Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 25 Şubat 2022’de NTV’de katıldığı canlı yayında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ukrayna’daki Türk vatandaşlarının tahliyesinin dair soruya Çavuşoğlu, “Tahliyeler başladı. 12 Şubat’tan itibaren vatandaşlarımıza yaptığımız uyarılar çerçevesinde yaklaşık 5 bin vatandaşımız zaten ülkemize dönmüştü. Özellikle 12 ve 22 Şubat’ta yaptığımız duyurulardan sonra.” dedi. Kalan vatandaşların Türkiye’ye getirilmesi konusunda ise, “Bugün kara yoluyla vatandaşlarımızı taşıma kararı aldık. Hazırlıklarımız zaten daha önceden yapılmıştı. Aynı zamanda vatandaşlarımıza tek tek telefonla da ulaşıyoruz. Toplamda 20 bin civarında vatandaşımız vardı Ukrayna’da, 16 bin civarında vatandaşımıza tek tek ulaştık.” açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, Ahıska Türkleri, Gagauz Türkleri ve Kırım Tatarlarının liderleriyle de sürekli temas halinde olduklarını söyleyerek, “Gerektiği zaman o kardeşlerimizin tahliyesi konusunda da gerekli hazırlıkları beraber yapıyoruz. Türk Hava Yolları ve diğer hava yollarıyla temas halindeydik. Geniş gövdeli uçuşları da başlatmıştık ama artık hava sahası kapalı olduğu için havadan tahliye yapamıyoruz. Aynı şekilde denizden de tahliye yapamıyoruz, o nedenle otobüslerle karadan tahliyeleri başlattık. ” diye kaydetti.
“Biz her zaman olduğu gibi burada Montrö Anlaşması'nı tamamen uygulayacağız”
Çavuşoğlu, Ukrayna’nın Türkiye’den Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin talebi hakkındaki soruya ise, “Türkiye, her zaman uluslararası hukuktan yana olmuştur ve taraf olduğu anlaşmalara uymuştur. Montrö Anlaşması’nın hükümleri gayet açık ve net. Türkiye, bir savaşın içindeyse buradan tüm geçişler tamamen Türkiye’nin kontrolünde oluyor. Eğer Türkiye, bir savaşın tarafı değilse ve savaşan taraflar varsa 19. madde gayet sarih bir şekilde söylüyor. Bu savaşan ülkelerin gemilerine boğazdan geçişi kapatma yetkisi veriyor Türkiye’ye ama yine 19. madde bir istisna tanıyor. Bu, sadece Rusya için değil, tüm kıyıdaş ülkeler için geçerli. Ukrayna için de geçerli. Eğer bir gemi kendi üssüne dönmek için talepte bulunuyorsa 19. madde burada bir istisna tanıyor. Tabii burada kendi üssüne dönmüş olması gerekiyor. Yani denizden, boğazdan geçip başka bir üsse değil. Montrö Sözleşmesi’nin 19. maddesinde düzenleme var, istisna nerede tanınıyor açıkça söylenir. Biz her zaman olduğu gibi burada Montrö Anlaşması’nı tamamen uygulayacağız.” cevabını verdi.
Çavuşoğlu, bir savaşın olup olmadığının, hukuki bir tanım gerektirdiğini söyleyerek, “NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i dikkatlice dinledim, NATO ve BM belgelerine de baktım, orada da aynı şeyler söyleniyor. Bazıları ‘Topyekun işgal diyor, saldırı’ diyor. Stoltenberg, konuşmasının bir kısmında ‘Topyekun işgal, saldırı’ dedi ve sonra savaş tabiri de kullandı ama hukuken tabii bunun tanımının yapılması gerekiyor. Şu anda BM ve NATO belgelerinde savaş tabiri kullanılmış değil ama halkın tabiriyle bir savaş var ortada. Sonuç itibarıyla biz Montrö Anlaşması’nı tüm maddeleriyle beraber bu kritik süreçte uygulayacağız. Daha önce harfi harfine uyguladığımız gibi, herhangi bir çifte standarda düşmeden, objektif şekilde uyguladığımız gibi bu çerçevede Montrö Anlaşması’nı uygulayacağız. Şu anda hukukçularımız, askerlerimiz, bakanlığımız, arkadaşlarımızla Ukrayna’dan talep geldikten sonra bunu ciddi şekilde değerlendiriyoruz” dedi.
Putin'in Ukrayna'da darbe çağrısı hakkında: "Kabul edilemez bir çağrıdır"
Bakan Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da askere darbe çağrısında bulunduğunu yansıtan haberlere dair ise, “Bu, tabii kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Biz seçilmiş hükümetlerin demokratik olmayan yöntemlerle görevden uzaklaştırılmasına karşıyız.” açıklamasında bulunarak, “Bu çağrıyı yadırgadık. Doğru bir çağrı değil, kabul edilemez bir çağrıdır” dedi.
Türkiye’nin demokratik yollarla halkın iradesiyle seçilmiş hükumetleri desteklediğini ifade ederek, “Ukrayna’nın kimin tarafından yönetileceğine de Ukrayna halkının karar vermesi gerekiyor. Biz her zaman meşruiyetten yanayız.” diye kaydetti.