Cumhuriyet Halk Partisi'nde aday belirleme süreci tamamlandı. Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında adaylar tanıtılıyor.
Tanıtım toplantısında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde;
"Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadeledir. Bizim mücadelemiz herkesin kucaklaşma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz kardeşçe yaşama mücadelesidir. Bizleri televizyonları başında izleyen hangi partiden olursa olsun, bütün Türkiye'deki vatandaşlarıma kucak dolu sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum.
Bugün belediye başkanı adayı arkadaşlarımızın tanıtımını yapacağız. Oyun havalarıyla başladık. Ne kadar güzel oyunlarımız, şarkılarımız, türkülerimiz, insanlarımız var. Ayrımsız yaşamak istiyoruz, kardeşçe yaşamak istiyorum. Ama bölüyorlar, ayrıştırıyorlar. Sakın ola kimse bu tuzağa düşmesin.
Bu ülkenin adalete ihtiyacı var, bu ülkenin hakka ve hukuka ihtiyacı var. Bu ülkede herkesin ekmeğe ihtiyacı var, işe ihtiyacı var. O nedenle biz bu güzel coğrafyayı cennete dönüştürmek için mücadele edeceğiz.
Bu toplantıdan sonra herkes sahaya çıkacak. Asla kırıcı bir dil kullanmadan, herkesi dinleyerek Türkiye sathına yayılacağız. İYİ Parti'yle Türkiye genelinde bir işbirliği yaptık buradan Meral Akşener'e ve İYİ Partililere selamlarımı gönderiyorum. Aynı şekilde Saadet Partili kardeşlerime ve Sayın Karamollaoğlu'na saygılarımı gönderiyorum.
Buradan 82 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Çözüm istiyorlarsa CHP'nin kadrolarına başvuracaklar. Önce soruna sağlıklı teşhis koymak zorundasınız.
Sorunu çözmek için sağlıklı planlamalar yapmanız gerekiyor. Biz yurt genelinde sorunları yeri geldiğinde anlatacağız. Hepimizin yaşadığı ortak sorun Türkiye iyi yönetilmiyor, bırakın yönetilmeyi Türkiye savruluyor. Eğer bir siyasal iktidar sorunları çözme kapasitesini kaybetmişse, o siyasal iktidar çözüm üretemez bir süre sonra şikayet makamı haline dönüşüyor. Mevcut iktidar çözüm üretemiyor, vatandaşa şikayet ediyor. Çözüm üretemiyorsan o koltuğu bırakacaksın.
17 yıldır iktidar olanların şikayet etmeye hakkı yoktur. 17 yılda istedikleri kanunu çıkartıp, istedikleri atamayı yaptılar. İstedikleri genelgeleri çıkarttılar, istediklerini değiştirdiler. Yani 17 yıldır tek başına Türkiye'yi yönetiyorlar. Bugün Türkiye'yi bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya bıraktılar. Dünyanın borcunu yaptılar yetmedi, şimdi borç bulmak için kapı kapı dolaşıyorlar. Borç bulunca da seviniyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'dan sonra Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edildi.
Borç alan emir alıyor, emir alma aşamasındalar şimdi. Londra'daki bir avuç tefeciye AK Parti iktidarı döneminde ödenen faiz 163 milyar dolar. Bu parayı sarayda oturanlar mı ödedi, bakanlar mı ödedi, Man Adası'ndakiler mi ödedi, hayır. Bu ülkenin insanları ödedi. Türkiye'yi bu noktaya sarayda oturan zat ve arkadaşları getirdiler.
Tarihten bir gerçeği önünüze koymak isterim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunda ilk işli Osmanlı'dan kalan borçları ödemek olmuştur. Türkiye siyasal olarak bağımsız olmakla birlikte ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. Amerikan başkanı tweet atıyor hemen mahkeme toplanıyor. Hani bu ülkede adalet vardı. Trump emrediyor siz bırakıyorsunuz, Merkel emrediyor siz bırakıyorsunuz. Bu ülkenin akademisyenlerini, gençlerini bırakmıyorsunuz. Türkiye'yi kurtaracak kadro Kuvay-i Milliye kadrolarıdır.
Türkiye'yi üretimden kopardılar, üretmeyen Türkiye oldu. Tarımı mahvettiler. Size bazı rakamlar vereceğim, bu rakamları söylerken için acıyor: Buğday üretiyoruz kilosunu 96 kuruştan alıyorlar ama yurtdışından 1 lira 36 kuruşa alıyorlar. Sadece buğday değil, mısırda fasulyede soyada aynı gerçek var.
Dışarıya verdiğin parayı bizim çiftçiye versen, bizim çiftçi sadece Türkiye'yi değil bütün Ortadoğu'yu besler. Geçen Sivas'ta bir konuşma yaptı: "Ne diyorlar? 'Domates, biber, patlıcan, sivri biber'. Yahu düşünün, bir merminin fiyatı nedir?" Milleti soğana muhtaç ettiler. Bu şu anlama geliyor, bir sorumlu bulamıyorlar. Bir dönem bütün sorunların sebebi CHP diyordu.
Bu ülkede 35 yıldır terörle mücadele ediliyor hiçbir Başbakan millete biberin fiyati kurşunun fiyatı demedi. Allah akıl fikir versin. Sanıyor ki millet akılsız millet de buna inanacak. Sen askeri bu kadar seviyorsan, daha bu kış iki asker donarak öldü sen bunlara kılık kıyafet buldun mu? Eğer sen kendi kötü yönetiminin faturasını askere çıkarmaya çalışıyorsan sen neden tank palet fabrikasını satıyorsun kardeşim. Kime satıyor Katar'a satıyor. Sonra da diyor ki bu özelleştirme değil, devleti yöneten kişi halkına yalan söylüyorsa ve söylemeye devam ediyorsa o kişinin bu millete toplu iğne ucu kadar faydası olmaz.
Bizi televizyonların başında izleyen AK Partili kardeşlerime bir soru: Dünyada kendi silah fabrikasını yabancılara peşkeş çeken bir iktidar var mı? Peşkeş çekenlere ne denir?
Mutfakta yangın var. Bu millet kendisini açlığa mahkum eden siyasi anlayışa ders vermek zorundadır. Çıkıyor bir bakan diyor ki "et yemeyin ot yiyin" E ot da pahalı. Saraydaki sanıyor ki herkes dört bin liralık çay içiyor, ejder meyvesi yiyor. Türkiye bu hale plansızlıktan geldi, kötü yönetimden geldi. Türkiye kötü yönetiliyor. Pahalılık, iflasi konkordato günlük hayatımızın bir parçası oldu.
Yandaşa köprü hastane tünel ihalelerini dolarla veriyorsun bunları hiç anlatmıyorsun marketçiyi suçluyorsun. Garanti ihalelerin hepsi dolarla ama Türk Lirasıyla iş yapan markertçi daima suçlu.
Çalışa, çalışa alın teri döke döke kazanacağız. Hakkı, hukuku, adaleti, savunarak kazanacağız. Bizim yolumuz Hakk yoludur dedim, bizim yolumuz ekmek yoludur dedim. Bizim yolumuz hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği uygar Türkiye yoludur diyorum.
İsraf halen var, yazlık sarayda israf var, kışlık sarayda israf var. Sarayda oturan kişi halkın arasına 3 bin kişilik polis ordusuyla gidiyorsa onun israftan yana problemi olmaz. İsraf itibar değil görgüsüzlüktür. Bütün inançlarda da israf haramdır.
TOKİ raporuna göre İstanbul'da 76 gökdelen yapana 240 milyar lira rant sağlanmıştır. Tüm vatandaşlara eşit davranacağız. Belediye başkanları toplumun tüm değerlerine saygılı olacak. Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vermek boynumuzun borcudur.
CHP'li belediyelerde asgari ücret 2 bin 200 liradır. Nisan'a kadar tüm farklar da ödenecek. Bizim belediyelerin olduğu yerlerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Gerekirse okul, kreş için servis sağlanacak. Yoksulun onurunu koruyarak hesabına para yatırıyoruz. Bunu Türkiye geneline yaygınlaştıracağız. Üreten belediyeciliği hayata geçireceğiz. Kooperatifler yaygınlaştırılacak.
Ulaşım ve altyapı sorunları çözülecek. Büyük kentler beton ormanlarına dönüştü. Kentleri nefes alan kentler haline getireceğiz. Bağcılar'da kişi başına düşen yeşil alan 30 santimetrekare. Sosyal adeleti sağlayan kentler, engelliler, yoksullar ve yaşlılar için yaşanbilir kentler yapacağız. İstanbul'un 39 belediyesinin 14'ünde kreş yok. Bunların hepsi AK Partili belediyeler. Bütün bu belediyeleri aldığımızda, zengin - yoksul ayrımı yapmadan bütün çocuklara kreş yapacağız. Onları besleyeceğiz, onları eğiteceğiz.
Kentte yaşamanın ayrıcalığı nedir, kentin bir kültürü, sanatı vardır. Sporu vardır onları yaşayacaksınız. Eğer belediye başkanı sizi kentin kültürüyle, sanatıyla sporuyla buluşturamazsa o belediyeni görevi nedir. İstanbul'da yaşayan ev hanımlarının yüzde 50'si boğazı görmemiş.
Doğa dostu kentler, bizim dışımızda da kentlerde canlılar var. Biz tüm yurttaşlarımızla beraber bir kentte mutlu yaşamak istiyoruz. Biz size bu sözü veriyoruz. Başaracağız, başarmak zorundayız. Bizim mücadelemiz başarı üzerine kurulan bir mücadeledir. Çocuklarımız için başarmak zorundayız, düşüncelerimizi özgürce açıklamak için başarmak zorundayız, çocuklarımızın yatağa aç girmemesi için başarmak zorundayız. Bir arada huzur içinde yaşamak zorundayız. Biz bahara özlem duyuyoruz. Biz bu ülkeye baharı getireceğiz. Belediyelerimiz bu görevi başarıyla yapacaklardır.