Geçtiğimiz gece ABD'li ve Rus diplomatlar Suriye ile ilgili ateşkes anlaşmasını tamamladılar. Anlaşmaya ilişkin genel hükümler şöyle:
-Ateşkes Pazartesi günü günbatımıyla başlayacak.
-Muhalefeti hedef alan rejim hava saldırıları olmayacak.
-Toprak kazanma amacıyla yapılan askeri hareketler durdurulacak.
-Kastello yolu askerden arındırılmış bölge olacak.
-İnsani yardımlar acilen başlayacak.
-7 günlük ateşkes sürecinin ardından, Rusya ve ABD koordinasyon içerisinde Şam'ın Fethi Cephesi (eski adıyla Nusret Cephesi) ve IŞİD hedeflerine hava saldırıları düzenleyecek.
-Muhalif gruplardan kendileriyle Şam'ın Fethi Cephesi arasına mesafe koymaları istenecek.
-Anlaşmanın süreceği 7 gün içerisinde kimin anlaşmaya uyduğu kimin uymadığı belirlenecek.
Şimdi de detayların belli olması için 3 noktayı izah edelim.
1-ABD ve Rusya İçin Mükemmel, Acı Çeken Suriyeliler İçin Korkunç Bir Anlaşma
ABD ve Rusya utanmaz bir şekilde Suriye halkından, yalnızca insani yardım için yarım milyon insanın kanını satmasını bekliyor. Sivil bölgeleri gelişigüzel bombalamak bir savaş suçu, öyleyse Suriye halkı bu gelişmeyi niçin bir devrim olarak görsün? Anlaşmanın Halep'teki kuşatmayı kaldıracağı gibi ilginç bir inanış var. Anlaşma sadece insanı yardımın ulaştırılmasından bahsediyor fakat kuşatmanın sona ereceğinden söz etmiyor. Aslına bakılırsa kuşatma devam edecek. Mazot gibi daha gerekli şeylerin şehre girmesine müsaade edilmeyecek ve şehrin dışına yaralı sivil akışına da izin verilmeyecek.
Bunun anlamı, Halep'te kuşatma altına alınan 350 bin kişinin mevcut hali sürecek. Ve anlaşmaya göre muhalif grupların onları özgürleştirmeye çalışmasına da izin verilmeyecek. Anlaşma açıkça, toprak kazanmak için yapılacak askeri harekâtların kesilmesini gerektiğini belirtiyor. Yani, Halep'te rejime ait olan bölgeler rejime ait olmaya devam edecek.
Bir taraftan tek bir mermi bile ateşlememesini isteyen, diğer tarafa ise ateş açıp açmama hususunda serbestlik tanıyan bir anlaşma ateşkes anlaşması olamaz.
2-ABD-Rusya'nın Muhaliflerden Toprak Alma Denemesi
Bir haftalık sakinliğin ardından, ABD ve Rusya, IŞİD ve Şam'ın Fethi Cephesi'ni hedef alan saldırılara başlayacak. Öncelikle, Şam'ın Fethi Cephesi ve IŞİD'i ayırmamız gerekiyor. IŞİD'in kontrol ettiği topraklar kendilerine has ve bu bölgelerde başka bir grup bulunmuyor. Fakat Şam'ın Fethi Cephesi'nin yalnızca kendi hâkimiyetinde bulunan bir toprak parçası bulunmuyor. Bulundukları Kuzey Suriye'de çoğu bölgede Şam'ın Fethi Cephesi'nin varlığı diğer gruplar ile birlikte devam ediyor. "Russia Today" gibi rejim yanlısı medya kuruluşları sürekli olarak Doğu Halep'i Şam'ın Fethi Cephesi'nin kontrol ettiği fikrini yaymaya çalışıyor. Fakat Şam'ın Fethi Cephesi'nin Halep'teki varlığı çok az, bölgenin çoğu Özgür Suriye Ordusu grupları tarafından kontrol ediliyor. Böylece ABD ve Rusya kendi çıkarları için istedikleri bölgeleri "Şam'ın Fethi Cephesi mensuplarının bölgede olduğu" iddiasıyla bombalayabilecek. Ek olarak Şam'ın Fethi Cephesi, Beşar Esed'e karşı direnişin çok büyük bir parçasını teşkil ediyor. Bu grubun ortadan kalkması yahut gücünü kaybetmesi kuzeydeki bölgelerin rejimin eline geçmesine sebep olacaktır. Beğenelim yahut beğenmeyelim, gerçek bu şekilde.
Anlaşmada aynı zamanda Suriye'deki gruplardan "ılımlı muhalefetten teröristleri ayırmak için" Şam'ın Fethi Cephesi ile aralarına mesafe koymaları isteniyor. Peki, Suriye dışından iki aktör olan ABD ve Rusya'ya böyle bir kararı emretme hakkını kim veriyor? ABD ve Rusya çıkarları için çalışmayan herhangi biri bir terörist olarak mı nitelenecek? Şaşırtıcı bir şekilde, önemli bir Esed destekçisi olan Hizbullah, ABD'nin terör listesinde. Bu onları da Suriye topraklarında gerçekleştirilecek hava saldırılarının hedefi yapacak mı?
3-Muhalif Gruplar İçin Bir Dönüm Noktası
Bu, ABD ve Rusya'nın öldürülen yarım milyon Suriyelinin cesetlerini çiğnemek ve kendi çıkarları için Suriye devrimini çalmak için attığı en açık adım. ABD'den yardım alan gruplar kendilerini bu utanca dâhil edip mensuplarına bu anlaşmayı pazarlayacak mı, yoksa en sonunda akılları başlarına gelip Suriye'ye ABD-Rusya müdahalesinde herhangi bir yarar olmadığının farkına varacaklar mı?
On the Ground News'ten Bilal Abdülkerim’in bu analizi Mepa News okurları için tercüme edilmiştir.