Depremden en fazla etkilenen Hatay kentinin Antakya ilçesinde de, esnafın yağmalama olasılığına karşı yıkılmayan iş yerlerindeki mallarının çıkartıp, bunları başka güvenli bir yere götürmek için seferber olduğu görülüyor.
Depremde en az 33 bin kişinin can verdiği Antakya’da iş yerinin yağmalanmasından endişe duyan esnaf, mallarını daha güvenilir yerlere götürmek için harekete geçti.
Elektronik aletler satan mağaza sahibi Yüksel Uzun, mağazasındaki kalan malları kamyonetlere yüklerken şu görüşleri dile getirdi: “Dükkanım depremde harabeye döndü. Dolandırıcılar, hırsızlar burayı yağmaladı. Alabileceklerini aldılar. Biz de geride bıraktıklarıyla kaldık.”
Yağmacıların korunan ön taraftan giremediklerini ve arkadan depo alanına erişim sağladıklarını kaydeden Uzun, “Her yeri yağmaladılar. Caddenin karşısındaki market, ayakkabıcılar... Bir eczaneye zorla girdiklerini gördüm. Mallarımı şehir dışında depolayacağım.” dedi.
Gaziantep'in Islahiye ilçesinde euronews muhabirine konuşan bir başka esnaf ise "AFAD başımızın üstünde. Polis ve jandarma başımızın üstünde. Ancak sadece yağma için gelenler var. Her yer yağmacı dolu. Vahim bir durumdayız. Başka illerden sırf yağmalama amacıyla buraya geliyorlarsa...Balya balya alıp alıp memleketlerine götürüyorlar. Bu çok önemli, bunları tespit etsinler. Jandarma polis sokaktan geçene kimlik sorsun." dedi.
Depremin ilk iki günü güvenliği sağlayan asker ve polisin de sarsıntıdan derinden etkilendiği için asayişi sağlama konusunda görevlerini yapamadığını kaydeden Uzun, şu anda güvenlik açısından durumun daha iyi olduğunu kaydetti.
Bir mağazada müdürlük yapan Berkan Yoğurtçuoğlu, depremin ilk günleri ilk yardım gelmediği için süpermarketlerin yağmalanmasının normal olduğunu ifade etti. Yoğurtçuloğlu, “İlk birkaç gün herkes ihtiyacı olduğu için süpermarketleri yağmaladı. Ben de çocuklarım çocuk bezine ihtiyacı olduğu için bir süpermarketi yağmaladım" dedi.
Reuters, bu tür olayların kentte göçmen karşıtı duyguları körüklediğini belirtirken, özellikle Suriye, Afgan ve diğer göçmenleri yağmacılıkla suçlandığını yazdı.
Mehmet Dilmez isimli tekstil toptan satıcısı ise yağmacıların, çöken binanın arka taraftan girerek iş yerindeki kasadan 70 bin lira aldıklarını söyledi.
Dilmez, “Diğer dükkânımız tamamen çöktü. Etrafa saçılan mallar hemen yağmalandı. Alabildiğimizi kurtardık." ifadesini kullandı.
Bozdağ: 57 kişi yağmacılık suçlamasıyla tutuklandı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şu ana kadar 57 kişinin yağmalama suçundan tutuklandığını duyurdu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise yağmalama yapanlara vatandaşların kendilerinin müdahale etmesini ve doğrudan güvenlik güçlerine haber vermesini istedi.
Yağmacılığa müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Çelik “Güvenlik güçleri de onları zaten adli mercilere teslim edecektir. Türkiye bir hukuk devletidir. Bunun gereği yapılacaktır." diye konuştu.
Olağanüstü Hal Uygulaması (OHAL) ilan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıkarttığı kararnameyle, yağmalama olaylarına karşı gözaltı süresinin bir günden 4 güne çıkartıldığını duyurmuştu.
Yağmalama suçundan gözaltına alınan bir kişi hayatını kaybetti
Bu arada Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Hatay’da Ahmet ve Sabri Güreşçi kardeşlerin jandarma tarafından gözaltına alındığını, Ahmet Güreşçi’nin gözaltında yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Güreşçi’nin burnunda kırık, beyninde de kanamalar tespit edildi. Sabri Güreşçi hala gözaltında.
Depremlerden sonra sosyal medyada hırsızlık ve yağma görüntüleri yayılmaya başladı. Ardından hırsız ya da yağmacı denen şahısların resmi üniformalı kişilerce dövüldüğü görüntüler de ortaya çıktı.
Avukat Büyükdağ’ın anlatımına Ahmet Güreşçi, gözaltı başlangıcında muayeneye götürülmemiş. Ön otopsi raporuna göre, burnunda kırık var, beyninde de kanamalar tespit edildi. Ellerinde, ayaklarında, sırtında, kollarında, bacaklarında, göğsünde birçok darp izi var.
Avukat Büyükdağ’a göre, burnuna aldığı darbe eğer düzse beyne parçacıklar gitmiş olabilir.
Kaynak: Euronews