Suudi Arabistan, dinlerarası diyaloğu, İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi savunan ve İslami hareketlerle mücadele konusunda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a destek veren Muhammed el-İsa’yı ülkedeki en üst kurumsal dini heyete seçti.
Suudi Arabistan’ın, ülkedeki en üst düzey ve yetkili kurumsal dini yapılanma olan Heyetu'l Kibaru'l Ulema’ya (Büyük Alimler Heyeti) yaptığı yeni atamalar ve özellikle Suudi Arabistan’ın eski Adalet Bakanı ve Rabıta Teşkilatı Başkanı Muhammed bin Abdulkerim el-İsa’yı (1965-) ataması dikkat çekti
Heyetu'l Kibaru'l Ulema
1971’de Suudi rejimince kurulan, Başmüftülük makamındaki kimsenin liderlik ettiği Heyetu'l Kibaru'l Ulema, üyeleri kraliyetçe atanan, ülkedeki dini görüşleri ve müesseseleri kontrol etmeye, sosyal ve siyasi olanlar da dahil dini meselelerde görüş bildirip fetva vermeye yönelik bir müessese
.Rejimin bağımsızlığı ve gücü ile kendisinden çekindiği Başmüftü Muhammed bin İbrahim Alu-ş Şeyh’in (1893-1969) ölümü üzerine ilmiye sınıfını devlet kontrolü altına almak için kurulduğu belirtilen bu heyetin tüm üyelerinin kraliyetin kararıyla basit bir şekilde atanıyor ve değiştirilebiliyor. Bu durumun yanı sıra, kurulduğundan bu yana beyan ve fetvalarının hep Suudi rejimi doğrultusunda ve onu destekler içerikte olması tepki çekiyor.
Muhammed bin Abdulkerim el-İsa kimdir?
1965’te doğan Muhammed bin Abdulkerim el-İsa fıkıh alanındaki üniversite eğitiminin ardından Suudi bürokrasisinde çeşitli görevlerde bulundu. 2009’da Adalet Bakanı olan el-İsa 2015’e kadar bu görevde kaldı. Döneminde binlerce Suudi vatandaşının siyasi görüşleri nedeniyle yargılanmaksızın tutuklu kalması, işkence görmesi, kötü şartlarda yaşaması gibi durumlar nedeniyle tepki çekti.
2016’da el-İsa, Suudi Arabistan’ın ünlü teşkilatı Rabıtatu-l Alemi-l İslami’nin (İslam Aleminin Bağlantısı/Dünya İslam Birliği) liderliğine atandı ve halen bu makamda bulunuyor.
Dinlerarası diyalog faaliyetleri
Muhammed el-İsa yaptığı açıklamalarda Yahudilerin ve Hristiyanların Müslümanların kardeşleri olduğunu beyan ediyor, dinlerarası diyalog çağrısında bulunuyor. Hristiyan ve Yahudi din adamlarıyla yaptığı ortak açıklamalarda Yahudilik ve Hristiyanlığa hiçbir eleştiri yöneltmeksizin “İbrahimi Dinler” adı altında birleşmeye, birlikte hareket etmeye davet eden el-İsa’nın Hristiyanlardan çok Yahudilerle ilgilenmesi de dikkat çekiyor. Bunun ötesinde el-İsa insanlık üzerinden ortak bir kardeşlik çağrısında bulunarak dinlerin belirleyici rolünü geri plana itiyor.
Bu çağrılarıyla Batılı pek çok kuruluştan ödül alan el-İsa, ABD’deki ünlü Siyonist teşkilat Amerikan Yahudi Komitesi’nin de övgülerini alıyor.
Ocak 2020’de 2. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin tutulduğu Auschwitz Kampını Şii bir mollanın da bulunduğu bir heyetle ziyaret eden el-İsa burada namaz kıldırmış, “Ölen Yahudi kardeşlerimize rahmet diliyoruz” açıklaması yapmıştı. Bu ziyaret Körfez rejimlerinin İsrail ile ilişkileri normalleştirmesinin ön mesajı olarak yorumlanmıştı.
Muhammed el-İsa’nın Arap rejimlerinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirip İsrail ile ittifak kurmasını desteklediği biliniyor.
Vatikan ile ilişkileri
Muhammed el-İsa’nın Rabıta teşkilatının liderliğinde Vatikan ile ilişkileri dikkat çekiyor. Müslümanların birliği amacıyla kurulduğu beyan edilen Rabıta teşkilatının Muhammed el-İsa önderliğinde İhvan’ı terörist ilan etmesi gibi kararlar ve söylemlerle Müslümanları birbirine düşürüp Müslüman olmayanlarla ile sıcak ilişkiler kurması tepki çekiyor.
“Müslümanlar yaşadıkları yere uysun”
Rusya’nın Arapça yayın yapan Rusiyel Yevm kanalına verdiği röportajda Müslümanların Batılı veya kendi laik rejimli ülkelerinde kanunlara, yerleşik değerlere ve kültüre uyması gerektiği çağrısı yapmıştı. Muhammed el-İsa, bu kanunlar tesettür yasağı gibi İslamla çelişen kanunlar olsalar bile Müslümanların onlara karşı çıkmasının doğru olmadığını iddia etmişti. Kanunlardan razı olmayan Müslümanların tepki göstermek yerine beğenmiyorlarsa o ülkeleri terk etmeleri gerektiğini iddia etmişti. Aynı röportajda Muhammed el-İsa Vatikan ile sıcak ilişkilerinden ve dinlerarası diyalog faaliyetlerinden de bahsetmiş, bu bağlamda Rus devletine de övgülerde bulunmuştu.
Muhammed el-İsa dinlerarası diyalog faaliyetlerine destekleriyle bilinen Abdullah bin Beyye, Hamza Yusuf, Abdurrahman es-Sudeys gibi isimlerle de yakın dostluğa sahip ve dinlerarası diyalog faaliyetlerinde aynı söylemleri kullanıp yakın temasta, ortak faaliyetlerde bulunuyor.
Cemal Kaşıkçı cinayetiyle alakası
Muhammed el-İsa 2015 yılında Adalet Bakanlığından ayrılsa da bu bakanlıktaki etkisinin sürdüğü biliniyor. Muhammed el-İsa, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ve cinayeti karartma çabalarına karışmakla suçlanıyor.
Macron’a İslamcılıkla mücadelele desteği
Diğer dinlerden olanlara karşı sıcak mesajlarıyla bilinen Muhammed el-İsa İslamcı hareketler konusunda ise sertliği, tümünün her şekilde yok edilmesi çağrılarıyla biliniyor.
Fransa’nın Arapça yayın yapan bir kanalına konuk olan Muhammed el-İsa, Fransa cumhurbaşkanı Macron’un İslamcı hareketler ve “Siyasal İslam” aleyhine konuşmaları kendisine sorulduğunda Macron’dan daha sert açıklamalar yaparak tümünün imhası çağrısında bulunuyor.
Muhammed el-İsa Başmüftü mü olacak?
1999’da bir önceki Başmüftü Abdulaziz bin Baz’ın (1912-1999) ölümüyle Başmüftü olan ve aynı zamanda Heyetu'l Kibaru'l Ulema’ya liderlik eden Abdulaziz Alu-ş Şeyh’in (1943-) yaşlanması ve konuşmada zorlanmaya başlamasıyla makamından indirilmesi tartışmalarının gündemde olduğu bir sırada Muhammed el-İsa’nın heyete atanması dikkat çekti.
Suudi rejim muhalifleri, Muhammed bin Selman’ın İsrail ile ilişkileri normalleştirip ittifak kurmak ve ülkeyi olabildiğince laikleştirmek istediği bir dönemde bu anlaşmayı dinen sorun çıkarmadan meşrulaştıracak ve laikleştirmeye yönelik tepkileri dindirmeye çalışacak kişi olarak Muhammed el-İsa’yı Başmüftülük makamında görmek istediğini belirtiyorlar.
Suudi rejimini savunan din adamlarından aynı zamanda Muhammed el-İsa’yı açıklamalarından ötürü eleştirenlerin bu karar sonrası sessizliği ise dikkat çekiyor.
Kaynak: Mepa News