ABD’nin Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarına yönelik bir “uyarı” yayınlamasının ardından Dışişleri Bakanlığı da yazılı bir açıklama yayınladı.
Bakanlık, uyarı metninde doğu ve güneydoğu şehirlerinde ‘terörist grupların’ saldırılarını sürdürdüğüne yönelik bir açıklaması bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı’na “Bir seyahat uyarısının maksat ve mahiyetini aşan ifadeler içeren bu açıklamanın iyi niyetle kaleme alındığını söylemek mümkün değildir” yanıtını verdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ülkemize yönelik olarak yayımladığı son seyahat uyarısında genel olarak ülkemizin güvenlik koşullarının güçlü olmasına bağlı olumlu değerlendirmelerde bulunulmakla birlikte, Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki şehirlerimize yönelik tespit ve değerlendirmeler gerçekleri yansıtmamaktadır."
"Türkiye’nin terörle mücadelesini anlamaktan uzak olan bu yaklaşımlar, Hükümetimizin bu yöndeki kararlılığını sekteye uğratamayacaktır.”
ABD’nin açıklamasında Türkiye’deki güvenlik ortamını doğru şekilde yansıtmayan iddiaları tekrar ettiğini vurgulayan Dışişleri Bakanlığı, “tehdit ve güvenlik açığının” asılsız olduğunu aktardı.
“Seçilmiş olmak, terörü ve terör örgütlerini destekleme özgürlüğüne sahip olmak demek değildir” ifadelerine yer veren Bakanlık, şöyle devam etti:
“Ülkemiz terörle etkin şekilde mücadele etmeye kararlıdır. Terörü destekleyenlere karşı hukuki ve meşru zeminde aldığımız tedbirler de ülkemizin bu tehditle kararlı mücadelesinin tezahürüdür."
"ABD makamlarını ideolojik yaklaşımdan vazgeçerek ülkemizin gerçeklerini referans almaya, aklıselim ve mantıktan uzak bu değerlendirmeyi düzeltmeye davet ediyoruz.”
“Gitmeyin” dedikleri 14 şehir
ABD Dışişleri Bakanlığı, 6 Eylül’de yayınladığı yazılı açıklamada Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırındaki bölgelerinin ‘terörizm’ dolayısıyla riskli olduğu belirtmiş, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Kilis, Mardin, Şanlıurfa, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van illerine gidilmemesini istemişti.
“Keyfi gözaltılara” da dikkat çekilen uyarıda, bölgedeki devlet güçlerinin, içlerinde ABD vatandaşlarının da bulunduğu on binlerce kişiyi, yetersiz veya gizli bilgilere dayanarak, genellikle de siyasi maksatlarla “terör örgütleriyle ilişkili” göstererek gözaltına aldığı belirtilmişti.