya'nın da Türkiye'ye NATO çerçevesinde bir tepki vermesi gerektiğini belirten Özdemir, NATO Genel Sekreteri'nin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini savundu
Cem Özdemir, Merkel'in Türkiye'ye karşı sert davranmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Almanya olarak da tepki vermeliyiz. Ancak göz yummayacağımız konusunda net bir mesaj vermeliyiz. Erdoğan buradaki Türk organizasyonları kendi etki alanına almaya ve çok para akıtarak kendi görüşüne göre tek tipleştirmesine çalışıyor. Biz burada konuşurken Almanya'daki camilerin yönetimleri tek tek değiştiriliyor. Almanca bilen, Hristiyanlarla, Yahudi hahamlarla, Alman komşularıyla etkileşimde olan ve entegrasyon yanlıları geri çekiliyor ve yerlerine Ankara'dan emir alan kişiler getiriliyor. Bu olmaz. Bu konuda net bir mesaj verilmeli. Bayan Merkel bu konuda çok yumuşak davranıyor."