Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, yazısına “Çivi çiviyi söker” ifadesini kullanarak başladı ve şunları yazdı:
"Önce şunu kabul edelim. Esrarın bitkisi zararlı değil, hatta çok faydalı bir bitki. Bıçakla adam öldürülür diye bıçağı yasaklıyor muyuz!. Ya da kadınların ojelerini temizledikleri, her eczaneden alabileceğiniz aseton ya da her hırdavatçıda, inşaat malzemesi satılan her yerde bulabileceğiniz tiner ya da solvent türevleri de doğrudan uyuşturucu olarak kullanılabilir. Tinerci yok mu memlekette?!. Bu uyuşturucu türü beyin hücreleri, üst solunum yolu, akciğer, karaciğer, böbrekler, her şeyi tahrip ediyor ve geri dönüşü imkansız kadar zor. Kriminal risk katsayısı çok daha yüksek. Niye kontrollü üretim ve izin sistemi yok? Kırtasiyelerdeki Bally türü birçok yapıştırıcı da bu şekilde kötü gaye ile kullanılabilir aslında ve her okulun karşısında var."
“Esrarın kriminal risk katsayısı düşük. Biyolojik risk çok daha düşük. Esrar Bonzai’nin önüne geçmek için bir bariyer olamaz mı?” diye soran Akit yazarı şunları kaydetti:
"Bakın yeni bir uyuşturucu türü daha kapıda “e-uyuşturucu” yani “sanal uyuşturucu”. Mesaj olarak cep telefonunuza gönderilebiliyor. Siz bunu bioresonance yöntemi ile ya da e-water (elektronik su) yolu ile dil altından beyne gönderdiğinizde, beyin kendi Adrenalinini, Endorphin, Serotonin’ini kendisi üretiyor."
Dilipak, birçok ülkede kenevirin serbest bırakıldığını, insanların balkonlarında bu bitkiyi yetiştirdiğini de söyledi.