Yanmış araçlar, paslanmış mermi kovanları, düzlenmiş binaların yıkıntıları, Mukalla kentinin dolanbaçlı sokakları, yaklaşık üç sene önce bu liman kentini kırıp geçiren o yoğun savaşı hatırlatıyor.
Suudi Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonu İran destekli Husilere karşı savaş açtığı sıralarda, 2015 yılının Nisan ayında Yemen’in sahil kenti Mukalla Arap Yarımadası El Kaidesi’nin eline geçmişti.
34 yıl Yemen’i yöneten Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, 2011 yılında başlayan ayaklanmalar sonucu devrildi. Uzun dönem ABD ile yakın ilişkiler geliştiren ve ittifak halinde bulunan Salih, ABD’nin ayaklanmaları desteklemesi nedeniyle büyük hayal kırıklığı yaşamıştı. Bu sefer İran destekli Husi milisleri ile ittifak kurdu. Ülkenin kuzey batısında geniş bir alanı kontrol altına alan Husiler, başkent Sana’yı ele geçirdi. Suudi Arabistan’ın Husilere savaş açması ve ülkede gelişigüzel hava saldırılarında bulunması kaosu daha da derinleştirdi.
El Kaide için iyi bir 'şans'
Yemen’de Mart 2015’den beri yaklaşık 60 bin kişi öldü veya yaralandı. İran destekli mezhep yanlısı milislerin oluşturduğu tehdit ve Suudi Arabistan’ın ölüm saçan saldırıları El Kaide’ye halk nezdinde meşruiyetini sağlamlaşması için iyi bir şans verdi.
Yemen ordusu büyük bir dağılma yaşamıştı. Ülkenin doğusundaki askeri üsler savunmasız kaldı ve El Kaide bu üslerde yer alan çok sayıda silaha, tanklara ve Amerikan yapımı Humvee araçlara el koydu.
Mukalla'da tahrip olmuş bir anti tank silahı
El Kaide’nin ele geçirdiği sadece güçlü silahlar değildi. Bölgedeki çok sayıda banka da artık onların kontrolündeydi. El Kaide bölgede çok önemli bir ekonomik güç haline geldi ve halka elektrik, su ve sağlık gibi hizmetler sunmaya başladı.
El Kaide halktan alınan vergileri ortadan kaldırdı, memurlara maaşlarını ödemeye devam etti ve oluşturduğu düzenin ‘başarısını’ medya kanallarından servis ettiği videolarla tüm dünyaya ispat etmek istedi.
BAE destekli güçler şehri ele geçirdi
Ancak bir yıl önce şehri ciddi bir direniş göstermeden terkettiler. Bu beklenmeyen bir durumdu.
Birleşik Arap Emirlikleri destekli Yemenli askerler, 24 Nisan 2016’da El Kaide’nin çekilmesinin ardından şehri ele geçirdi.
El Kaide’den çekilme hamlesinin sivilleri korumaya yönelik olduğu yönünde bir açıklama gelmişti.
Mukalla’daki El Kaide yönetiminin sona ermesinin üzerinden yaklaşık 2 sene geçti. El Cezire’ye konuşan şehir sakinleri, Aden hükümeti ve BAE’nin kendilerine temel hizmetleri dahi sunmaktan aciz kaldığını ve El Kaide yönetimi altında yaşamanın kendileri için daha iyi olduğunu söyledi.
El Kaide yönetiminde yaşam
Mukalla’da balıkçılık yapan 30 yaşındaki Abdurrahman Halid, El Cezire muhabirlerine şunları söyledi:
“El Kaide yollara taş döşedi, hastaneler yaptı. Onlar mükemel değildi ancak şu anki yönetimden daha iyilerdi”
“İdari konseylerini kurdukları zaman, sorumlu olarak ileri gelen aşiretlerin liderlerini atadılar ve bu kişiler onların görüşlerine sahip kişiler değildi. Onlar medyanın kendilerini gösterdiği gibi güç müptelası kimseler değildi”
Balfakih Kültür Merkezi, bombardıman nedeniyle tahrip olan binalar arasında
“Korkak hükümet ve ordusu kaçtığında onların boşluğunu doldurmak zorunda kaldılar”
Halid sözlerine şunları ekliyor:
"El Kaide yönetimi altında bir hayat çok daha iyiydi. Şimdi sadece karmaşa var"
'Hadramevt'in evlatları'
Çoğu El Kaide lideri, doğu Yemen'in en büyük vilayetlerinden olan Hadramevt'in yerel aşiretlerinin birer mensubu. Hatta grup, bölge halkı tarafından "Hadramevt'in evlatları" olarak isimlendiriliyor.
Halid, medyada El Kaide'nin 'acımasız' bir örgütlenme olarak sunulduğunu ancak gerçekte karşılaştıklarının daha farklı olduğunu ileri sürüyor:
"Bir kadın ve bir erkek zina suçlaması nedeniyle taşlanarak idam edildi, iki kişi ise Suudi Arabistan'a ajanlık yapmak suçlaması ile çarmıha gerildi. Ancak bu tarz hadiseler oldukça nadir yaşanıyordu."
El Kaide'nin son bulan varlığına ilişkin belirtiler hala Mukalla caddelerinde bulunuyor. Grubun sloganları binaların üzerinde ve duvarlarda grafittiler var.
Halid, El Kaide'nin Hisbe adı verilen kolluk kuvvetlerine sahip olduğunu ve bu kişilerin İslam hukukunun uygulanması için denetimlerde bulunduğunu belirtiyor.
Yoğun bir kavşakta bulunan bir posterde şu ifadeler yer alıyor:
"İmanın kadınları: Temiz bedenlerinizi meraklı gözlerden koruyun"
Lağım akan yollar ve yıkıntılar
Yıkılan binalar ve parçalanmış araçlar şehirde sık sık görülüyor ve 2016 yılında koalisyon uçaklarının santralleri vurmasının ardından hala elektrik sorunu aşılabilmiş değil. Akşam olduğunda şehrin büyük bir kısmı tamamen karanlığa gömülüyor.
Şehir sakinleri sıcak havalarda kanalizasyonun yaydığı pislik ve kötü kokudan dolayı yaşadıkları sıkıntıları El Cezire muhaberine iletti.
Mukalla'da lağım sularının arasında yol alan bir taksi
Şehrin yerel sakini ve insan hakları aktivisti Efkar Elşenbenti, "şehrin kanalizasyon pisliği ve karanlık içinde boğulduğunu" söyledi.
Efkar, şehirde sürekli su kesintilerinin olduğunu ve hükümetin sıkıcı bahanelere sığındığını ifade etti.
"Şu anki kabul edilemez durum, yerel yönetimin rezil başarısızlığını gösteriyor. Mukalla'yı ele geçirmeleri üzerinden 2 sene geçti ancak hala hiçbir bina onarılmadı"
Kolera kasıp kavuruyor
Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Yemen'de kolera salgını nedeniyle geçen sene en az 2200 kişi hayatını kaybetti.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, çöp toplama hizmetinin olmaması ve kanalizasyon sisteminin hava saldırıları nedeniyle büyük hasar görmesi nedeniyle hastalık çok hızlı yayıldı.
BAE ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen Aden hükümeti yetkilileri, El Cezire muhabirlerinin bu sorun hakkındaki sorularını cevapsız bıraktı.
Yönetimsizlik
Yerel halk yeniden inşanın çok yavaş ilerlemesinden hükümeti sorumlu tutuyor. Ayrıca BM'nin ve uluslararası yardım kuruluşlarının bölgeye çok az finansal destek sağladığını da iletiyorlar.
Mukalla Sağlık İşleri Müdürü Riyad el Careri yaşadıklarını sıkıntıyı şu sözlerle anlattı:
"Cumhurbaşkanı sürgünde, hükümet merkezi ise Aden'de. Bu yüzden şehrin onarımında çok güçlük çektik. Ayrıca bağışçılar eğer onarırlarsa binaların tekrar hedef olmasından korkuyorlar"
Suudi ambargosu
Batı ve Arap ülkeleri tarafından meşru kabul edilen Aden hükümetinin Cumhurbaşkanı Hadi, 2015 yılından beri aile fertleri ve askeri üst düzey yetkililerle birlikte Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da kalıyor.
Mukalla Havalimanı, El Kaide'nin eline geçmesinin ardından tek tük yardımlar dışında uçuşlara tekrar açılmadı.
Hadi hükümetinin merkez bankasını Sana'a'dan Aden'e taşımasından beri Yemen ekonomisi gittikçe kötüleşti.
31 yaşındaki otobüs şoförü Ebu Muhammed, Suudi Arabistan'ın uyguladığı ambargo nedeniyle büyük bir akaryakıt kıtlığı yaşandığını, otobüsünün deposunu doldurabilmek için günlerce sıra beklediğini, polisin devriye atmayı reddetmesi nedeniyle hırsızlık ihtimaline karşın günlerce otobüsünde uyuduğunu anlattı.
Ebu Muhammed, El Cezire muhabirine şunları söyledi:
"Evime gitmiyorum, akaryakıt istasyonunda günlerim geçiyor. İstasyonda uyuyorum. Evimde uyuyamıyorum çünkü otobüsten ayrılmam güvenli olmaz. Bu gördüğüm en büyük akaryakıt kıtlığı. El Kaide yönetimi sırasında akaryakıt temin etmek çok daha kolaydı"
BAE'nin işkence birimleri
BAE'nin Yemen ordusunu yeniden inşa etme rolü, şehir halkındaki kini daha da derinleştirdi.
Suudi Arabistan, Yemen'in dışında rol üstlenirken, BAE çatışmaların içinde daha fazla yer aldı. Bu iki ülkenin Yemen ajandasının farklı olduğunu gösterdi.
Petrol zengini BAE Yemen'de bir takım dramatik olay serisinin merkezinde yer aldı. BAE tarafından Yemen'in güneyinde kurulan 'güvenlik birimi' çok sayıda keyfi gözaltı ve adam kaçırma faaliyetlerine karıştı. Halkta öfkeye neden olan bu olaylar uluslararası raporlara da yansıdı.
Uluslararası İnsan Hakları Gözlemevi, BAE yönetimini El Kaide ve IŞİD'e karşı operasyon adı altında insan haklarını ihlal etmekle suçladı.
Kaçırılan bir çok insana bir daha ulaşılamadı, şüphelilere işkence edildi, cinsel saldırıda bulunuldu, aileleri tehdit edildi ve gizli hapishanelere konuldu.
Yemen'in çoğunda olduğu gibi Mukalla'da da, üç yıldır süren savaş acı bir sefalete neden oldu.
Ebu Muhammed kısmen şanslı biri olduğunu düşünüyor:
"Eskiden iyi bir hayatım vardı, fakat şimdi çoğu Yemenli gibi zar zor yetecek kadar para kazanabiliyorum"
Ülkede halihazırda şişirilmiş olan gıda ve yakıt fiyatları artmaya devam ediyor. Ebu Muhammed üçüncü bir çocuğa bakacak durumunun olmadığını ve bu yüzden karısının gebelik önleyici ilaç kullandığını söylüyor.
"Hayat önceden güzeldi. Şimdi... Geriye kalan sadece perişanlık..."
Kaynak: Mepa News