Cezayir ve Fas arasında silahlanma yarışı

Cezayir ve Fas askeri gelişmiş silahlar edinme yarışında girerken iki ülkenin vatandaşları bu durumdan rahatsız.

Ali Yahi / Şarkul Evsat

Cezayir, çevresindeki saldırı tehditlerini çeşitli gelişmiş silahlar edinmeye devam etmek için bahane olarak kullanırken, Fas, askeri donanım sağlama anlaşmalarını güç dengesi ve ordunun modernizasyonu bahanelerini öne sürerek gerekçelendiriyor. Bu durum, iki ülkenin, halklarının refahı ve ilerlemesi adına girdiği rekabeti "endişe verici" bir hale getirdi.

Silahlanma ve soru işaretleri

Fas ve Cezayir'in milyonlarca dolarlık anlaşmalarla silahlanmaya devam etmesi, iki komşu ülkeyi bekleyen tehlikeler ve Libya ve Sahel'deki kırılgan güvenlik durumu ışığında Kuzey Afrika'nın geleceği hakkında bir soruyu beraberinde getiriyor. 2019 yılı, yoğun askeri rekabetin boyutunu ortaya çıkardı.

Askeri sanayi ve askeri üretim konusunda yaptığı haberlerle bilinen Mena Defense adlı web sitesine göre, Cezayir ordusu Rus Sukhoi firması ile bir takım sözleşmeler imzaladı. Anlaşma kapsamında SU-57 hayalet uçağı, Su-34 bombardıman uçağı ve Su-35 savaş uçağı serilerinden her birin 14 uçak için  sözleşme imzaladı.

Cezayir böylece Güney Akdeniz havzasında beşinci nesil hayalet savaşçıları alan ilk ülke oldu.

Aynı dönemde, Fas ordusu bir F-16 savaş filosu satın alarak, 400 TOW tanksavar füzesi, 2.400'den fazla "TOW2A" füzesi (telsiz frekansı), 28 "TOW2A" füzesi (radyo frekansı) ve 400 füze fırlatıcısı aldı. Fas ordusu bu dönemde ayrıca çok sayıda mühimmat ve F-16 savaş uçaklarına uyumlu akıllı bombaların yanı sıra 36 Apache helikopteri satın aldı.

Bölgede bir Rus-Amerikan çatışması mı var?

Cezayir ve Fas, gelişmiş silahlanma yarışına giriyor. Cezayir "bölgesel güç" mertebesine ulaşmak için Fas ise güneyde Batı Sahra'ya uzanan sınırının güvenliğini ve istikrarını korumak için bu yarışın içinde. Bununla birlikte, bir gerçek var ki, bölge bir Rus-Amerikan çatışmasına sahne oluyor. Çünkü Fas 2019 yılında Kuzey Afrika ve Orta Doğu düzeyinde Amerikan silah müşterileri listesinde yaklaşık 10.3 milyar dolar ile birinci sırada yer alıyor. Öte yandan Cezayir, Rus silah müşterileri listesinde Hindistan ve Çin'den sonra yüzde 8 ile üçüncü sırada yer alıyor. Cezayir yaptığı son silah alımı sözleşmeleri ile birlikte silahlanma oranı 277 kat artıracak. Fas’ta ise bu oran bin 460 kat olacak.

"Sebepsiz yarış"

Siyasi analist Karim Bourouma, “Cezayir, güneydeki iltihaplı Sahel devletleri ile çok uzun sınırları olması ve aynı şekilde Kaddafi'nin devrilmesinden bu yana güvenlik zafiyetinin yaşandığı doğudaki Libya ile sınırı olması sebebiyle birçok güvenlik tehdidi ile karşı karşıya. Buna ek olarak bir de ülke içindeki bazı terörist hücreler faaliyetlerine devam ediyorlar. Çeşitli silahların geniş bir şekilde bölgede yayıldığı göz önüne alınırsa, Cezayir ordusunun sofistike ekipmanlarla tamamen hazırlıklı ve uyanık olması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Cezayir’in petrol fiyatlarının yükselmesi sayesinde yüksek askeri harcamalar yapabildiğini kaydeden Bourouma, ileride petrol fiyatlarının düşmesiyle Cezayir’in ekonomik ve sosyal problemlerle karşı karşıya kalabileceğini ileri sürdü.

Bourouma, “Cezayir ile Fas arasında yaşanan "silahlanma yarışının" bir gerekçesi yok. Çünkü iki ülkenin konumu tüm bu harcamaları gerektirmiyor. Özellikle iki ülke halkının refahı için Cezayir ve Fas arasındaki güvenliği ve istikrarı artıracak şey; iş birliği alanlarının genişletilmesi ve kalkınma ilişkilerinin geliştirilmesidir. Bunların başında, askeri bir çatışmayı ihtimal dışında tutarak kapalı halde olan kara sınırlarını açmak geliyor. Fas ve Cezayir arasındaki rekabet artıyor. Bu rekabet birkaç nedenden dolayı ortadan kalkmayacak, bunların başında “halk tepkisi” geliyor.

Cezayirli yetkililer, yavaş yavaş bölgede tekrar zirveye ulaşan büyük askeri harcamalara dikkat çekiyorlar. Bu harcamalar özellikle "terörizmle mücadele" alanında yapılıyor. Fas ise silahlanma yarışına ordunun modernizasyonu ve güney komşusundan gelebilecek tehditlerle yüzleşmek çerçevesinde giriyor. Uzmanlar, iki komşunun silahlanma yarışına girmesinin tarihsel nedeni olarak Batı Sahra sorununu gösteriyorlar.

"Batı Sahra sorunu silahlanma yarışının yegane gerekçesi değil"

Cezayirli gazeteci Riyad el-Huveyli, "Cezayir sınırlarında silahlı krizler şeklinde kendini gösteren bölgesel ve uluslararası koşullara ve ardından Cezayir halkının on yıldır kanlı terörden çektiği sıkıntılara vurgu yapılmalıdır. Bu sorunlar nedeniyle Cezayir, üç eksene dayanan büyük bir silah programı yaptı. Bunlar; askeri silahlanma, ordunun teknik ve bilişsel gelişimi ve insan eğitimi.” açıklamalarında bulundu. Huveyli, Cezayir'in komşusu Fas ile silahlanma yarışına girmekten çok savunma yeteneklerini, bulunduğu yere ve bölgesel ve uluslararası konumuna uyacak şekilde geliştirmekle ilgili olduğunu ileri sürdü.

Huveyli, Fas’ın, kendisi için ölüm kalım meselesi olarak gördüğü Batı Sahra’yı işgalinden yola çıkarak silahlanma yarışını gerçek bir gerekçe olarak öne süren ülke olduğunu düşünüyor. Cezayir’in Batı Sahra meselesini, anahtarı Birleşmiş Milletlerin elinde olan bir sömürgeleştirme davası olarak gördüğünü öne süren Huveyli, “Batı Sahra çatışmasının silahlanma rekabetinin bir nedeni olduğu yaklaşımı doğru bir yaklaşımdır. Bunun yanı sıra bölgenin liderliğini ele geçirme mücadelesi de silahlanma rekabetinin bir nedenidir. Bu sebeple Cezayir özellikle güvenlik, savunma ve diplomasi alanlarında olmak üzere bölgesel bir güç olarak hareket ediyor ve uluslararası roller üstleniyor” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

İlgili Haberler

Cezayir'de 20 yıl sonra Buteflika'sız ilk seçim
Rusya ve Cezayir'den Akdeniz’de ortak tatbikat
Cezayir'de 12 eski bakan yolsuzluk nedeniyle gözaltında

Analiz Haberleri