Amerikan The Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, uzmanlar tarafından Planet Labs isimli şirketin uydu görüntüleri üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda, Doğu Türkistan'daki "siyasi eğitim kampları"nın büyüdüğü belirlendi.
Kamplardaki inşaat çalışmalarının devam ettiği, gazete muhabirlerinin kasım ayındaki ziyaretinden bu yana Kaşgar kenti yakınlarındaki bir kampın iki kat genişlediği belirtildi.
Doğu Türkistan'daki Turfan vilayetinde yaklaşık 5 metre yüksekliğinde duvarları olan merkeze, geçen yıl hazirandan bu yana yeni binalar eklendiği öne sürüldü.
ABD'li yetkililer ve Birleşmiş Milletler uzmanları, yaklaşık 1 milyon kişinin bu siyasi eğitim kamplarında tutulduğunu ifade ediyor.
Özellikle Uygurları hedef alan Çin'in, toplama kampı programını genişlettiği savunulan haberde, Çin dışında yaşayan çok sayıda Uygur, akrabalarının ya bu kamplardayken ya da serbest bırakıldıktan sonra öldüğünü iddia etti.
"4 saat boyunca marş söylemeye zorlandık”
Daha önce bu kamplarda kalan 6 Uygur, gazeteye yaptıkları açıklamalarda, sandalyelere bağlandıklarını, sorgulandıklarını, kendilerine doğru düzgün yiyecek verilmediğini anlattı.
Soyadını vermek istemeyen 22 yaşındaki Ablikim, "Bizlere din diye bir şey olmadığını söylediler. 'Neden dine inanıyorsun ki? Tanrı diye bir şey yok' şeklinde konuştular" dedi.
Kampta bir süre kalan ve adını vermek istemeyen başka bir Uygur, kendilerine dua edemeyecekleri, yanlarında Kur'an-ı Kerim bulunduramayacaklarının söylendiğini aktararak, Ramazan ayında oruç tutmalarına da izin verilmediğini dile getirdi.
İsmini vermek istemeyen başka bir Uygur da derslerde Çin Komünist Partisi'nin belgelerinin okutulduğunu, Devlet Başkanı Şi Cinping ile ilgili videolar izletildiğini ayrıca günde neredeyse 4 saat boyunca marş söylemeye zorlandıklarını belirtti.
"Sandalyeye bağlı bir şekilde günlerce sorgulandım"
Ablikim, Kazakistan'da uluslararası ilişkiler bölümünde eğitim gördüğü sırada Turfan polisi tarafından telefonla arandığını, polisin kendisine eğer Doğu Türkistan'a dönmezse ailesinin bazı sorunlarla karşılaşabileceğini söylediğini aktardı.
Doğu Türkistan'a döner dönmez Turfan yakınlarındaki kampa götürüldüğünü dile getiren Ablikim, "Orada sandalyeye bağlı bir şekilde günlerce sorgulandım. Bana yurt dışındayken dini gruplara dahil olup olmadığımı sordular. Ben de 'Hayır' dedim" ifadelerini kullandı.
Daha sonra diğer tutukluların arasına konulduğunu belirten Ablikim, her gün sabah saat 05.00'te uyandırıldıklarını ve 45 dakika boyunca koştuklarını belirterek, daha sonra "Komünist Parti iyidir" diye bağırdıklarını anlattı.
Daha önce de gündeme gelmişti
Çinli insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur'un "yeniden eğitim" gerekçesiyle toplama kamplarında tutulduğunu ileri sürmüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi'nin (İHOP) Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan'da yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürmüştü.
Çin Dışişleri Bakanlığı ise Doğu Türkistan'da bütün etnik grupların uyum içinde yaşadığını öne sürerek, "Bu konuyla ilgili söylentiler yaymanın anlamı yok" ifadesini kullanmıştı.