AFAD'ın Doğu Akdeniz'de tsunami riskinin bulunmadığını açıklamasının ardından gelen görüntüler, deniz dolgusu üzerine inşa edilen alanın çökmesinden kaynaklandı.
Depremden kısa bir süre sonra Hatay'ın güneyindeki ilçenin sahil kesimindeki yollar, meydan ve iş yerleri sular altında kaldı. Bulvardaki binalar ve iş yerleri risk nedeniyle boşaltıldı.
Sahil bandında deniz seviyesinin üzerindeki işletmeleri aşan sular, bulvarı geçip sokak ve caddelere ilerledi.
Bulvardaki siteler, banka ve iş yerleri tahliye edildi. Sahil bandındaki evler de hem deprem riski hem de suların ilerlemesi nedeniyle boşaltıldı.
İskenderun Kaymakamlığı, hasarlı evlere girilmemesi yönünde; "sahil kesiminde deniz taşması nedeniyle yaşanabilecek olumsuzluklara karşı" bölge halkını uyardı.
AFAD 6 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "Bugün Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerden sonra şu an itibarıyla Doğu Akdeniz'de kıyılarımızı etkileyecek herhangi bir tsunami tehlikesi bulunmamaktadır" ifadelerini kullanmıştı.
İskenderun'un bir bölümünü etkileyen suların bugün itibarıyla çekildiği bildirildi.
'Deniz ilerlemesi deniz dolgusunun çökmesinden kaynaklanıyor'
İskenderun'daki görüntülerin neden kaynaklandığı konusunda BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi Başkanı ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Direktörü Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, yaşanan durumun "deniz yükselmesiyle" değil bölgede denize dolgu yapılarak inşa edilen parkın çökmesiyle ilgili olduğunu söylüyor:
"İskenderun Balıkçı Barınağı'nın doğusundaki park alanı dolgu alan ve depremde dolgu alanı oturmuş. O alanda oturan zemin su seviyesine yaklaşmış. Önceki gün Dolunay olmasıyla Gel-Git yaşanması ve denizdeki fırtınanın da etkisiyle sular çöken zeminde birikmiş.
"Rıhtım/sahil kenarı denize geri akmayı önleyen bir eşik gibi davranması nedeniyle sular geri gidememiş. Yağmur suyu kanalları da çökmeden dolayı tıkalı olduğu ya da su seviyesi altında kaldığı için geri gidememiş."
"Lokal ve yaklaşık 1 kilometrekarelik bir alanı etkileyen bir olay."
'Deniz dolgusu üzerine inşa edilen her yerde, deprem olması durumunda, görülebilir'
Prof. Dr. Yalçıner, deniz dolgusu üzerine inşa edilen her yerde deprem olması durumunda benzer olayların gözlemlenebileceğini belirtiyor:
“Zemindeki topraktaki su basıncı sarsılma sırasında değişir ve zemin yumuşar, bu da zemine taşıma gücünü kaybettirir. İnşaat sırasında bu tip dolguların 3 ay süreyle dağ gibi malzemeler konularak ya da silindirlerle geçilerek dayanıklılığı sağlanır ama deprem sarsıntısı çökmelere neden olabilir.
"Bu durum aynı şekilde inşa edilen her yerde görülebilir."
İskenderun'da deniz dolgusu depremden kısa bir süre önce tartışılan bir konuydu.
Yerel basına göre Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, İskenderun ilçesinde denize dolgu yapılmasına belediye olarak karşı çıktıklarını ancak konunun "oldubittiye getirilerek dolgu alanın neredeyse 500 bin metrekareye çıktığını" söylemişti.
Kıyı dolgularının önemli bir bölümünde hafriyatların kullanılması deprem bölgelerinde ciddi bir zaafiyet yaratıyor.
Türkiye genelinde kıyı dolguları alan olarak en fazla İstanbul'da kullanılıyor.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, Denizel Çevre Anabilim Dalı'ndan Emrah Küçükakça imzalı bir incelemede İstanbul ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor:
"1999 depreminde deniz suları altında kalan dolgu alanları hâlâ hafızalardayken Yenikapı ve Maltepe sahillerinde büyük dolgular yapılması geleceğe ilişkin ciddi endişeleri artırıyor."
Kaynak: BBC Türkçe