Çin, aylardır sürdürdüğü katı Covid kısıtlamalarını gevşeteceğini açıkladı. Uzun süredir "Sıfır Covid" stratejisi uygulayan Çin, dünyanın geri kalanı gibi "virüsle yaşama" politikasına yöneliyor gibi görünüyor.
Hükümetin izlediği sıkı Covid kısıtlama politikaları kapsamında şimdiye kadar virüse yakalananların ailelerinden uzaklaşarak karantina merkezlerinde kalması ve gidilen tüm dış mekanlarda negatif test gösterilmesi zorunluydu.
Ülkede seyahat kısıtlamaları da uygulanıyordu.
Bugün yapılan açıklamanın ardından koronavirüse yakalananların artık evde kalarak kendini izole etmesi yeterli olacak.
Seyahat kısıtlamaları da hafifletilecek.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu Çarşamba günü yaptığı açıklamada bir dizi değişikliği duyurdu. Bu kapsamda:
- Test yapma kuralları gevşetilecek. Okullarda, hastanelerde ve bakım evlerinde PCR testleri zorunluyken toplumun geri kalanında hızlı antijen testi yapmak yeterli olacak
- Kapanma uygulamaları artık tüm şehirleri ve mahalleleri kapsamayacak ve sadece etkilenen binalarda ve mekanlarda uygulanacak
- "Yüksek risk" kategorisindeki bölgeler, yeni vaka kaydedilmediği takdirde beş günlük süre içinde karantina uygulamasından çıkabilecek
- Okul ve üniversitesi kampüsleri yeni bir salgın olmadığı takdirde açık kalabilecek
Yeni uygulamalar kapsamında ayrıca binaların yangın çıkışlarının kapatılmasına yönelik özel bir yasak getirildi.
Bu yönde karantina uygulanan binalarda insanların acil tıbbi tedaviye ve binalardan çıkış yollarına erişiminin kapatılması kesinlikle yasak olacak.
Çin'de Eylül ayında meydana gelen 6,6 büyüklüğünde bir depremde koronavirüs kısıtlamaları yüzünden evlerinden çıkamayan çok sayıda insan olduğu konusunda tartışmalar yaşanmıştı.
Diğer taraftan geçtiğimiz haftalarda Doğu Türkistan bölgesinde çıkan bir yangında 10 kişinin içinde bulundukları binanın kilitlenmiş olması nedeniyle kaçamadığı ve bu yüzden öldüğü iddialarının ardından ülkede geniş çaplı protestolar başlamıştı.
Ülkenin birçok yerinde karantina kuralları yüzünden acil tıbbi yardımda gecikmeler yaşandığına dair bilgiler de paylaşıldı.
Ülkede yaşayanlar bu yeni açıklamaların ışığında sevindiklerini ancak aniden verilen kararın toplumdaki yaşlı insanlar ve sağlık sistemi üzerinde etkilerinden endişelendiklerini söylüyor.
Bugünlerde ülkede günde 30 binden fazla koronavirüs vakası kaydediliyor.
Sosyal medyada paylaşım yapan bir kişi, "Sonunda! Artık virüse yakalanmaktan veya yakın temasta olduğum için evimden uzaklaştırılmaktan korkmam gerekmiyor" dedi.
Bir başkası ise "Bana biri neler olduğunu anlatabilir mi? Değişiklik neden bu kadar ani ve büyük oldu?" paylaşımını yaptı.
Diğer taraftan ülkedeki karantina merkezlerindeki kötü koşullar da bir süredir tartışılıyor.
İnternette paylaşılan videolar, güvenlik görevlilerinin insanları evlerinden zorla sürüklediğini gösteriyor.
Pandemide 'yeni dönem'
Çin'de Covid-19 protestoları Kasım sonunda başlamış ve giderek sıkılaşan kısıtlamalara itiraz eden eylemciler, Komunist Parti lideri ve Devlet Başkanı Şi Cinping'in istifasını talep eden sloganlar da atmıştı.
Protestolardan bu yana yetkililer bazı şehirlerde kısıtlamaları kaldırmaya başladı.
Toplum içinde koronavirüsün tehlikelerini anlatmak için kullanılan dilde de değişikliklere gidildi.
Ülkenin Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan geçen hafta Çin'in pandemide "yeni bir döneme" girdiğini ve virüsün hastalığa yol açma ihtimalinin zayıfladığına işaret etti.
Ancak uzmanlar, bu sürecin yavaş bir şekilde ilerlemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor ve 1,4 milyar nüfuslu ülkede vakalarda sıçrama yaşanabileceğini ve sağlık sisteminin zorlanabileceğini söylüyor.
Çarşamba günü yapılan açıklamada yetkililer, yaşlılar arasında aşılama programının hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
BBC'ye konuşan Hong Kong Üniversitesi'nden Profesör Ivan Hung, "Çin'in bu süreçten en az hasarla çıkması için aşılama yapılması gerekiyor. Üç doz aşı şart" dedi.
Öte yandan Çin'in sınırları hala çoğu ziyaretçiye kapalı ancak bazı analistler bu hızlı değişikliklerin ardından önümüzdeki yıl ülkenin yeniden açılabileceğini düşünüyor.
Kaynak: BBC Türkçe