Erdoğan-Abbas görüşmesinde ne konuşuldu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Filistin Devlet Başkanı Abbas ve heyetini ülkede misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ve Türk milletinin Filistin davasına her zaman destek verdiğini, Filistin'in, gönüllerinde müstesna bir yerinin olduğunu" vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Soykırım uygulanıyor"

"Bugün yaptığımız istişarelerde Filistin'deki son durumu etraflıca ele aldık. Filistinli kardeşlerimiz tarihlerinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. 7 Ekim'den bu yana Gazze ve Ramallah'ta masum insanlara karşı İsrail'in düzenlediği saldırılar sonucunda 32 bine yakın Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı, 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli, günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, aynı zamanda masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi, Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır."

Filistin'den gelen yaklaşık 1000 yaralının tedavisinin Türkiye'nin çeşitli hastanelerinde sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu ve cinayet ortakları, döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak bunun için çalışmaya, tüm kapıları zorlamaya devam ettiklerinin ve devam edeceklerinin" altını çizerek, "Türkiye'nin 26 Şubat'ta Uluslararası Adalet Divanı'nda sözlü sunumda bulunarak meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumunu beyan ettiğini" anımsattı.

"İslam dünyasında vahdet yok"

İletişim Başkanlığı'nın aktardığı habere göre, "İsrail'in soykırım sözleşmesindeki yükümlülüklerini ihlalden Uluslararası Adalet Divanı önünde yargılandığına" dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail yönetimi, kadın çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi, gıda sırası beklerken sivilleri katletmeyi sürdürmektedir. İsrail'in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi, Batılı güçlerin Holokost'taki günahlarından dolayı İsrail'e verdikleri destektir. Elbette bunda, İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır." dedi.

"Türkiye'nin Filistin meselesinde duruşu, hassasiyeti ve Filistin halkına olan güçlü desteğinin belli olduğunu" belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin 7 Ekim'den itibaren bu yönde olağanüstü çaba harcadığını" vurguladı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"İnsani yardım noktasında bugüne kadar toplam 37 bin tonu aşkın malzemeyi, gemiler ve uçaklarla bölgeye sevk ettik. Ayrıca 900'den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye'ye getirdik. Gazze'de bir sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yaptığımız mali ve ayni yardımları artırdık. Ajans'ın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi amacıyla yoğun bir çabanın içindeyiz.

İsrail'in yalan ve iftira ile Ajans'ı itibarsız hâle getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, Ajans'ın mevcudiyetine halel getirilmemelidir. Son olaylarla ilgili olarak İsrail-Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadığı takdirde, Orta Doğu'da barışın hâkim olamayacağı artık iyice anlaşılmıştır. Kalıcı barışın tek yolu ise 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti'nin tesisidir. Uluslararası toplumun bunun yerine süre gelen işgalin sonuçlarını yönetmeye çalışması beyhudedir, anlamsız ve faydasız bir yaklaşımdır. Bu itibarla sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor."

"Her geçen gün artan işgal uygulamalarının amacının, sahada emrivakiler oluşturarak, iki devletli çözüm vizyonunu baltalamak olduğuna" işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözde 'yerleşimciler' adı verilen, aslında Filistinlilere ait topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri, çözümün önündeki en büyük engellerden biridir." diye konuştu:

"Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine, teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda, garantörlük mekanizması çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Önümüzdeki dönemde bununla ilgili çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Yaklaşmakta olan ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz. Radikal İsrailli siyasetçilerin, Müslümanların Harem-i Şerif'e girişinin kısıtlanması yönündeki talepleri tam anlamıyla bir hezeyandır. Böyle bir adım atılmasının sonuçları şüphesiz çok ağır olacaktır. Filistinli kardeşlerimiz arasında birlik ve mutabakat sağlama gayretlerini de yakından takip ediyoruz. Gelinen aşamada İsrail'in zulmüne verilecek en güzel cevaplardan biri Filistinliler arası birliğin ve beraberliğin sağlanmasıdır. Bu alanda da üzerimize düşeni yapmaya her zaman hazırız."

"Filistin davasını ellerinden gelen en güçlü şekilde savunmaya, Filistin halkının güvenliğini ve refahını artırmaya yönelik her türlü gayreti desteklemeye devam edeceklerini" vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün gerçekleştirilen görüşmelerin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

Abbas'tan Türkiye'ye teşekkür

Filistin yönetimi lideri Abbas ise açıklamalarında Filistin'in uluslararası sistemdeki yerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak "Filistin'e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların güçlendirilmesi gerekiyor." diye konuştu.

Abbas, kendilerinin de bu korumanın gerçekleşebilmesini arzuladıklarına işaret ederek, "Filistin'in Birleşmiş Milletler'de daimi üyeliğe sahip olması, Güvenlik Konseyi'nin kararıyla böyle bir durumun ortaya çıkması, bizim arzuladığımız bir şeydir." dedi.

Abbas, "(Türkiye'nin) Filistin davasına olan sürekli desteğinden ötürü müteşekkiriz." ifadesini kullandı.

Filistin Yönetimi lideri Abbas, "Türkiye'nin Filistin halkına ve Gazze'deki halka yönelik gönderdiği yardımlardan dolayı da en içten minnettarlıklarını" ifade ederek, "Türkiye, Filistin halkına karşı kardeşlik temelinde tarihî sorumluluğuyla bütün sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası bir barış konferansının tertip edilmesi ve bir yol haritasının kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Abbas, "Bu çabalar bağlamında, biz Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz." diye konuştu.

Abbas, "Filistin halkının Gazze’den ve Batı Şeria’dan tehcir edilmesini kabul etmiyoruz. İsrail ise yakıp yıkarak bu projesini hayata geçirmeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.

"Gazze, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır ve hiçbir şekilde işgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir." diyen Abbas "Filistin devletinin bölünemeyeceğini" vurguladı.

Abbas, "Barış ve güvenlik İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür" diyerek, "İsrail işgalinin sonlanması yoluyla bölgede güven, istikrar ve iyi komşuluk ilişkilerinin sağlanabileceğine" dikkati çekti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Haberler Haberleri